İnsan Devletini İyi Anlamalı
Şu yeryüzünde inanın her birerimiz, dertlerimize dermanlar arar dururuz. Gerçekten her birerimizin derdi farklı, her birerimizin sıkıntısı ayrı, her birerimizin çıkmazları apayrı, her birerimizin bedeni ve rûhi sıkıntıları çok değişik. Devletler de aynı insanlâr gibidir. Farklı farklı bunalımları yaşar, farklı farklı sıkıntıları yaşar, farklı farklı çıkmazları yaşar, farklı farklı hastalıkları bedenin de taşır, farklı farklı zehirleri bilerek veyâ bilmeyerek bedenin de taşır, farklı farklı bataklıkları kurutmak isterler, farklı farklı huzursuzlukları yaşar. Önce insanı irdelemeliyiz, önce âdemoğlunu anlamalıyız, önce vâr oluş ile yok oluş arasındaki yâşanan o sırra vâkıf olmalıyız. Vâkıf olabilmek için önce aramalıyız, lâkin önce ne aradığımızı çok iyi bilmeliyiz, çok iyi bilmek için ise, neye ihtiyaç duyduğumuzu yâşamalı ve hissetmeliyiz. Unutmâ hissetmeyenler hissettiremez. Hisset ey cân hisset, önce adem oluşunu, insan oluşunu, yoktan vâr edilişini, gâlû belâdaki ahdini, yeryüzündeki vâr oluş sebebini, yeryüzüne efendi olarak yaratıldığını, hiçlik bahçesinde meyve veren bereketli tohumlardan olabileceğini hisset.
Evet evet insan en yüce, en kutsal, en bereketli, en kıymetli tohumdur.
Sen seni çürütmemeyi öğren ey azîzim ve azîzem.
Sen seni çürütmemeyi kavra ey sâlihim ve sâliham.
Sen seni çürütmemeye tâlib ol ey müminim ve müminem.
Çürümek çürümek ah çürümek!
Çürümek için önce sağlam olmak gerekir, temiz olmak gerekir, hastalıklara ve mikroplara bulaşmamak gerekir. İnsan çekirdekliğin temizliği ve sağlamlığı yaratandan, pisliği ve çürümüşlüğü ise yaratılandandır. Her insan yaratılıştan ve doğuştan nûrdur, lâkin yâşadığı zaman dilimlerine yüklediği eksi enerjiyle nârlaşır. Lâkin kim de nûruna artı enerji yükler ise, işte o yaratılan kul, o yaratılan insan, o yaratılan âdem, vallâhi nurun âlâ nûr olur, yâni nurunun üzerine nur koymuş olur. Kim ki nurun âlâ nûr ise, kim ki nurunun üzerine nûr koymuş ise, billâhi o kul şifâ kaynağıdır, tillâhi o kul cenneti dahâ bu dünyâda yaşamış ve yaşatmış gibidir. Sâhi bırakalım artık âhiretteki cenneti dünyâda cennet bulamayanların, dünyada Allâh bulamayanların, ahiretteki cennetti serâp hükmündedir, âhiretteki Allâh'ı hayâl hükmündedir. Ey insân çekirdeği olan cân sultân, ey âdem tohumu olan en kıymetli varlık. Sen sultan iken lütfen kendi kendini köleleştirme, kendi kendini eritip yok etme. Sen en kıymetli vârlık iken, kendi kendini kıymetsizleştirme. Tercihler! ah bizi biz yapan terchler, bizi bizlikten eden tercihler, bakışlar ve akışlar, ah bizi biz yapan bakışlar ve akışlar, bizi bizlikten eden bakışlar ve akışlar. Azîzim kimsenin seni tartmasına gerek yok, kimsenin seni ölçmesine gerek yok. Sen kendi tercihlerine hassâsiyetli bir bâk, sen bakışlarına ve akışlarına dikkatlice bak. Bu hassasiyetin, bu dikkatin sonucundaki seni hâk terâzisiyle, vicdân terâzisiyle tart. Sen senin değerini önce kendin bil, belki bu biliş seni eksiden artıya çıkarır, belki de artının üzerine artı da koydurur. Ey insan çekirdeği, ey adem tohumu hâlâ nefes alıyor ve verebiliyor isen o vakit hâlâ özüne, özündeki o temizliğe, o berraklığa, o saflığa, o hakîkate hâlâ ulaşabilirsin. Bunun için samimi ve ihlaslı bir tövbe etmen yeterli olacaktır. Rahman ve Rahim olan Allâh çok Tevvabtır, çok bağışlayan, çok affedendir. Biz yüzümüzü hakkâ ve hakîkate çevirelim, biz tercihlerimizi haktan ve hakîkatten yana kullanalım.
