Yolcu Aziz Kaya

Yolcu Aziz Kaya

Azîzim Hakîkatine Ermek İster İsen

Azîzim Hakîkatine Ermek İster İsen

Azîzim Hakîkatine Ermek İster İsen

Azîzim, sesliliğin de, sessizliğin de anahtarı besmeledir.

Ey cân, tenin kalp atışlarını da, ruhun kalp atışlarını da besmele ile ölçülmelidir.

Ey Âdem, Ademliğinin hakikâtine ermek ister isen besmeleye yaklaş.

Ey insan, insliğinin rotasını öğrenmek ve yola koyulmak ister isen besmeleyi kendine cândaş eyle.

Sultânım, ruhunun da bedenin de sultânı olabilmek ve tahtına oturabilmek ister isen besmele aynasından kendini ve kendindekini seyret.

Ey hiçliğe ve varlığa tâlib olan kişi, kişilikler yâ besmele ile şekillenir ya da besmelesiz şekillenir.

Sâhi tam da bur da, dur ve kendi kendini bir seyret.

Hadi azîzim hadi, şimdi cesâretini topla ve tam da bu nokta da kendi kendini irdele.

Doğrudur öz eleştiri, insanoğlunun en son aklına gelip yapabildiği şeydir.

Neden mi özeleştiriyi zor yapabilmekteyiz ? Ya besmelesiz yola koyulanlardanız ya da besmelenin ruhundan haberdar olmayanlardanız.

Besmele başlangıçtan ve sonuçtan bahsetmektedir.

Besmele dünü bu güne, bu günü yârına, yârını da sonsuzluğa taşımaktadır.

Ey Sâlih, Sâlih'liğin de Sâliha'lığın değeri besmele ile artar ve cân pazarın da değeri yükselir.

Ey kul, sen kendini irâde fırçasıyla resmetmek mi istersin, o vakit sen, besmele boyasının tonlarıyla, görünen ve görünmeyen hâkikatin tuvâline O'nun aşkıyla kendi kendini resmet.

Ey yolcu, sana verilen zaman dilimin de, elif gibi dost doğru olmak ister isen, besmele ile hiçliğini hatırla. Kim ki hiçliğini hatırlar ve noktalığını da idrâk eder ise, işte o dem insan demlenmeye ve ol/gunlaşmaya başlar.

Ol/gunlaşmaya başlayanlar ise Ol emri ile yaratıldığını idrâk eder ve Ol/duran ile hemhâl olabilme gayreti içerisine girerler.

İnsan Havvâ'sında nokta olur önce, nokta'nın özünden ademoğlu şekillendikçe şekillenir.

O şekillenen noktanın, o şekillenen insanın elleri tutmaya, gözleri görmeye, kulakları duymaya, ayakları yürümeye, burnu koklamaya, dili ise konuşmaya yarayacaktır.

Hâvvâ dünyâsıdır insana anne karnı, evet evet orası bambaşka bir âlemdir.

İnanın o dünyadakine bu dünyayı anlatmaya kalksak anlamakta çok zorlanacaktır.

Çünkü o dünyada "ekmek elden su göldendir.

Her ihtiyacını Havva'sı tarafından gidermekte ve yoluna sessiz sessiz devam etmektedir.

Anne âleminden ayrılan çocukların geneli ağlarlar, çünkü meçhûle gelmişlerdir, çünkü artık hazreti insan olarak doğmuşlar ve çok önemli bir sorumluluk yüklenmişlerdir.

Artık insan noktalıktan bê'liğe terfi etmiştir

Yâni birinci basamağa, birinci mertebeye çıkmıştır âdem.

Ruhuyla tenini, teniyle de ruhunu hemhâl etmeye başlamıştır insan.

Sessizliğinin de sessizliğinin de anahtarı besmele ise, inan hiç korkma.

Lütfen sen o anahtarı hiç kaybetme olur mu.

Çünkü gelecekteki kayıpların hepsi ama hepsi onu kaybettiğinden, o besmeleyi kullanmadığından, o besmeleyi cândaş edinmediğin dolayı olacaktır.

Besmeleye cândaş olanlar, kendi zaman dilimlerinde ben ben demezler.

Çünkü onlar besmelenin sırrı ile dün nokta olduklarını bilirler ve her dem hatırlarlar.

