Her birey tercihleri ile kendi eserini yazmakta, bu eserler elbet huzuru ilâhide hâle ve dile gelecek. Her birey nereye ayna oldu ise, nereye artı ve eksi enerji oldu ise, mutlaka bu fiillerden mesul görülecek, bu fiiler ile de her birerimiz tartılacağız. Ederimiz kadarı da bizlere mutlaka takdim edilecek.

Bu takdim edilenler ammâ huzur, ammâ huzursuzluk olacak. Ammâ aydınlık, ammâ karanlık olacak. Ammâ taktir, ammâ sitem olacak. Ammâ nâr olacak, ammâ nûr olacak. Ammâ cennet, ammâ cehennem olacak.

Ey îmân ehli olanlar! Bizler Peygamberin metoduyla dile gelmeliyiz. Kırıcı ve batıran eleştiriler aslâ peygamber metodu değildir, yapıcı ve güzel eleştiriler ise tabî ki bir Peygamber metodudur.

İnananların sâdece kendi câmiası üzerinde sorumlulukları yoktur. Bilakis sokağımızda yaşayan hıristiyan bir inanan da ehli Kuran’dan çok şeyler bekliyor. Mahallemizdeki farklı farklı ırklardan ve farklı farklı kültürlerden olan insanlar da Hz. Muhammed ümmetinden çôk şeyler bekliyor. Şehrimizdeki nice Ateistler, nice inançsızlar, Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ’nın tebliğ metoduyla dokunulmak ve hakîki bilgiyle kuşandırılmak istiyor.

Ülkemiz de, vatanımız da, farklı mozaiklerden oluşan, farklı farklı ırklardan meydana gelen, farklı farklı dillerden oluşan insanlara sevgi ile aşk ile muhabbet ile dokunmalı.

Kardeşlerim insanların, Kurân’ın derîn bilgisiyle bilgilenmeye ve aydınlanmaya ihtiyacı vardır.

Kurânın mucizeliğini de, insânın mucizeliğini de irdelemeliyiz. İnsan ve Kurânın, ikiz kardeş olunduğunu çôk iyi idrâk etmeliyiz. Evet evet İnsan ve Kurân sanki ikiz kardeş gibiler.

Kurânın gönderilmesyle insânlardaki o büyük bir sır ortaya çıkıyor, İnsanın yaratılmasıylada da Kurânın gönderilmiş hikmetindeki sırlar ortaya çıkıyor. Kim insan ve Kur’ân kardeşliğinin hakkını bilir sayar ve dahî korursa, O kullar da bilsinki, Kur’ân da âdemoğlunun hakkını korur ve kollar.

Kurân öyle hoş bir ayna ki, hângi ruh hâli ile giderseniz, o ruh hâli ile kendinizi seyredersiniz. Çünkü o mucize eser olan Kurân-ı Azîmuşşan, Âdeme önce olmayı tavsiye ediyor, hamlıktan kurtulmayı da öğütlüyor.

Hiç öğüt tutanlar ile tutmayanlar bir olur mu? elbette olmaz. O vakit hassasiyetle Kurân’ın öğütlerine, Kurân’ın emirlerine, ten kulağımızı da ruh kulağımızı da vermeliyiz.

Kim ki bu öğütleri uyguladı ve baş tâcı etti ise, inanın baş tâcı edildi, üstelik bu baş tâcı ediliş, Kurân-ı Kerîm tarafından bâş tâcı edildi ve ödüllendirildi.

Kurân’da insanı ödüllendirir mi ? elbette ödüllendirir, üstelik bundan hiç şüpheniz olmasın.

Hadi ne dersiniz, hep berâber deneyelim ve görelim nasıl ödülleneceğimizi Üstelik bu ilâhi mecrâda çalışanlar hiç de kaybetmiyormuş.

Ey cânlâr ve cânanlar, ey azîzler ve azîzeler, ey sâlihler ve sâlihalar!

Yeryüzü sizden çôk hizmetler beklemekte, sizler yeryüzünün dengesi gibisiniz.

Sizler sözünüz ve sohbetinizle, telkininiz ve tavsiyelerinizle, haramlardan kaçışınız ve helâllere de yaklaşmanız ile, yeryüzüne çôk bereketler ve hoşluklar katacaksınız.

Çôk büyük sevgiler ve saygılar, çôk büyük huzurlar ve saâdetler katacaksınız. (Devamı yarın)