Bazı yazılar vardır çok zor yazılır. Yüreğinden geçenleri aynı duygular ile kağıda dökmek çok zor gelir insana. 

Bu duyguları bazen çok sevindiğin zaman yaşarsın bazen çok üzüldüğün zaman. Bazen çok arzu ettiğin bir şeye kavuştuğun zaman bazen de çok sevdiğin bir insanı kaybettiğin zaman yaşarsın.

Böylesi ne zor yazıları birkaç kez yazmak zorunda kaldım. İnşallah bundan sonra böylesine yazıları bir daha kaleme almak nasip olmaz.
Bu gün yazılan bu yazının sahibi, dostluğuna, kardeşliğine, yardım severliğine her zaman inanıp güvendiğim ama aramızdan çok vakitsiz ve erken ayrılan kardeşim Ali Bildik oldu.

Ramazan Bayramı'na birkaç gün kala aniden aramızdan ayrılan can dostum, Silleli Ali Bildik, 'Nam-ı Diğer Postacı Ali' Sille Ak Mahalle Muhtarlığının yanı sıra Sille Avcılar Derneği, Silleliler Derneği, Sille Sulama Birliği gibi bir çok alanda sayısız hizmetleri olan birisi idi.

Sille'nin çok eski duayenlerinden sonra bence bir Kara Kutusu da Ali Bildik idi. gerek baraj ile gerek sille içerisinde ki sulama kanalları ile ilgili bilinmeyen bir çok ayrıntıyı Ali Bildik, 'Bilir' di…

Gece gündüz demeden kim çağırırsa koşarak giden, saat kavramını hiçbir zaman tanımayan 24 saat dostlarının canlarının hizmetinde olan birisi idi Ali Bildik.
Şahsım olarak ben bile birçok kez yük sürmeme rağmen bir kez olsun itiraz etmeden koşarak gelen birisi idi…

Bu nedenle hakkı ödenmez  bir insandı Ali.

Cenazesinde namazını kıldıran Hoca efendi, 'Hakkınızı Helal Ediyor musunuz?' diye sorduğunda ben şahsım adına, 'Sen bize hakkını helal et Ali kardeşim' dedim. Çünkü gerçekten bizim değil onun bizler üzerinde hakkı çok idi. Buna yürekten inanıyorum.

Ya bir insanın hayatında veya literatüründe, 'Gelemem işim var', 'Bende yok',  'Ben bilmiyorum', 'Senin derdinden bana ne', 'Bu saatte niye arıyorsun' gibi bir kelime olmaz mı!

Evet Ali Bildik'in hayatında  bunların hiç birisi yoktu. O her zaman sanki o Emrin bir Emir eri gibi hazır ve Nazırdı. 
Gece gündüz demeden kim çağırırsa giden, elinden geldiğinin fazlasını yapan, 7'den 70'e herkesin hayır duasını alan bir insandı.

Son günlerini sürekli olarak yeni yaptırdığı evi için çalışarak geçirdi. Annesi ve babasına yaşlı oldukları için birinci katı bahçenin hemen yanında, ikinci kata kendisi için en üst katı ise oğlu için yaptırmış, tam rahat edeceğim diyeceği bir dönemde ise o kahrolasıca beyin kanaması na yakalanmıştı.

Değerli dostum Ahmet Göçergi beni arayıp ilk beyin kanaması geçirip hastaneye kaldırıldığını söylediğinde kahrolmuştum.

Birkaç gün sonra Ahmet Göçergi aradığı zaman bir an telefona bakmak içinde gelmedi, telefonu açar açmaz ise ilk tepkim, "Ahmet sakın bana acı bir haber verme" demek oldu. Ama Ahmet hiç beklemediğim o acı habere vermişti.

Birkaç dakika içerisinde soluğu Meram Tıp Fakültesi'nin morgunda aldım. Tüm sevenleri orada ağlıyordu. Soğuk yüzünü gördüğümde göz yaşlarıma hakim olamadım. O buz gibi dondurucu dolabının içerisinde bile sımsıcak bir dost gibi nur içinde yatıyordu Ali…

Ve yüzlerce seveni Ali Bildik'i son yolculuğuna uğurlamak için Sille'ye akın etti. 
Bizler bir arkadaşı olarak bir böylesine yandık ta acaba ailesi, ana babası, evlatları nasıl yandı Allah bilir. Rabbim onların hepsine sabırlar versin. 
Ateş düştüğü yeri yakar derler doğru derler .Ama bizim de yüreğimiz çok yandı.

Ali'yi son yolculuğuna uğurladık, hoca efendinin yine cenaze namazında sorduğu 'Nasıl Bilirdiniz' sorusuna en güzel cevap, 'Biz Rahmetliyi soyadı gibi çok iyi  'BİLDİK'. Allah şahidimiz olsun gerçekten yürekten iyi 'BİLDİK'. 

Rabbim de inşallah tüm iyiliklerini karşılıksız bırakmaz ve onu cennetinin en güzel yerine koyar, Peygamber Efendimize komşu kılar.

Evet değerli kardeşim sana bir kez daha rahmet geride bıraktıklarına sabırlar dilerim. 

Bundan sonra sana minnet borcunu ödeme sırası bizlerde, Sille de bir yere  ismini mi verirler, senin adına bir unutulmaz eser mi kazandırırlar bilmem ama sen yapılacak olan her eserin fazlası ile hakkı olan birisi idin. 

Rahmetin bol olsun kardeşim. Nur içerisinde yat…