Emel Şerife Hasçağan

Emel Şerife Hasçağan

Konuşmadan da anlaşmak mümkün mü?

Konuşmadan da anlaşmak mümkün mü?

Kalabalıklar içindeyiz. Gürültünün tam ortasında yaşıyoruz ama birbirimizi duymakta zorlanıyoruz. Cümleler kuruyoruz, kelimeler sıralıyoruz, ama gerçekten anlaşabiliyor muyuz? Yoksa bazen konuşmadan, sadece bakarak, hissederek daha derin bağlar mı kuruyoruz?

İletişim denince ilk akla gelen şey, elbette dil… Ama iletişimin temel taşlarının sadece kelimelerle örülmediğini artık bilim de kabul ediyor. Beden dili, mimikler, suskunluk anları, hatta sessiz bir omuz dokunuşu bile çok şey anlatabiliyor. Hatta bazen bir kelime etmeden, karşımızdakinin ne hissettiğini anlamak, uzun cümlelerden daha gerçek olabiliyor.

Düşünsenize, bir çocuğun gözyaşlarını tarif etmesine gerek yoktur; gözleri her şeyi anlatır. Ya da yıllardır aynı yastığa baş koymuş bir çiftin, bir bakışla gününün nasıl geçtiğini anlaması… Bu, konuşmadan kurulmuş bir ortak dilin ürünüdür. Belki de insan ilişkilerinde en güçlü bağ, sözsüz anlaşabilmenin verdiği güven duygusudur.

Ama ne yazık ki modern çağın gürültüsü, bu sessiz dili bastırıyor. Her şey söylenmek, yazılmak, paylaşılmak zorundaymış gibi… Halbuki bazen susmak da bir cevaptır. Bazen en doğru söz, hiç söylenmeyendir. Çünkü susmak, anlamamayı değil; saygıyı, düşünmeyi ve zaman tanımayı da içinde barındırır.

Elbette ki sessizliği bir kaçış değil, bir köprü olarak görmek gerekir. Konuşmadan da anlaşmak mümkündür; yeter ki birbirimize bakmayı, dinlemeyi, hissetmeyi bilelim.

Gürültü çağında sessizlik, belki de en kıymetli kelimemizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Emel Şerife Hasçağan Arşivi