Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Müfredat değişikliği üzerine

Müfredat değişikliği üzerine

Son günlerde yeni müfredat taslağı üzerine  tartışmalar eksik değil. Bu da doğaldır. Çünkü bu kadar birbirine yabancı, birbirini düşman gören, değerlerini bilmeyen insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz. Kimi Atatürkçülük konularının azaltıldığını, hatta kaldırıldığını, yerine cihat konusunun girdiğini, kimi müfredatın çok iyi olduğunu, kimi yeterli değil ama müspet değişikliklerin olduğunu ifade etmektedir.

 

Gördüğüm kadarıyla her kesim kendi çerçevesinden bakıyor değişikliğe. Yani ideolojik yaklaşıyor. Halbuki müfredat gibi önemli değişikliklere pedagojik bakmamızda fayda vardır. Hangi konunun hangi sınıf seviyesinde anlatılmasıyla ilgili tartışmaların olmasını isterdim. Ki az da olsa “Şu konu 7.sınıflara alınmış çocukların seviyelerinin üstünde olur, daha anlayamazlar” şeklinde işin mutfağında olanlar kendi aralarında tartışıyor. Müfredatta birlik sağlanır mı? Mümkün değil. Burada mevzubahis olan Türkiye’dir. Biz aynı kazana atılsak kaynamayan insanlarla aynı havayı teneffüs ediyoruz bu ülkede.

 

Müfredatta şu konu olmamalı şeklindeki tartışma bir defa yanlış. Niçin müfredatta olmasın. Üzerine tartışmaların yapıldığı konu, cihat konusu. Cihat olmamalı deniyor. Tabii adamların kafasında cihat algısı öyle zannediyorum kelle koparmak anlamına geliyor olmalı ki var gücüyle kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Burada cihat kelimesine takılı kalmaktan ziyade cihadın ne şekilde anlatıldığı, işlendiğiyle ilgili içerik üzerinde bir tartışma yapılsa anlarım.

 

Dinin umdelerinden olan cihat sonra niçin müfredatta yer almasın. Ön yargısız bir şekilde müfredatı inceleyen kimse başta cihat olmak üzere toplumumuzda tartışma konusu olan her konunun sınıf seviyesine göre okullarımızda yer almalı gerektiğini bilir. Akıl da bunu gerektirir. Cihat konusunu müfredata almayarak yok mu kabul edeceğiz? Ya da yok mu oluyor? Biz ayıptır, günahtır, tartışmalıdır, netamelidir vb niyetlerle okul müfredatlarına almadığımız her konu toplumumuzda konuşuluyor. Okullarda öğretilmeyen bu gibi şeyler ehil veya değil başkalarından özellikle merdiven altında öğretiliyor. Sorarım size hangisi daha tehlikeli? Bir konunun okullarda öğretilmesi mi, yoksa aynı konunun merdiven altında öğretilmesi mi daha tehlikeli?

 

İşin mutfağında olanlar bilir. Müfredatta olmasa bile öğrenci merak ettiği, öğrenmek istediği (cihat, huri, kıyametin alametleri, cin, peri vb) konuları derste bir yolunu bulup öğretmenine soruyor. Konular müfredatta olmadığı için öğretmen kendi bildiği kadarıyla cevaplandırmaktadır. Halbuki müfredatta yeterince yer verilmiş olsa öğretmen kitabi bilgi vermiş olacaktır. Mesela ‘Ahirete iman’ ünitesinde kıyamet sahnesine yer verilmiş. Burada öğrenci parmağını kaldırarak kıyametin alametlerini sormaya başlıyor. Halbuki müfredatta kıyametin alametleri diye bir bölüm yoktur. Var mı-yok mu tartışmasında değilim. Ama ahirete iman ünitesinde mutlaka kıyametin alametleri vardır; şunlardır, veya yoktur; şundan dolayı gibi açıklamalara yer verilmelidir. Bizim müfredatta yer vermediğimiz kıyametin alametleri konusu halk arasında, yazılı ve görsel medyada veya sosyal medyada uzun uzadıya yer bulabilmektedir. Öğrenci dışarıdan öğrendiği bilgileri teyit veya öğretmenini test için gelip soruyor. Çocuğun dışarıdan öğrendiği bu bilgiyi(algıyı) bu güne kadar değiştirebilen öğretmen yoktur. Varsa da elini öperim. Hatta okullarda,  toplumda yanlış bilinen konuların mutlaka müfredatımıza girmesinde fayda vardır. Öğrenci kimi seçerse seçsin ama mutlaka okulda öğrensin bir bilginin ne olduğunu.

 

Hayatın içinde var olan bir konunun mutlaka müfredatımızda yeri olmalıdır. Okulları hayattan kopuk yetiştirmemek lazım. Okullarda vermekten esirgediğimiz bilgileri çocuk dışarıdan duyunca doğru kabul etmeye başlıyor. Ondan sonra uğraş uğraşabilirsen. Ama nafile! Müfredatı tartışacaksak adam gibi tartışalım. Sadece karşı çıkmış olmak için konuşmuş-yazmış olmayalım! 27/07/2017

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi

Mina

26 Aralık 2020 Cumartesi 00:01
SON YAZILAR