Çok Azımız Duymakta ve Çok Azımız Görmekte
Kabristanlardaki bu âlemden göçenleri, çôk azımız duymakta, çôk azımız görmekte, çok azımız hissetmekteyiz.
Oysa onlar, çôk yüce nasîhat ehlidirler.
Azîz'im, yoksa senin de mi nasîhate ihtiyacın yok.
Etme azîzim etme, yapma ey cân yapmâ!
Sende ademoğlusun, sende insanoğlusun, sende beşer ve şaşarsın, sen de hatalar ve yanlışlar yapabilirsin.
O vakit bu âlemden göçenlerini hatırla, nice sevilen ademoğlu geldi geçti.
Hatırlâ, toprağın bağrına gönderdiğin en sevdiklerini lütfen bir bir hatırla.
Şu sessizler diyârında yatan insan kardeşlerine ibretlice bir bâk.
Hem de Allâh aşkıyla, Mevlâ aşkıyla bir bâk. Şu kabirlerdeki sessiz sessiz uyuyan merhumlara ve merhûmelere, lütfen hayretle ve ibretle bir bâk.
Vâllâhi onların her bireri ibretlik hikâyeler, ibretlik romanlar, ibretlik eserler konumundadır.
Hadi o vakit bu hikayeleri, bu romanları, bu eserleri berâberce okuyalım.
Billâhi ibretle okunan bu hikayeler, nicelerimizin karanlığını aydınlık, darlığını da ferâha çevirecektir.
Şu günler de, bir taraftan milâdi 2023 yılını geride bırakmanın hüznünü yaşarken, bir taraftan da miladi 2024 yılına girmenin heyecânını ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Şimdi bu güne kadar gördüğümüz ve öğrendiğimiz matematiği uygulama zamânı.
Hayatımızda olan her eksi enerjiyi, her eksi davranışları, her eksi düşünceleri, her eksi halleri, her eksi istek ve arzuları tam yok etme zamanı.
Bunun hiçte kolay olacağını zannetmiyorum aslında.
Çünkü biz insanlar, biz ademler, kendi eksilerimizin üzerine çok fazla gidemiyoruz.
Maalesef kendi yanlışlarımıza hep bakar kör olmuşuz.
Oysa önce kendimize bakar "gör" olmalıyız.
Ey cân hadi söyle, ne olur söyle bize, nasıl yok edeceğiz biz bu eksilerimizi.
Bu bu kadar kolay mı ki, keşke bu senin dediğin kadar kolay olabilse.
Lâkin biz insanlar, hayatlarımızı o kadar çok karıştırdık ki, lâkin biz ademler, o kadar hesapsız ve kitapsız davrandık ki, biz o kadar artılara eksi, eksilere de artı dedik ki, biz o kadar gecemize gündüz, gündüzümüze de gece dedik ki, biz o kadar nârımızı nur, nûrumuzu da nâr ettik ki, biz kullar, o kadar helâlimizi haram, haramlarımızı da helaller yaptık ki.
Ey cânlar ve cânanlar bizler kendi yolculuğumuzu tamamlamak yerine dış yolculuğa çıktık.
Dış yolculuğu tamamlamadan da iç yolculuğa yöneldik.
Olmazdı, olamazdı böyle bir yolculuk, böyle yolculukların sonu hep huzursuzluk olacak, hem kendimize, hem de çevremize büyük zararlar, büyük sıkıntılar ve dertler verecektir.
Kardeşlerim şimdi bizler, 2023'ü çok güzel bir şekilde masaya yatıralım.
Hattâ mümkünse bilgi işlem tahtamıza bir bir problemlerimizi yazalım.
Unutmayalım ki keşfedilemeyen problemler çözülemez.
Çözülemeyen problemler ise her dâim sorun çıkarır.
O vakit mat/ematiğin kuvvetli çözücülüğüyle, tek tek işlemlerimizi yapalım.
Mat/ematiğin doğru işlemiyle, yanlışları bir bir mat edelim.
Mat/ematiğin ışığıyla, hayatımızdaki karanlık düşünceleri, karanlık fiilleri, karanlık davranışları bir bir aydınlatalım.
İbretlice bâk bir şu âleme, bu sırlı âlem dâhi sırrını matematiğin ruhundan, ölçüsünden ve dengesinden, hesâbından ve kitabından almakta.
Hakîkaten yüce Allâh şu âlemi çok ince bir hesâp ve kitap üzerine yaratmıştır.
Mucize olan insanda çok hassas bir hesâp ve kitâp üzere yaratılmıştır.
Kim ki bu ölçü ve dengeleri oynarsa, kim ki ilâhi sırrın dışında sır ararsa, kim ki inandığı gibi değil de, yaşadığı gibi inanırsa, kim ki görüntüsü başka yaşantısı başka olursa, kim ki Kurân'ına ve Sünnetine sarılmak durur iken, hevâ ve hevesinin arzularına yönelirse kendi kendini bozar, kendi kendini çözülmez hâle getirir. Bizler 2024 yılına hesapla kitapla girelim, dünkü artılarımızı baş tâcı edelim, eksilerimizi de ayaklarımızın altına alalım. Mümkünse bu dakikalarda, bu saatlerde, bu günler de ölümü düşünelim, hiç olacağımızı düşünelim, ceviz kabuğunu doldurmayan şeylerin üzerinde hiç ama hiç zaman kaybetmeyelim. Bir zamanlar, şu toprak ananın kucağında yatanlarda, ceviz kabuğunu doldurmayan şeylerle zaman kaybetmişlerdi, şimdi onlar ah keşke bunlarla hiç zaman kaybetmeseydik, keşke hayatın hakikatiyle daha çok hemhâl olsaydık diyorlar.Hadi o vakit her dokunduğumuza matematiğin ruhuyla dokunalım, ölçü ve dengeyi hep kullanalım, hesaplı ve kitaplı davranalım.
"Ölçünü ölçtün mü ? Ölçüsüzlerdir yeryüzünü denksizleştirenler, denge ey cân denge, denge ve ölçü."
"Ey cân! hânendeki denge âlemdeki denge gibidir. Âlemi dengelemek ister isen hâneni dengele."
Ölçünü ölçtün mü ? Ölçüsüzlerdir yeryüzünü denksizleştirenler, denge ey cân denge, denge ve ölçü."
"Hükmeden ile hükmedilenin arasında bir denge vardır. O dengeyi koruyanlar, dengesizliklere dûcâr olmaz."
"Azîz'im, düşünce ve fiili dengelemeli,dengesizlikler inan düşünceleri yeşertemez."
“Huzur dengededir, denge de olmayanlar dengeleştiremez, dengeleştiremeyenler de huzur saçamaz.”
"Geç, her şeyden geç, seni senden alan her şeyden geç. Geç kalmadan, geçilmesi gerekenlerden bir an önce geç.
Dur, seni insan eden her enerjinin üzerinde hassâsiyetle dur."
Anadolu'da Bugün bizler, yerin altındaki yatan sessiz yolcularla, her zamankinden daha fazla empati kurmalıyız, her zamankinden daha fazla onları anmalı ve hissetmeliyiz.
İnanıyoruz ki bu his bizi 2024 yılında daha sağlıklı yeşertecek.
Bu duygularla Anadolu'da Bugün Gazetemizin değerli emektarlarını ve pek kıymetli okurlarını cânı gönülden selamlıyorum.
2024 yılının sevgiyi ve barışı hâkim kılmasını arzu ediyor, mazlum halkların, mazlum Filistin halkının ve Gazzelilerin huzura ermesini cenâbı Haktan niyaz ediyorum.
Hayırlı yıllar kardeşlerim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.