Beslenme değişikliği ile depresyonu engelle
Depresyon çağımızın en büyük problemidir. Kendi beden algımızdan hoşnut olmamamız, sürekli olumsuz düşüncelere sahip olmak, toplum içerisinde kendini yalnız hissetme gibi durumlar bireyde depresyon gelişimine yol açar. Depresyon vücudumuzda yemeyi tetikleyerek yanlış beslenme davranışları kazandırdığı çalışmalarla gösterilmiştir.
DEPRESYON YEME BAĞIMLILIĞINI TETİKLER
Fazla miktarda karbonhidrat, yağ ve tuz alımı merkezi sinir sistemini etkileyerek bazı davranış değişikliklerine neden olur. Bu değişim ‘’yeme bağımlığına’’ neden olmaktadır. Yeme bağımlılığı son yıllarda artan obezitenin en belirgin nedeni olarak gösterilmektedir.
Paketli gıdalar, hamur işleri, kek, çikolata, dondurma gibi yoğun karbonhidrat içeren besinlerin depresyon ile ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Bunun sebebi ise çabuk sindirilip bağırsağa az miktarda posa geçmesidir. Depresyonun asıl nedeni bağırsaktan salgılanan Seratonin (mutluluk) hormonudur. Vücuda mutluluk hormonunun az salgılanması ile depresyon riski artar.
KISA SÜRELİ MUTLULUK
Mutluluk hormonun artması için vücutta triptofanın yeterli olması gerekir. Fakat karbonhidrattan zengin bir besin tüketildiğinde vücudumuzda insülin salımını olur. Bu insülin vücutta triptofan dışında kendine yararlı madde çekimini sağlar. Böylelikle kanda triptofan düzeyi yüksek olur ve mutluluk hormonu salgılanır. Çikolata, kek, pasta, dondurma gibi besinleri tüketen bireylerde mutluluk hissi oluşur ve yeme bağımlılığı gelişir. Bu da kilo artışı ve obeziteyi tetikler. Bireyde yanlış beslenmeye bağlı olarak besin yetersizliliği görülür ve depresyon kaçınılmaz bir durum olur.
MUTLULUK HORMONUNU SALGILATAN BESİNLER
Yapılan çalışmalarda triptofan, çinko, magnezyum, B6 vitamini, D vitamini, omega-3’ün depresyonla ilişkili olabileceği görülmüştür. Triptofandan zengin besinler; çikolata, kepekli ekmek, tahıllar, yumurta, süt, yoğurt, kümes hayvanları et, kırmızı ettir. Mutlu olmak için çikolata yemek yerine yumurta, süt, yoğurt gibi besinleri tercih edebiliriz. Peynir, yumurta, yoğurt, kırmızı et, tavuk, deniz ürünleri gibi besinler çinkodan zengindir. Çinko yetersizliği depresyon tetiklemektedir.
Magnezyum, özellikle menopoz döneminde kadınlarda azalmaktadır. ‘’Menopoz Depresyonu’’ olarak adlandırılan depresyona neden olmaktadır. Ispanak gibi yeşil yapraklı sebzelerde; fındık, fıstık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlarda; patlıcan, fasülye, kereviz gibi sebzelerde bol miktarda bulunur.
D vitamini beyin bileşimini etki eder. Güneş alan bir ülkede yaşamamıza rağmen çok fazla D vitamini eksikliği olan bireyler var. Öğle saatlerinde 10-15 dka güneşlenmek vücudumuzda D vitamini aktif hale getirir. Fakat çoğu kişi camdan gelen güneş ışınlarının yeterli olduğunu düşünmektedir. Bu yanlış bir algıdır. Güneş ışınlarının vücudumuza direkt gelmesi gerekir.
Kurubaklagil, et, süt, deniz ürünleri, kuru yemişlerde B6 vitamini bulunur. B6 vitamini vücudumuzda sindirilmesi sonucu ortaya çıkan madde mutluluk hormonunu artırır.
Yağlı deniz balıkları, yumurta, keten tohumu, chia tohumu, cevizde Omega-3 bol miktarda bulunur. Beyin işlevlerini artırıcı etki gösterir. Balık tüketiminin haftada 2 kez olması depresyon azaltıcı etki gösterir. Ayrıca günlük beslenmemize ceviz eklememiz yararlı olacaktır.
Vücudumuz bütün bir yapıdır. Beslenmedeki yetersizlikler ve dengesizlikler vücudumuzu etkilemektedir. Tadını beğendiğimiz veya hoşumuza gittiği için bir besini tüketmek bizleri yeme bağımlılığına sürükler. Depresyonu azaltmak, obeziteyi engellemek için süt, yoğurt, yumurta, kuruyemişleri beslenmememize eklemememiz gerekir. Günlük 5 porsiyon meyve ve sebze tüketmeliyiz. Ayrıca haftada 2 gün balık tüketerek depresyon riskini azaltabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.