Parçalanmış mozaik
Bilindiği gibi böl parçala yönet sistemi her şey için geçerli bir durumdur. Fizikte, zıtlar birbirini çeker, benzerler ise birbirlerini iter kuralı doğrultusunda mozaikteki gibi farklılıklar birbirlerini çeker. Bu nedenle yekpare mermere göre mozaik daha dayanıklıdır. Mozaikte en önemli husus ise farklılıkların arasını dolduracak olan malzemedir. Yani çimento ne kadar sağlam ise parçaların da birbirine yapışması o kadar güçlü olur. Bu fiziksel bilgi sosyolojik açıdan toplumbilimciler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Dahası iktisatçılar tarafından da kullanılmaktadır. İktisadi açıdan toplumsal dayanışmanın temelini para oluşturur. Bu nedenle paraya sahip olan mozaikteki çimento benzeri oradaki her bireyi satın alabilir. İşte kapitalist sistemin dayanak noktası da buradadır. Bugün saf toplum yapısında olan ülke ve millet kalmamıştır. Hemen her toplum içinde farklı etnik unsurlardan meydana gelen onlarca etnik kökenden yabancı bulunmaktadır. Ancak hiçbirinin o toplumu aşağılaması, o topluma zarar verici eylem ve söylemlerde bulunduğu görülmemiştir. Bakınız Fransız Milli Futbol Takımına, nerede ise tamamı yabancı etnik kökenlerden oluşan oyunculardan oluşmaktadır. Ancak hiçbirinde etnik kökenine dönme, etnik kökeni üzerinden politika oluşturma gibi bir gayeleri bulunmamaktadır. Neden? Çünkü onları orada tutan çimento Fransız vatandaşlığına olan bağlılıklarıdır. Bilmektedirler ki bütünden ayrıldıklarında, Fransız vatandaşlığını yitirecek ve elde ettiği para ile diğer ayrıcalıklardan yararlanamayacak. Bu durumu nerede ise 200 yıldır başarıyla uygulayan Amerika Birleşik Devletleri de yüzlerce farklı etnik kökenden insanları bir arada tutmaktadır. Aradaki çimento ise Amerikan vatandaşlığıdır.
Amerika’da bulunduğum zamanda İngilizcemizi geliştirmek amacıyla bizdeki KOMEK kurslarına benzer Public School denilen bir kursa gidiyorduk. Kurs bizi kerhen de olsa kabul etti, haftada 3 gün belirli saatlerde okula gidiyor, orada pratik yapıyorduk. Bulunduğum kursta Filipinler’den Marisol ve Maria, Bolivya’dan Miguel, Irak’tan Muhammed ve Zakia, Meksika’dan, Ukrayna’dan velhasıl envai çeşit ülke ve etnik kökenden, inançtan kişiler hep birlikte İngilizcemizi geliştirmeye çalışıyoruz. En ilginç olanı ise Irak’tan gelen ve Müslüman olan Muhammed arkadaşımızdı. Bizimle aynı dine inanmasına rağmen nerede ise bizimle hemen hiç temas etmez, konuşmaz, derse gelir bir köşede hocanın sözlerine de cevap veremez/vermez, amiyane tabirle uyuz uyuz oturan birisiydi. Birgün elinde 2 poşet, kolalar, cipsler, kıvır zıvır yiyeceklerle geldi. Hocamız hayırdır, ne oldu sana dedi. O uyuz, kafası eğik Muhammed gitmiş, Amerikan Vatandaşı olmasının gururu ile kafası dik Muhammed gelmiş. O gün hayatımdaki en büyük deneyimi yaşamış oldum. Tam kullanışlı, Müslüman ve en önemlisi etnik kökeni Iraklı Arap olan, pirincin içindeki beyaz taş bir birey olduğunu gördüm. Neden Amerikan vatandaşlığı sorusunun cevabını da o zaman aldım. Amerikan anayasasına yemin eden, vatandaşlık rüyasını yaşayan ve kullanışlı bir eleman olan şahıs, artık Amerikan çıkarlarına uygun davranmaya, o çıkarların zedelenmemesi için elinden gelen çabayı göstermeye devam edecektir, diye düşünüyorum.
Toplumbilimciler bu nedenle ortak dil, davranış, para, bayrak, marş gibi çimentoyu oluşturan unsurlara dikkat eder, bunların yıpranmaması için tüm çabayı sarf ederler. Bunu yıpratmaya kalkan unsurları ise yok ederler. Nitekim efsane Amerika Birleşik Devletleri dış işleri bakanı, danışman Henry Kissinger, “Amerika içindeki hainleri yok eder, dışındaki hainleri besler” diyerek vatandaşlık alanların nasıl önemli birer aparat olduğunu tanımlamıştır. Bu nedenle iyi kullanıldığı zaman mozaik yapı çok avantajlıdır. Amerika bunun en tipik örneğidir. Burada önemli olanın ülke içinde demokrasiyi, adaleti ve İslam’daki beş şart olan unsurların doğru ve etkin kullanılmasıdır. Bilindiği gibi İslam toplumunda bulunması gereken 5 şart şunlardır; 1- Adalet (Adil olmak), 2- Emanet (Güvenilir olmak), 3- Ehliyet (Ehil kişileri göreve getirmek), 4- Maslahat (Kamu yararını gözetmek), 5- Meşveret (Danışarak iş yapmak) olarak sıralanmıştır. Bu koşulları taşıyan kişi ve toplumlar Müslüman olarak tanınırlar. Bugün mozaik yapısını güçlü ve etkin kullanan toplumların buna uygun bir toplumsal düzen oluşturdukları görülmüştür.
Ancak ne yazık ki toplumunun çoğunluğu Müslüman olan toplumlarda bu 5 temel kuralın ihmal edildiği, önemsenmediği buna karşılık kişiselliğin, bencilliğin bunun yerini aldığı görülmüştür. Bu nedenle nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde mozaik birleştirici unsur olan bu şartlar toplumu bir arada tutamamıştır. Halkı Müslüman olan ülkelerde, İslam’ın birleştirici şartları yerine bambaşka şartlar geliştirilmiş, teknik olarak adeta dinin içi boşaltılmıştır. O nedenle bugün İslam’ın en iyi yaşandığı ülkelerin, halkı Müslüman olmayan ancak yönetim biçimi İslam’ın 5 şartını doğru uygulayan ülkeler olduğu görülür. Eskiden anlatırlardı, gelen yabancılar, alışveriş yapacağı zaman, satıcı Müslüman ise pazarlık yapmaz, ne fiyat istenirse verilirdi. Zira Müslümanın yukarıda ifade edilen 5 şarta uygun davranışta bulunduğu bilinirdi. Oysa günümüz öyle bir devreye evrildi ki bırakın alışveriş yapmayı, Müslüman Müslümandan kaçar hale gelmiştir. Bunda elbette İslam’ın 5 şartının, yani mozaikleri birleştirecek olan çimentonun kalitesizleştirilmesinin etkisi vardır diye düşünüyorum.