Türkiye’de ilk kez 1963 yılında Trakya bölgesinde görülen Afirika Kökenli SAT-1 virüsü, yaklaşık 60 yıl sonra yeniden Türkiye’yi sardı. Halk arasında Şap hastalığı olarak bilenen virüs, büyükbaş hayvancılığın en korkulu rüyası. İnsana bulaşma riski olmayan bu virüs inek, sığır, dana vb. hayvanlarda ölümcül olabiliyor. Süt verimini düşüren, hayvanı zayıflatan SAT-1 virüsü, hayvancılık sektöründe maddi ve manevi kayıplar yaşatıyor.
63 yılında yaşanan Şap salgınında 1965’de uygulanan aşı tedavisiyle mücadele edilmişti. 2025 yılında yeniden Hakkari’nin Derecik ilçesinde bir hayvancılık işletmesinde ortaya çıkan salgın kısa sürede Türkiye’nin her bölgesinde görülmeye başlandı.
Kurban bayramından sonra başlayan salgın, yetkili merciler tarafından 1 Temmuz 2025’de hayvan pazarları kapanmış ve hayvan otlatma kısıtlamaları getirilmiştir. Ardından Tarım ve Orman Bakanlığı 1 Ağustos 2025’de aşılama çalışmalarını başlatmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığın resmi açıklamalarına göre 1 Ağustos gününden bu yana bakanlık 8,5 milyon doz SAT-1 aşısı yapmıştır. Aşılama faaliyetleri, salgına yakalanan hayvanın bağışıklığını geri kazanmasını amaçlamaktadır. Aşıların tamamlanması hastalık kapsamında alınan önlemlerin kademeli olarak kaldırılmasını hedeflemektedir.
KONYA’DA ŞAP HASTALIĞI NE DURUMDA
Konya genelinde yaşanan şap vakaları, Türkiye’nin en fazla sığır nüfusuna sahip Konya’da büyük bir orana sahiptir. 984.000 büyükbaş hayvan varlığına sahip olan Konya, süt ve et veriminde %15-20 düzeyde kayıplar vermiştir. Bulaşı oranı çok yüksek olan bu hastalıkta Konya’da ilk doz aşıları %40 21 gün sonra uygulanan rapel aşısı ise %90 oranında başarı göstermektedir.
Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, şap hastalığına yakalanmış hayvanların bakımına ve üreticinin ne yapması gerektiğine dair tavsiyeleri Anadolu’da bugün ekibine paylaştı. Konya DSYB, hayvanların zamanın da aşılanması gerektiğine dikkat çekti. İlk dozdan sonra kesinlikle rapel aşısının yapılması gerektiğini bu aşı olmayan hayvanların büyük risk altında olduğunu belirtti. Ahır giriş ve çıkışlarında, yemlik ve suluklarda dezenfektan kullanılmalı ve şüphelenilen havyanın ayrı bir bölgeye alınmalı denildi. Hastalığa yakalanmış hayvanın bağışıklığını güçlendirmek için düzenli beslemeli ve vitamin, mineral takviyesi yapılmalıdır.
Hayvanlarda aşırı salya, ağız-dil yaraları, topallık, ateş veya iştahsızlık gözlemlerseniz, il ve ilçe Tarım müdürlüklerinden destek alınmalı çağrısında bulunuldu. İşletmenizde buzağı atıkları veya hayvan ölümleri meydana geldiğinde, itlaf ve uygun bertaraf işlemleri için bağlı bulunduğunuz belediyeden yardım talep edin.
Konya DSYB tarafından yapılan yazılı açıklamada “Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği olarak İlimiz sınırları içerisinde şap hastalığının yayılmasının önlenmesi amacıyla, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile tam koordinasyon ve güçlü iş birliği içinde çalışmalar yürütmekteyiz. Bu kapsamda, aşılama programlarının etkinliğini artırmak için gerekli aşıların uygun koşullarda naklini titizlikle gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca, hastalığın erken tespiti, üreticilerin bilgilendirilmesi ve biyogüvenlik önlemlerinin uygulanması konularında saha personelimiz aracılığıyla üreticilerimize destek vermeyi sürdürmekteyiz. “ süreç ile mücadelenin birlik ve beraberlikle sürdürülebileceğine değinildi.
Konya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği açıklamasının sonunda Devlet yetkililerine, “Şap hastalığından etkilenen üreticilerin ekonomik kayıplarının adil ve hızlı bir şekilde telafi edilmesi gerekmektedir. Üreticilerin mevcut kredilerinin, şap hastalığı nedeniyle faizsiz ve makul süreyle ertelenmesi gerekmektedir. Şap hastalığının, küçükbaşta olduğu gibi büyükbaş hayvanlarda da, TARSİM kapsamına doğrudan alınması gerekmektedir; ek prim alınması koşulu olmamalıdır. Hastalık sonucunda ortaya çıkan dolaylı zararlar, özellikle bir sonraki yıl meydana gelecek döl verim kayıpları için de destek verilmelidir. Üreticinin zararını en aza indirebilmek ve bir nebze nefes almasını sağlamak amacıyla, 20 kuruş açıklanan temel süt desteklemesinin ivedilikle artırılmasını talep etmekteyiz. Açıklanan referans süt fiyatının, kaybedilen günlük süt üretimi de dikkate alınarak, gerçekçi bir şekilde yeniden belirlenmesi ve acilen revize edilmesi gerekmektedir“ sözleriyle destek çağrıları yapıldı.