Belki o vakit bizler de daha çabuk affa uğrayanlardan, belki de O yüce sevgisine muhatap olanlardan oluruz, Belki o vakit, yüce Allâh'ın El Vedud Esmâsının sırrıyla hemhâl olur ve sevgi bahçesinde yeşeririz. Ey cân tenin kiri su ile yıkanır, ruhun kiri ise tövbe ile, tövbeni fiiliyata dökmenle, dünkü hatalarına tekrar dönmemenle yıkanır. Ruh görünmeyen ammâ hissedilendir.
Tövbeler edilir, kabul olunup olunmayacağı bilinmese de hissedilir.Bu hislerin yakıtı ise ihlaslı yaptığımız tövbelerimiz ve fiiliyata döktüğümüz amellerimizdir. Amel ile emeli sarmaşık gibi bir birine sarmalı, emeli pâk olanın ameli pâk olur imiş, emeli doğru olanın, eğrilikler ile hiç işi olmaz imiş. Emellerimiz ile hâyallerimizi süslemeli, rüyâlarımızda dâhi emellerimizin haritasını oluşturmalıyız.
İşte o haritaya önce inanmalı ve îmân etmeliyiz. Bu inanç ve îman doğrultusun da, gayret etmeliyiz. Bu inanç ve gayretin yakıtını, bu inanç ve gayretin enerjisini Kur'ân dan ve sünnetten almalıyız. Kimin kaynağı Kur'an ve sünnet ise emeline mutlaka ulaşır ve ameli de kabul olunmuş olunur. Kul, emel ile ameli ihlaslı bir şekilde bir araya getirir ise, üzerine sâlih hayal kurar, ve bu hayaline inânır ve îman eder ise, bu imânı da fiilata da döker, sonun da duâ eder ve yüce Allâh'a hayırlısı için münâcatta bulunur ise, bunların üzerine bir tevekkül eder ise. Bu kulun önü de arkası da huzurdur, sağı da soluda, üstü ve altı da buzurdur. Kim Hakkın dâiresinde yer almaya devâm eder ise, inanıyor ve îmân ediyoruz ki o kullar korunanlardan olur ve daha bu dünya da cennetin huzurunu tadarlar.
İnsan devletini Allâh'u teâlâ meydana getirmiştir.
Şu yeryüzündeki devletleri ise kullar meydana getirmiştir.Kim Allâh'ın yarattığı insan devletine, yâni yaratılış sırrına sâdık olur ise, kim mayasını bozmaz ise, kim Helâle ve harama dikkat eder ise, kim Allâh'ın yüce sanatı olan insana saygı ve sevgi duyar ise, kim haktan geldiğini ve yine hâkka tekrar döneceğini unutmaz ise işte o vakit, böyle insanların kurduğu devletler bâkî kalır, ömrü uzun olur, böyle insanların kurduğu devletler fırtınalı denizlerdeki sığınılan limanlar gibidir. Böyle devletler şu âleme dengeyi ve ölçüyü hatırlatır. Bu dengeli ve ölçülü devletler, gerektiğinde de zulmune kör olan devletlere ve idârecilerine yaptıkları zâlimliklerini ve zulumlerini hatırlatır. Anlamayanları ise yerine göre yumuşak bir şekilde sarsar, anlamayanları da celâliyle sarsar. Bu gün yeryüzünde çok zulümler var, bu günler de bu zulmu en çok yapan ve ön plana çıkan ise İsrail devletidir. İsrail dünyânın gözü önün de soykırım yapıyor, sessiz kalan dünya devletlerine yuh olsun diyorum, yazıklar olsun sizin devletinize ve sisteminize. Ey Filistin'deki zulme kör kalan dünyâ devletleri, siz o mazlumların hakkını dile getirmediğiniz sürece, siz de zâlimlerin zulmüne ortak olmuş oluyorsunuz.
Siz sâhiden yâ vicdanlarınızı kaybettiniz, Ya da sizleri yoktan vâr eden Allâh'ı unuttunuz. Allâh'ın adâleti elbet şaşmaz, Allâh'ın yardım eli elbet mazlumların üzerinedir. Ey yeryüzü mazlumları, ey Filistin'deki şehidler ve şühedalar, ey nice canlarını can pazarın da alçakça ve vahşice katline şâhid olan kardeşlerim
Biz diyoruz ki, zâlimler için yaşasın cehennem.
Biz diyoruz ki her birerimizin bedeni ve ruhu Filistin ve Kudüs
Biz diyoruz ki her birerimizin bedeni ve ruhu Gazze ve Mescid-i Aksa.
Rabbimiz sizleri tez zaman da zafere, huzura ve dinginliğe ulaştırsın Âmin.
Elbet birey bazın da ehli kitap olan yahudilere, hazreti İsa’nın ahlakıyla ahlaklanan Yahîdilere bir sözümüz yok. Bizim derdimiz zulmeden İsrail devlet idâresinedir. İnsanlığını ve yaratılışını hatırlayan ve bu doğrultuda yaşayan devletlere ve insanlara selâm olsun. Bu vesileyle Anadolu'da Bugün emektarlarını ve okurlarını saygıyla selamlıyorum efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.