Koronavirüs ile geçen bir Ramazan
Koronavirüs ile geçen bir Ramazan
Koronavirüs gölgesinde bile olsa mübarek Ramazan ayını oruç tutarak ve elimizden geldiğince değerlendirerek bu manevi ayın gezini yaşamaya çalışıyoruz.
Oruç tutalım veya tutmayalım, güzel ülkemizde bir “Ramazan Kültürü” var ve onu hepimiz yaşıyoruz. Misal, oruç tutan da tutmayan da ramazan pidesini alır, Ramazan’a mahsus tatlı olan “güllaç”ı yer.
Ramazan’ın manevî bir iklimi var, o manevî iklimden herkes talebi ölçüsünde yararlanabiliyor.
Bu Ramazan ayında o iklimden daha fazla yararlanmayı öneriyorum.
Zaten günlerimizi evde geçiriyoruz ve ramazanın ruhuna uygun ıbadet ve hayırlı işler yapabiliriz.
Ruhumuz ve kalbimiz üzerindeki yalan dünyanın ağırlıkları atabilir ve
Vicdanımızın sesini daha berrak duyabilmeyi,
Daha merhametli, daha insaflı olabilmeyi becerebiliriz.
Ramazan’a girerken, kilolarından kurtulacaklarına azmedenlerin çok lâkin kurtulabilenin pek olmadığını gözlemlemişsinizdir.
Çünkü iki öğüne iniyor gibi gözüken yemek düzeni aslında, düzensizleşiyor. Gündüz “ihmal” edilen gıdaların büyük bir çoğunluğu iftarla sahur arasında “ikmal” ediliyor. Diğer ayların aksine, Ramazan’da hareket de azalıyor. Hele şimdi evde kaldığımız da dikkate alınırsa neredeyse hiç hareket edemiyoruz.
Öte yandan, mademki orucun maksatlarından biri, “aç insanların halini anlamak”tır.
Eğer “oruç” bunların halini anlamak ise, hiç olmazsa yılın bir ayı onlar gibi “oruç” tutalım. İşte o zaman açın halinden anlayabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.