Seçim fıkraları
Ülkemiz yine bir yerel seçim atmosferine girdi. Aday adaylığının alabildiğine arttığı bu günlerde seçim fıkraları ile biraz tebessüm edelim diye düşündüm. Umarım sizde seversiniz.
BEYEFENDİ SEVER
Üç aday, parti merkezinde oturmuş, sohbet ediyorlarmış. Laf genel başkandan açılmış, biri atılmış:
“Beyefendi beni çok sever, her öğle yemeğinde beraber oluruz, memleket sorunlarını tartışırız!”
Palavranın sınırı var mı?
İkincisi, genel başkanla yakınlığını anlatmış:
“Her gün beni odasına çağırır, memleket ve parti meselelerini konuşuruz, telefon çalınca sekretere ‘meşgulüm, sonra arasınlar’ der!”
Dedik ya, palavranın sınırı yok!
Üçüncü öyle bir sallamış ki:
“Ben de her gün beyefendinin odasına girerim, memleket meselelerini konuşurken, telefon çalar, açar ‘bir dakika’ der ve telefonu bana uzatır:
-Al seni arıyorlar, konuş!”
* * *
POLİTİKA NEDİR?
Çocuk sorar:
“Baba politika nedir?”
Babası politikayı anlatır:
“Bak oğlum ben her gün para kazanıp eve getiriyorum, o halde ben kapitalim. Annen parayı ve evi yönetir, o halde o da sendikadır. Hizmetçi kız ise işçi sınıfıdır, sen ve küçük kardeşin ise halktır. Bizim gayretimiz, sizi, yani halkı mutlu etmektir. Deden de hükümettir, doğruyu yanlışı anlatır bizi uyarır!”
Çocuk geceyarısı uyanır, altını kirleten küçük kardeşi ağlamaktadır. Ana babasının odasına koşar. Anne derin derin uyumakta, baba ise yatakta yoktur. Hizmetçi kızın odasına girer. Bir bakar ki, babasıyla kız işi pişirmişlerdir.
Dedesi de olan biteni seyretmektedir.
Ertesi sabah baba oğluna sorar:
“Dün sana anlattıklarımı hatırlıyor musun, politika nedir?
Çocuk anlatır:
“Kapitalizm işçi sınıfını kullanıyor, sendika uyuyor, hükümet seyrediyor, halkın bir kısmı benim gibi ne olduğunu anlayamıyor, bir kısmı da küçük kardeşim gibi gırtlağına kadar b.k içinde...”
UÇAK KORSANLARI
2018 erken seçimi öncesi 550 milletvekili son bir kez bir araya gelmiş ve beraber bir yolculuk yapmaya karar vermişler. 550 milletvekilin hepsi aynı uçağa binmişler. Uçak, havalandıktan sonra personel kıyafetiyle uçağa binen hava korsanları tarafından kaçırılmış. Uzun pazarlıklar yapılmış. İsteklerinin gerçekleştirilmeyeceğini anlayan korsanlar:
- İsteklerimiz yerine getirilmezse her saat başı bir milletvekilini serbest bırakacağız, demişler. On dakika sonra, korsanların tüm istekleri yerine getirilmiş.
BU DA BİZİM HOBİMİZ
Dünya kadar para harcadığı halde, listeye bile giremeyen bir adaya sorarlar:
Efendim, çok iddialıydınız! Size kesin aday gözüyle bakılıyordu. Niye böyle oldu?
Aday adayı da: Yemin ve and olsun, bir daha partilerin kapısının önünden bile geçmeyeceğim, demiş. Aradan dört yıl geçer, halk bakar ki bizim ki aday adaylığına yeniden başvurmuş.
Ne o? Diye soralar. O da pişkince cevap verir.
Bırakın, bari bu hobimizden vazgeçmeyelim!
HASTABAKICIYIM
Başkan adayı, akıl hastanesinde konuşma yapar. Bir kişi hariç, dinleyicilerin tümü başkan adayının konuşmasını alkışlar. Başkan adayı, alkışlamayan kişiye döner ve ‘Siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sorar. Adam cevap verir:
Ben hasta değilim ki, ben hastabakıcıyım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.