Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve on ili etkileyen depremin izleri ardında ömür boyu unutulmayacak birçok acı ve birçok anı bıraktı. Enkaz altından mucize bir şekilde kurtulanlar o anları anlatırken bazı ilginç olaylar da dikkat çekti.
Türkiye, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. Zamana karşı yarışın sürdüğü kentlerden umutlandıran haberler geldi. Mucize olaylar yaşandı ve kurtarılanlar, enkaz altındaki yaşam mücadelesini anlattı.
“BAZI ŞEYLERİ TIBBEN İZAH EDEMİYORSUNUZ”
Kahramanmaraş'ta enkaz altından 248 saat sonra (11 gün sonra) çıkarılan 17 yaşındaki Aleyna'nın mucize kurtuluşunun ardından konuşan Cerrahi Prof. Dr. Alptekin Yasım, "Şimdiye kadar hiçbir şey yiyip içmeyen birisinin böbrek fonksiyonlarının böyle korunmuş olması… Bazı şeyleri tıbben izah edemiyorsunuz" dedi.

7 AYLIK BEBEKLERİNİ TÜKÜRÜKLERİ VE KANLARIYLA İLE BESLEDİLER!
Kahramanmaraş’ta 203 saat sonra sağ olarak enkazdan çıkartılan anne Hidayet ve baba Muharrem Polat’ın 7 aylık bebeğini hayatta tutmak için yaptığı mücadele herkesi ağlattı. Enkaz altında 7 aylık Alparslan bebeği hayatta tutmak için 5 gün bebeğini emziren anne, sütten kesilince kolunu keserek kanını içirdi ve bir gün daha yaşattı. Ancak minik Alparslan daha fazla dayanamadı ve enkaz altında hayatını kaybetti. Acılı baba Muharrem Polat, dikkat çekici şu ifadeleri kullandı: “Enkaz altında taşın nemli olduğunu hissettim. Sonra kazdım kazdım altından kar suyu çıktı. Ama memlekette kar yok. Allah bize böyle bir şey bahşetti.”

“ÇOK GÜZEL BİR ABLA BENİMLE HEP OYNADI”
Türkiye'nin dört bir yanından yardım mesajları gelirken Demet Akalın da yakınlarına dair bir mesaj paylaşmıştı. Sosyal medyadan paylaşımda bulunan ünlü şarkıcı, öldüğü sandığı akrabalarını bulduğunu açıklamıştı. Demet Akalın'ın son paylaşımı takipçilerini çok etkiledi. Enkaz altından çıkarılan küçük bir çocuğun anlattıklarını paylaşan şarkıcı duygu yüklü anlar yaşadı. İşte tüyleri diken diken eden olay…' Enkazdan sağ çıkarılan çocuk ambulansa alınıyor hemşire müdahale ediyor. Ağlayarak soruyor çocuğa söyle bakalım sana ne vereyim su mu çikolata mı istersin? Çocuk yok ben hiç acıkmadım ki… Çok güzel bir abla geldi bana yemek yedirdi, su içirdi benimle hep oynadı merak etme kurtulacaksın dedi ve siz gelince gitti demiş.

PROTEİN TOZUYLA HAYATTA KALDILAR
Kahramanmaraş, Muhammed Dulkadiroğlu Bulvarı’ndaki 8 katlı Pınar Apartmanı’nın enkazında yaşam belirtisi tespit eden Jandarma Arama-Kurtarma (JAK), AFAD, madenciler ve Azerbaycan ekipleri 4-5 saatlik çalışma sonrası 5. katın molozları arasından önce Enes’i ardından ağabeyi Abdülbaki Yeninar’ı çıkarttı. Depremden 198 saat sonra kurtarılan 2 kardeş, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan Abdülbaki Yeninar, “İçim rahattı. Kurtarılacağımı biliyordum. Enkaz altındayken dışarıdan gelen havayı içime çektikçe çekesim geliyordu. Kardeşimin protein tozlarını içtik” diye konuştu. Muhammed Enes de, “Ağabeyimle ilk bir iki gün ağladık. Sonra nasıl kardeşlik yaptığımızı konuştuk. Askerlerin sesleri gelince ferahladık” dedi.

'BİTKİ VE BÖCEK YEDİM''
Merkez Onikişubat ilçesinde 8 katlı binanın 4. katında yaşayan ve deprem sonrası kaldığı enkazın altından 96 saat sonra ekiplerce çıkarılan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Görevlisi Arif Gürler, topraktaki bitki ve böcekleri yiyerek hayatta kaldığını söyledi. Toprak altında kaldığı süreçte eşini ve çocuklarını düşündüğünü anlatan Gürler, manevi yanı güçlü olan birinin bu tür durumlardan korkmayacağını ifade ederek, "Acıktığımda böcek yedim. Toprağın içinde ne bulduysam yedim, vitamin değeri olan bitkiler de var, böcekler de var. Yeter ki yemeye cesaret et. Elbiseden yırttığım parçayı idrarla ıslatıp su ihtiyacımı karşıladım. Bir belgeselde öğrenmiştim, öyle yaptım. Maneviyatınız iyi ise içeride karanlığa ışık yakıyorlar" diye konuştu.