Besmeleyle yoldaş olanlar, her dâim biz biz derler.

Çünkü o yoldaşlar da ben demek ikilik demektir.

İkilik ise şirki ve inkârı, ruhlar da ve bedenler de besler ve yeşertir.

Şu âlemden nice azîzler ve azîzeler geldi ve geçti.

Nice Sâlihler ve Sâlihalar geldi ve geçti, nice Âdem'ler ve Havvâ'lar geldi ve geçti

Besmelelilerin tuvali, besmelelilerin tablosu hep ama hep değer kazandı

Şu gökkubbedeki bu şâheser tabloların ikisine yaklaşmayı tanımayı arzu ediyoruz.

O şâheser tabloları bu günümüze, bu ânımıza taşımayı aşk biliyir, sevgi ve muhabbet biliyor, en önemlisi ahde vefâ biliyoruz.

O şâheser tabloların birisi Yunus Emre, diğer birisi de Hazreti Mevlâna'dır.

Onlar Besmele'i şerifi en iyi anlayanlardandır.

Onlar anladıklarını da hazmedenlerden, hazmettiklerini de en iyi şekil de halleştirenlerdendir.

Bu iki güneş de aynı zaman dilimin de nefes alıp vermişlerdir.

O nefesler ki nice nefeslere, nefesliğinin sırlarını aralamışlar, nice nefeslerin de doğru yeşermesine katkı sunmuşlardır.

Bir başka yaklaşım ile insanlığa zehirli bir meyve olmak yerine,

Şifâlı, hikmetli birer meyve olmuşlar, olmaya da vesile olmuşlardır.

Tabiri câizse Mevlâna aşk'ı ve besmele ile tutuşturmuştur.

Yunus ise öz'ü besmele ile tutuşturmuştur.

Her ikisinin ateşi yüzyıllardan beri hiç sönmemiştir, sönmeyecektir de.

Çünkü bâş'ı hâk olanın sonu hâk olur.

Sonu hâk olanların akibeti ise hep nârdır, lâkin bu nâr, yok eden nâr değildir.

Bilakis bu nâr, tat veren bir nârdır, bu nâr şekil veren bir nârdır, bu nâr karanlıkları yok eden, aydınlıklara vesîle olan bir nârdır.

Hazreti Mevlâna’nın 800 yıl öncemi nefesi, bu günkü nefeslere nâr olmaya, tutuşturmaya devâm etmekte.

"Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür."

Hz. Mevlana

"Ne zamanki aşk ile gönül arasında hır çıkar, canım kavga ortasından fırlar kaçar.

Delisi görse, akıllı sanır beni. Akıllısı görse, benden kaçar."

Hz. Mevlâna

"Aşksız olma ki ölü olmayasın, aşkta öl ki diri kalasın."

Hz. Mevlana

Şimdi bir de Yunus'umuz ile nefeslenelim cânlar.

"Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kâinat dinler."

Yunus Emre

"Bir avuç toprak, biraz da su'yum ben,

Neyimle övüneyim işte buyum ben."

Yunus Emre

"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ha bu ne okumaktır."

Yunus Emre

Bismillâhirrahmânirrahîm

Manası

"İşime, sözüme, fiiliyatıma Rahman ve Rahim olan Allâh'ın adıyla başlıyorum demektir.

Kurân'ı Kerim de surelerin başında bulunan Besmele, aynı zaman da Neml Suresi'nin 30.cu ayetinde de geçmektedir.

O ayetin okunuşu ise şöyledir.

"İnnehu min suleymâne ve innehu bismillâhir rahmânir rahîmi."

Tabi ki Besmele-i Şerif öyle bir sofraki, inanın her birey, ihlâsı ve gayreti kadar nâsiblenir.

Anadolu’da Bugün bizler, ışığı ve nârı hiç sönmeyen bu azîz nefeslerden nâsiblenir, daha emin adımlarla da yolumuza devam ederiz inşaallâh.

Bu duygu atmosferiyle Anadolu’da Bugün Gazetesi’nin emektarlarını, maddi mânevi destek sağlayanları ve pek değerli okurlarımızı cân-ı gönülden selamlıyorum efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Yolcu Aziz Kaya Arşivi
SON YAZILAR