Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin (HİSDER) Karatay Belediyesi Şemsi Tebrizi Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği Pazartesi Toplantıları kapsamında bu hafta Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “İslam’da Batınî Hareketler” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Dr. Güçlü konuşmasında, Batıniliğin Arapça “batın” kelimesinden geldiğini, Kur’an ayetlerinin sadece zahiri anlamlarıyla değil, gizli ve sembolik yönleriyle de yorumlanmasını savunan bir anlayış olduğunu belirtti. Güçlü, “Batınî hareketler günümüzde de farklı biçimlerde devam ediyor. Bu yüzden İslam’ı iyi bilmemiz gerekiyor” dedi.
“Batınilik eski kültürlerin karışımıdır”
Batıniliğin kökenlerine değinen Güçlü, “Batıniyye’nin menşei Mecusîlik, Sâbiîlik, Yahudilik gibi eski din ve kültürlerdir. Meymûn bin Deysân Mecusîliğe, Hamdan Karmat ise Sâbîliğe mensuptur. Bu akım, İslam dışı inançların karışımı bir düşünce sistemidir” diye konuştu.
“Bir dönüm noktası: Gadir-i Hum olayı”
Güçlü, Mâide Suresi 67. ayetinin Şiîler tarafından Hz. Ali’ye işaret eden bir ayet olarak kabul edildiğini belirterek, Gadir-i Hum olayının Şiî düşünce için önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.
“Gizli bilgiye ulaşma iddiası”
Batınîliğin, dini kuralları sadece dış anlamlarıyla değil, içsel ve sembolik anlamlarıyla da yorumladığını aktaran Güçlü, “Bu hareketler, sıradan insanların ulaşamayacağı gizli bilgiye sahip olduklarını iddia ederler. Tarih boyunca daima gizli örgütlenmeler içinde faaliyet göstermişlerdir” dedi.
Hz. Ömer’in İranlı Firuz tarafından hançerlenmesine değinen Güçlü, “Hz. Ömer, ölüm döşeğinde İran’a girmemekten yakınıyor. Çünkü bu topraklarda binlerce yıllık Mecûsî kültür hâkimdi ve bu kültür İslam içinde fitne hareketlerinin doğmasına zemin hazırladı” ifadelerini kullandı.
İsmailîlik ve sembolik yorumlar
İsmailîlik inancının, imamları hem siyasi hem ruhani lider olarak gördüğünü belirten Güçlü, “Kur’an’daki ibadet kavramlarını sembolik olarak yorumlayan Batınîler, zahiri anlamı reddederler. Bu düşüncenin tarih boyunca derin etkileri olmuştur” dedi.
Karmatilik ve Alamut Kalesi
Karmatilik hareketinin İsmailîlik mezhebi içinde doğduğunu hatırlatan Güçlü, “13. yüzyıl ortalarına kadar etkili olan bu hareket, Hülagü Han’ın Alamut Kalesi’ni yıkmasıyla sona ermiştir” bilgisini paylaştı.
“İslam’ı doğru bilmek zorundayız”
Sunumunun sonunda Dr. Mustafa Güçlü, “Batınî hareketler bugün farklı adlar altında yaşamaya devam ediyor. Bu yüzden Kur’an’ı doğru anlamak ve İslam’ı sağlam kaynaklardan öğrenmek hepimiz için büyük önem taşıyor” diyerek konuşmasını tamamladı.
Programın sonunda HİSDER Başkanı Dr. Önder Kutlu ve Ahmet Uğur, Dr. Mustafa Güçlü’ye günün anısına hediye takdim etti. Toplantı, toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.