Konya Valiliği Konya’nın geleceğini planladı
Geçen haftanın yoğun gündemi içinde belki de Konya için en önemli başlığı yeterince tartışamadık. Oysa Valiliğin açıkladığı 2026–2030 Stratejik Planı şehrin önümüzdeki beş yıllık yol haritasını belirleyen, yalnızca bir tanıtım toplantısından çok daha fazlasını ifade eden bir programdı. Aslında bir ilkti desek de sanırım yanlış söylemiş olmayız.
Bu plan, Konya’nın eğitiminden tarımına, sanayisinden sağlığına kadar tüm alanları tek tek ele alıyor. Her sektörün güçlü ve zayıf yönleri analiz edilmiş, yapılması gerekenler açıkça ortaya konmuş. Yani mesele, birkaç projenin tanıtılması değil; şehrin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair kapsamlı bir vizyonun paylaşılmasıydı.
Mesela Konya bugün 200’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Makine, motorlu araçlar ve hububat başı çekiyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 275. Bu rakam Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Stratejik planda bu başarıyı daha ileri taşımak için yıllık yüzde 10 dış ticaret artışı, küresel ticaret merkezi olma ve yenilenebilir enerji ile dijital altyapının güçlendirilmesi hedefleniyor. Bu bile tek başına şehrin ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermeye yetiyor.
Eğitimden tarıma kadar birçok alanda önemli adımlar öngörülüyor. Eğitimde dijital altyapının güçlendirilmesi, mesleki eğitim–sanayi iletişiminin artırılması; tarımda kuraklık riskine karşı basınçlı sulama, kapalı kanal sistemleri ve genç çiftçilere yönelik destekler dikkat çekiyor. Sanayide yüksek teknoloji üretimi, Ar-Ge yatırımlarının büyütülmesi ve yeşil dönüşüm öne çıkarılırken; sağlıkta yeni hastaneler, dijital sağlık uygulamaları ve koruyucu hizmetlerin genişletilmesi hedefleniyor.
Ulaşımda ise raylı sistemin 26 kilometreden 116 kilometreye çıkarılması planlanıyor. Akıllı trafik yönetimi, bisiklet yollarının geliştirilmesi gibi modern şehircilik adımları da programın önemli başlıklarından. Çevre alanında sıfır atık, hava kalitesi iyileştirme, beş milyon fidan dikimi ve iklim uyum projeleri gibi hedefler de yine Konya’nın yaşanabilir bir şehir olma iddiasını destekliyor.
Turizmde Mevlana, Çatalhöyük ve Sille odaklı kültür rotaları, dijital müzecilik ve gastronomi turizminin geliştirilmesi ile Konya’nın sadece sanayi ve tarım şehri değil, aynı zamanda güçlü bir kültür ve turizm potansiyeline sahip bir merkez olduğu da vurgulanıyor.
Stratejik plan, sadece hedefleri değil, bu hedeflerin nasıl takip edileceğini de tanımlıyor. 2028’de ara değerlendirme yapılacak. Her sektör için yıllık gelişim raporları hazırlanacak. İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü sürecin merkezinde olacak. En önemlisi de şu: Bu hedeflere ulaşmak, ancak kamu, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplumun birlikte hareket etmesiyle mümkün.
Bence üzerinde en fazla durulması gereken nokta ise şurası: Raporda Konya’nın hikâyesinin “hoşgörü, maneviyat, üretkenlik, istikrar ve aidiyet” kavramlarıyla yeniden yazılması gerektiği vurgulanıyor. Yani şehrin sadece altyapısını değil, ruhunu da geleceğe taşımayı amaçlayan bir yaklaşım söz konusu. Kurumsal kimlik, tanıtım kampanyaları, uluslararası görünürlük, kültürel marka elçileri ve dijital kent hafızası gibi adımlarla bu hedef destekleniyor.
Bu nedenle 2026–2030 Stratejik Planı, yalnızca bir teknik doküman değil; Konya’nın geleceğine dair bir iddia, bir vizyon ve bir yol haritasıdır. Üzerinde konuşulması, tartışılması ve sahiplenilmesi gereken bir çalışma. Çünkü şehirlerin kaderini belirleyen şey sadece bugünkü yatırımlar değil, geleceğe dair kurulan büyük hayallerdir.
Konya bu anlamda önemli bir eşikte. Bu plan doğru okunur ve doğru uygulanırsa, Konya’nın Türkiye’nin “yükselen bölgesel güçlerinden biri” olmasının önünde hiçbir engel yok.
Dostlukla kalın.