12 ZEYTİNLE 32 SAAT YAŞAM MÜCADELESİ
Görev amaçlı gittiği Hatay'da "asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlere otelde yakalanan ve 32 saat enkaz altında kalan Yüksel Ergit de kurtarılmayı beklerken bir poşette bulduğu 12 zeytinle yaşama tutundu. Ergit, deprem sırasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “İçinde kaldığım enkazda çok küçük çapta bir görüş açım vardı, gece mi gündüz mü bilmiyordum. Sanki 10 gün orada kalmışım gibiydi. Enkaz altındayken sürekli artçı depremler oluyordu, dirseğimle hava almak için üstüme yıkılan tuğlaları kırıyordum. Tuğlaları kırarken bir poşete denk geldim, içinde sadece 12 tane zeytin vardı. Onu kolumun altına sakladım, her canım isteğinde, canım istedi mi ondan da emin değilim ama yedim. 32 saat sonra enkazdan sağ çıkarıldım."

"ALLAH'IM BANA NE OLUR SU GÖNDER DİYE DUA ETTİM"
İki çocuk annesi Elif Kazan, enkazın altında susuzluk çektiği için Allah'a dua edip su istediğini söyleyerek, “Elbistan'da, öğleden sonra 1 buçukta yaşanan depreme yakalandım. Yatak odasına geçmiştim bir anda tavan üstüme çöktü. Evimiz 2 katlı ben alt katta kayınbabamlar üst katta oturuyordu. 5 gün boyunca enkazın altında kaldım. Dışarda ki insanların sesini duyuyordum, bende aşağıdan cevap veriyordum beni kurtarın diye fakat onlar beni duymuyormuş. Gözümün önüNE perde indi biraz uyumuşum. Dolabın alt kısmında kalmışım. Dilim damağım kurudu o anlarda bir bardak su ve soğuk ayran canım istedi. Allah'ım bana ne olur su gönder diye dua ettim” diye konuştu.

ÖLEN KIZININ ELİNİ BIRAKMAYAN BABA OLAY ANINI ANLATTI
Bölgede taş yığınına dönen bir binanın enkazında vefat eden kızının elini tutan baba, milyonları ağlatmıştı. Kızının babaannesinde kaldığı gün depreme yakalandığı öğrenilirken, çaresiz baba haberi alır almaz enkaz bölgesine gitti. Burada kızının öldüğünü öğrenen acılı baba Mesut Hançer, enkazın arasından ulaştığı evladının elini hiç bırakmadı. Bu kare Türkiye'de acının fotoğrafı olarak anıldı. Acılı baba Hançer, yaşadığı acı dolu anları anlattı. Her bir cümlesi boğazında düğümlenen baba, bu depremde ailesinden 7 kişiyi kaybetti.

"MELEK GİBİ UYUYORDU"
Mesut Hançer, o anları şöyle anlattı: “AFAD’dan biriyle görüştüm bana kepçeyi ver dedim veremem bu binaya kepçe girerse daha çok yıkılır dedi. Ben sana ekip vereceğim kendi çabalarımızla kurtaracağız dediler. Sağ olsunlar verdiler kürekle ellerimizle çalıştık ve enkazdan çıkardık kızımı. Bir eli içerdeydi bir eli dışardaydı kızımın. Çektim çabaladım ama bir melek gibi yatağında uyuyordu. Acı çekmeden gitti kızım. Allah’tan geldi, gönderdiği şekilde aldı. Benim 7 tane cenazem var. Her gün gidiyorum. Annemi çıkartıyorum gidiyorum yeğenimi kurtarmaya. Hepsini kendi elimle koydum toprağa. Çıkmak istemiyorum ama yapacak birşey yok. Allah’a bıraktım geldim. Depremin olduğu gün kuzenleriyle kalmak istedi. İzin verdik annemde kaldı. Annem 2 oğlunu gelinlerini aldı bana, “sen gelme ben gidiyorum” dedi gitti. Ablasıyla dertleşirlerdi. Çok sevdiği ablasını bıraktı gitti. Anneyi kaybetmek kolu kırılmışa benziyor, ama evladını kaybetmek canını kalbini tüm vücudunu kaybediyor tüm vücudunu alıp canlı canlı götürüyor öteki tarafa.”

“GENÇ YAŞTA ÖLMEK İSTEMİYORUM”
Antakya'da yıkılan binanın enkazından 63 saat sonra çıkartılan Gürkan Öztürk, yaşadıklarını cep telefonuyla kayda aldı. Öztürk, "Kendime hava delikleri açtım. 20-30 saat boyunca beton kırdım" dedi. Öztürk'ün molozlarla kaplı dar bir alanda sadece eli ve kolunun görüldüğü videosundaki ilk sözleri, "Depremin içinde kaldım. Allah'ım sen bana yardım et, inşallah herkes iyidir. Genç yaşta ölmek istemiyorum" oldu.