Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Okullarda verilen notlar ne derece gerçeği yansıtıyor?

Okullarda verilen notlar ne derece gerçeği yansıtıyor?

Değerlendirmelerde ölçülebilir, hakkaniyete uygun bir ölçme ve değerlendirme yöntemini yakalayamadık maalesef. Koyduğumuz her bir kriter daha uygulanmadan sos veriyor. Herkesin kabul ettiği, kimsenin itiraz edemeyeceği bir sistemi bulamadık.

 

20 sene okudum,  25 senedir de öğretmen olarak çalışıyorum. Bu zaman zarfınca hemen hemen her alanda baş döndüren değişiklikler oldu. Bir değişikliğin sonuçlarını görmeden yenisini getirdik. Akşam yatıyoruz sabah yeni bir kriterle ya öğretmen alıyoruz, ya idareci seçiyoruz, ya kamuya eleman istihdam ediyoruz, ya da öğrencilere verilecek not/puan sistemi getiriyoruz. Gelen her bir kriterle yaptığımız ölçümler ise maalesef maşeri vicdanı rahatlatmıyor, ya güldürüyor, ya üzüyor, ya da problemi örtüyor. Sorun sistem ve yöntemlerde mi, yoksa kafamızda mı? Bence ilk önce buradan başlamamız gerekiyor.

 

2016-2017 öğretim yılının ilk dönemi sona erdi, ikinci dönemi bugün başladı. Doğru mu yanlış mı, istatistikler nereden alındı bilmiyorum.  Bu dönemde karne alan 17 milyon öğrenciden 9 milyona yakını takdir almış. Yani puan ortalaması 85 ve yukarısı demektir bu. 9 milyon takdir, her iki öğrenciden birisinin takdir alması demektir. Teşekkür alan öğrenci sayısına ulaşamadım. Teşekkür almak takdire göre daha kolay olduğuna göre öyle zannediyorum bir o kadarı da teşekkür almış olmalı. Bu durumda zayıf ve başarısız öğrencimiz ya yoktur, ya da devede kulak misalidir. Nereden bakarsan başarı yüzde yüz. Bu duruma gıpta edilir, şapka çıkartılır, kıskananlar çatlasın demek lazım.

 

Bu başarı durumu öyle zannediyorum sadece bu öğretim yılına ait değil. Geriye dönük bir inceleme yapıldığında üç aşağı, beş yukarı takdir ve teşekkürün bol olduğu öğretim yılları çıkar karşımıza.

 

"Ne var bunda. Fazla not verilerek öğrenciler moral motive olur, sanki cebinizden mi veriyorsunuz, yüksek puan TEOG'da yüzde 30, LYS'de 12 etkilidir" şeklinde bir eleştiri gelebilir. Öğrenciyi motive edecek normal ve makul nota itirazım olmaz, hatta eyvallah derim. Görüldüğü gibi notlar anormal bir şekilde şişirilmiş sanki. Devlet şişirilmiş notlar için özel okulları takibe ala dursun. Devlet okulları da not vermede özelleri pek aratmıyor. Biri şişiriyor, diğeri ise hormon ilacı atıyor.

 

Be adam derdin ne? Amacın budamak mı? Bırak taze dimağlar sevinsin denirse hayatta her şey güllük gülistanlık olacaksa, başka sınava tabi tutulmayacaksa, bir şeyi bilmeden ve hak etmeden geçtiği belli olmayacaksa ben de itiraz etmem. Yalancının mumu nasıl ki yatsıya kadar yanıyorsa bizim verdiğimiz notların foyası her yıl YGS, LYS sınavlarında ve 3 yılda bir sonuçlanan  PISA'da (Uluslararası Eğitim Değerlendirme Testi) ortaya çıkıyor. Maalesef PISA'da 72 ülkenin içerisinde 50.sıralardayız. Bu durumu nasıl izah edeceğiz? Ya PISA'nın değerlendirmesinde bir sorun var, ya da bizim not vermemizde. Sanırım hepimiz topu taca atıyoruz, problemi öteliyoruz. Çocuk ileride virgülden sonra kaybedecekse müsebbibi ben olmayayım diye düşünüyoruz. Hepimiz baba öğretmen oluyoruz. Zaten gerçek hakkını vermeye kalksan ne veliye, ne öğrenciye, ne de bağlı bulunduğun yönetime derdini anlatabilirsin. İşin garibi sapla samanı harmanlayarak gerçek başarılı öğrenciler arada kaynayıp gidiyor. Başarılı çocuğun hakkı korunmuyor, çalışanın ve çalışmayanın aynı kefeye konup başarılı olduğu bu sistemde maalesef düzenli çalışan öğrencileri kaybedebiliriz. Yüksek notla birlikte öğrenci ve veli, çocuğunun gerçek durumunu göremiyor. Bu yüzden tedbir alamıyor. Gördüğü zaman da iş işten geçmiş oluyor.

 

Her şeyden geçtim. Bu çocuk yarın hayata atılınca çalışmadan kazanılacağını, emek sarf etmeden başarının yakalanabileceğini düşünecek. İnsanları değerlendirirken hakkaniyete uygun davranmayacak belki de. Ne yapıp ne edip doğru ölçen teraziler ortaya koymamız gerekiyor. Terazimiz doğruluk ve adalet dağıtsın. Bunun için veliler, öğrenciler, yöneticiler ve öğretmenler aynı çizgide buluşmalı önce. Herkes durumuna razı olmalı. Şeriatın kestiği parmak acımamalı/acıtmamalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR