Ramazan Yüce

Ramazan Yüce

Çanakkale ruhu

Çanakkale ruhu

Baba , oğul ve torunun omuz omuza savaştığı bir savaş akla gelir Çanakkale deyince. Dile kolay 3 nesil aynı savaşta.  Sanırım dünyada eşi ve benzeri yoktur.  Bilançosu  ağırdır:

Şehidimizin sayısı 250 binlerle ifade edilir. Birçok lisemiz mezun verememiş, futbol takımlarımız oyun kuramamış, 100 binleri ifade eden medrese, üniversite öğrencisi ve aydınımızı bu muharebede kaybetmişiz.  "Şehitler Günü" geldiğinde: "Hey on beşli on beşli/Tokat yolları taşlı/On beşliler gidiyor/Kızların gözü yaşlı" diye 15'lilerin türküsünü hatırlarız. Lise talebesi bunlar. Biz bugün ekmek almaya bile göndermedik bu yaştakileri daha.  Ne kadar okuyanımız varsa hayat memat meselesi denerek bu muharebeye gitmiştir. Neredeyse şehidi olmayan, gazisi olmayan hane yok gibidir Anadolu'da. Bu savaşı anlatan hangi yazıyı okusak, hangi web sayfasına göz atsak bu toprağın sahiplerinin gözleri yaşarır. Akif, Çanakkale Şehitlerine isimli şiirinde: "Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar/O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,/Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,/Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!" diye anlatıyordu o günleri....Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! /Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer./Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i.../Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi./Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?/"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın." diyerek Bedr'in aslanlarına benzetiyordu o gün savaşanları.  Çünkü her ikisi de var oluş mücadelesi idi.

Bu günden bakıyorum da, o gün iyi niyetle bizi savaşa girdirenleri bir tarafa bırakırsak; I. dünya Savaşının çıkış sebebinin Osmanlı Devletini parçalamak olduğu anlaşılıyor. Kaybettiğimiz topraklar üzerinde cetvelle çizilerek kurulan devletlerin sayısı bile  bu konuda bize bir fikir verir: Kaybettiğimiz toprağa mı yanalım? Kaybettiğimiz yüz binlere mi?  Okumuş aydın kesimini kaybettiğimize mi? Yoksa kıblemizi değiştirdiğimize mi? Ne taraftan bakarsak bakalım, halimiz içler acısı gerçekten. 

İşin garibi Osmanlı'dan koparılıp  devlet kurdurulan hiçbir devlet huzur bulmadı halen bu asrımızda bile. Osmanlı'nın çekildiği alanlarda kan akmaya, gözyaşı dökülmeye devam ediyor maalesef. Küçük bir toprak parçasında kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti'nin bile yaşanması istenmiyor bu gün. Batılıların sömürgeci emelleri ilk günkü tazeliğini koruyor. Keçecizade Fuat Paşa'nın dediği gibi; "Dış güçler dışarıdan, bizimkiler içeriden" Osmanlı'yı yıktıkları gibi aynı iç ve dış mihraklar bizi Anadolu'da boğmaya çalışıyorlar. Çin işkencesi gibi hiçbir günümüz geçmiyor ki bombalı eylemlerle masum insanlarımız ölmesin.

Gelelim günümüze… Eskiden askere gitmeyene adam denmezdi. Mutlaka herkes giderdi. Bugün askere gitmemek için kırk dereden su getiriyoruz. Allah muhafaza bir savaş çıksa kaçımız gider bu ülkeyi kurtarmak için. Onca farklı millet ve milliyetten oluşan Osmanlı ölüm kalım savaşı vermiş geçmişte. Anadolu’ya hapsedilmiş bizden kaç kişi bir savaşa hazırız? Öyle zannediyorum ki bu gün dışarıdan bir saldırı olsa bizden görünen “İçimizdeki İrlandalılar”, düşmanın safında yer alırlarsa hiç şaşırmam.

Gerçekten kaçımız ülkeyi savunur? “On beşliler” diye tarihimizde yer alan körpelerimiz değil 27’liklerimiz bile savaştan imtina eder. Bugün bir çoğumuz ülkesini terk edip içimizde mülteci olarak yaşayan Iraklı, Suriyelilere kızıyor; savaştan kaçtılar diye. Allah bir milleti savaşla imtihan etmesin. Maazallah olursa kızdığımız, güldüğümüz insanların başına gelen bizim de başımıza gelir. 

Şehitler Günü dolayısıyla milli-manevi değerlerle mücehhez olmuş, birlik ve beraberlik içerisinde Çanakkale ruhunu yaşamamız ve yaşatmamız  temennisiyle. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Yüce Arşivi