Okumayı bilmiyoruz

Millet olarak nedense bir türlü okumayı sevemedik. Okumak bir yana yazılı herhangi bir eseri bile almayı unuttuk neredeyse. Okumaktan daha çok kulaktan dolma bilgiler veya dedikodu ile bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.

Son yapılan bir araştırmaya göre günde sadece bir dakika kitap okurken yaklaşık üç saatimizi akıllı telefonların başında geçiriyoruz. Sadece bu kadarla da yetinmiyor günde yaklaşık olarak 2 saat 14 dakikamızı da televizyon seyretmekle heba ediyoruz.

Artık teknolojiye olan düşkünlüğümüz açıkca belli oluyor. En yeni  telefonlar, tablet ve bilgisayarlar için kaçınılmaz bir pazarız. Gündelik alışkanlığımız artık telefon ve bilgisayra olmuştur.

2017 yılı başında nüfusu 80 milyon olan güzel ülkemde kullanılan cep telefonu sayısı 71 milyon. Bu 71 milyon telefonunda yüzde 75’i akıllı telefon. Artık yediden yetmişe kadar herkesin telefonu akıllı neredeyse.

Yolda, araçta, işte ve evde her zaman kullandığımız akıllı telefonlar ile geçirdiğimiz süre maalesef yıldan yıla da artmaktadır. Akıllı telefonlar başında geçirdiğimiz süre 2016 yılına göre yüzde 15.4 artarak günde 2 saat 59 dakikaya çıkmıştır.

Yine yapılan aynı araştırmaya göre cep telefonlarının internet hizmeti sağlamada ileri seviyelere ulaşması, bilgisayar trafiğini de etkiledi; internete bilgisayar üzerinden girenlerin oranı geçtiğimiz yıla göre yüzde 29 oranında geriledi. Mobilden internete girenlerin oluşturduğu trafik ise yüzde 33 oranında artarak yüzde 61’e çıktı.

Mobil internet kullanımın artması mobilden yapılan alışverişleri de etkilerken, mobil alışverişte Almanya, Fransa, Japonya gibi devleri geride bıraktık. Artık mobil internet kullanımında dünya liderliğine oynamaktayız.

Teknolojiye boğulan günlük yaşantımızda artık akıllı telefonlar önemli bir yer tutmaktadır.Ancak bu telefonlar bizi tembelliğe ve yalnızlığa itmekte, etrafımızda olup bitenlerden haberimiz olmamaktadır. Her ne kadar her şeyin bir sınırı vardır desek te, nedense bu akıllı telefonlara bir sınır koyamıyoruz.