Cumartesi neşesi KILIÇDAROĞLU FIKRASI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dış destek aramak için İngiltere'yi ziyarete gitmiş. Ziyareti sırasında Kraliçe II. Elizabeth tarafından çay içmeye davet edilen Kılıçdaroğlu, Kraliçe'ye kendi liderlik felsefesinin ne olduğunu sormuş.
Kraliçe de bu soruya "Çevremi akıllı insanlarla doldurmak" cevabını vermiş. Kılıçdaroğlu bunun üzerine Kraliçe'ye çevresindeki insanların akıllı olup olmadıklarını nasıl ayırt ettiğini sorusunu yöneltmiş. Kraliçe, "Onlara doğru soruları sorarak ayırt ediyorum" diye yanıtlamış ve "İzin verin göstereyim" demiş.
Kraliçe hemen Theresa May’i aramış ve "Sayın Başbakan, lütfen bu soruya cevap verin" diyerek; "Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var ve bu çocuk sizin ne kız ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" diye sormuş. Theresa May, "Bu benim, majesteleri" diye yanıtlamış.
Kraliçe, "Doğru. Teşekkürler, iyi çalışmalar May" demiş ve Kılıçdaroğlu'na dönerek şu ifadeleri kullanmış; Gördünüz mü Kılıçdaroğlu... CHP lideri ise "Evet majesteleri, çok teşekkür ederim, bu metodunuzu kesinlikle kullanacağım" diyerek oradan ayrılmış.
Yurda dönüşünde hemen CHP Milletvekili Muharrem İnce'yi yanına çağıran Kılıçdaroğlu
"Muharrem sana soracağım bir soruyu cevaplamanı istiyorum" demiş. Muharrem İnce "Tabii efendim, nedir?" diye merakla sormuş. Kılıçdaroğlu, "Annenin bir çocuğu var, babanın bir çocuğu var, ve bu çocuk senin ne kız ne de erkek kardeşin. Kimdir bu?" sorusunu yönelmiş.
Muharrem İnce, sağa bakmış, sola bakmış, düşünmüş, taşınmış ve en sonunda; "Efendim bunu biraz düşünüp sonra size cevap versem?" demiş. Kılıçdaroğlu kabul etmiş ve Muharrem İnce, oradan ayrılarak vakit kaybetmeden parti kurmaylarını toplantıya çağırmış. Saatlerce bu soru üzerinde düşünmüşler, ama kimse bir cevap bulamamış.
En sonunda Muharrem İnce, bu sorunu çözmek için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya danışmak istemiş. Soyluyu arayarak durumu açıkladıktan sonra aynı soruyu kendisine yönelmiş;"Annenizin bir çocuğu var, babanızın bir çocuğu var, ve bu çocuk sizin, ne kız, ne de erkek kardeşiniz. Kimdir bu?" Soylu, "Bunda bilemeyecek ne var, tabii ki benim!" diye yanıtlamış.
Cevabı alan İnce hemen Kılıçtaroğlu'nu arayarak, soruyu çözmenin sevinciyle, "Cevabı buldum efendim, kim olduğunu biliyorum, Sayın Soylu'dur" demiş. Kılıçdaroğlu ise aldığı bu yanıt karşısında büyük bir hayal kırıklığı içerisinde şu yanıtı vermiş; "Yanlış cevap Muharrem. Doğru cevap Theresa May idi."
KAZIKLANACAKTIK
Köylünün biri pazarda topal bir eşek satıyormuş. Bir başka köylü de talip olmuş. Sağına, soluna, ayağına, dişine, baktıktan sonra basmış parayı almış eşeği.Birkaç adım uzaklaşmış ki, pazardakilerden bir kaçı hemen koşmuş yanına. “Yahu” demişler. “Sen ne yaptın. Hiç topal bir eşeğe bu kadar para verilir mi?”
Alıcı gayet rahat: ?”Bakmayın siz eşeğin topal göründüğüne” demiş. “Hayvanın tırnağına taş girmiş, o yüzden aksıyor. Taşı çıkardım mı, birkaç güne hiçbir şeyi kalmaz” Bunu duyan pazarcılar bu sefer de koşmuş satıcının yanına: “Sen eşek topal diye ucuza verdin ama meğer eşek topal değilmiş. Ayağında taş varmış onun için aksıyormuş” demişler.
Satıcı gayet rahat; “Siz öyle sanın” demiş. “Alacak kişi, öyle düşünsün diye taşı bilerek ben koydum. Yoksa eşek doğuştan topal” Bunu duyan pazarcılar tekrar eşeği alan köylüye koşup:
“hemşerim” demişler. “Eşek zaten topalmış. Satılırken anlaşılmasın diye ayağına taşı kendisi çakmış” deyince alıcı öfkelenmiş. “Vay sahtekar vay” demiş. “Verdiğim para sahte olmasaymış, herif bizi gerçekten kazıklayacakmış”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.