Mustafa Ekmekcioğlu

Mustafa Ekmekcioğlu

Konya fıkraları

Konya fıkraları

Bir gün,Nasrettin HocaKkonya ya gitmiş.

Camide vaaz verirken:

Ey müslümanlar demiş,sizin kentinizin havasıyla bizim Akşehir in havası birdir.

Vaazı dinleyenlerden biri:

Nereden biliyorsun hocam?diye sormuş.

Nasrettin hoca:

Akşehir de ne kadar yıldız varsa,Konya’da da o kadar var, yanıtını vermiş.

 

“””””””””””””””

Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler. Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış :

-Evin tahtaları ses veriyor!

Adam ukala ya :

-Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder!

Hoca laf altında kalır mı :

-Ya aşka gelip secdeye varırsa?

 

“”””””””””””””””””””””

Konyalının ineği hastalanmış. Konyalı Allah’a dua etmiş.

-Allah’ım ineğim iyileşirse 15 gün oruç tutacağım, demiş.

İnek iyileşmiş ve adam söz verdiği gibi 15 gün oruç tutmuş.

Terslik olacak ya inek 16. gün ölmüş. Konyalı ellerini Allah’a açmış;

-Bu garip kulunu kandırdığını sanma. İneği kurbana sayacağım, orucuda ramanzandan düşeceğim” demiş.

 

“”””””””””””””””””””””””

 

Bir aile Konya Lale Bahçedeki bağ evlerine göçerken Aydoğdu da şimdiki tapu dairesinin yanından geçiyorlarmış. Adam at arabasını sürüyor, hanımı ile çocukları yürüyor zira at arabasında yük dolu. O zaman yani tapu dairesinin olduğu yolun iki tarafında da askeriye var. Askerler sabah talimindeler. Ama duvarın iç tarafındalar, sadece sesleri duyuluyor. Askeriyenin içinden bir ses duyulur sert bir komut “Bölük dur”. Kadıncağız hemen durur. Oğlu bakar, “Niye durdun ana?” “Baban dur dedi ya oğlum” der, oğlan “Ne babası ana, o askerlere dir gomutanları, babam değel” deyince kadın. “Vurgunu yiğin gelesice herif bende akıl mı godu bana höllük höllük  diye diye”.

 

Meğer kadın biraz uzun ve kilolu imiş kocası her zaman çağırırken höllük dermiş.

“”””””””””””””””””””

Adam uzun yıllar sonra gurbetten evine döner, karısı karşılar ama çocuklar babaya yabancıdır, aldırmazlar, baba çocuklara sarılmak ister ama bakar ki ortada 3 çocuk var, halbuki giderken bu sayı ikiydi. Karısına sorar.

 

-Gadın bu hazar Ayşe, bu da hazar Ahmet ağnadık, ya şorda yirde yoğurt yiyen güççük çocuk niyin nesi?

 

-Hinci yoğurt yiyeni garıştırma.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Ekmekcioğlu Arşivi