Köpek çeteleri
Bu hafta biraz yanlış anlaşılmalara mahal verecek bir konu seçtim. Baştan söyleyeyim; Hayvan severim. Hayvan beslemenin sorumluluklarını biliyorum ve bu sorumlulukların gereğinin de yerine getirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Kabul edelim; hayvanlardan korkan insan sayısı fazla. Küçücük kediden korkan, ürken var. Olabilir. “Niye öyle?” ve benzeri şekilde sorgulama yapmanın manası yok.
Bazı kişilerin yetişme tarzları, yetişme biçimi ya da yaşadıkları bir travma yüzünden hayvanlara yönelik fobileri olabiliyor.
Hayvanları seviyoruz, iyiliklerini istiyoruz ve fakat buna rağmen sokaklarda, caddelerde başıboş bir ‘köpek çetesiyle’ karşılaşsam ürkerim. Paniğe kapılabilirim.
Caddelerde, sokaklarda başıboş sokak hayvanları ile karşılaştığında, bir havlamayla kendisini araçların arasına atan büyük, küçük insanlar var.
Yurdumuz genelinde çok sayıda vatandaş başıboş sokak hayvanlarından şikayetçi. Endişe ve korku hakim.
Eğer bir değişiklik olmadıysa, bildiğim nispetince kanun diyor ki; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.
Şimdi bu ne kadar doğru?
Sokak köpekleri konusu en önemli problemlerden biridir. Malumunuz okullar da açıldı. Çoluk, çocuk bununla ilgili bir sorun yaşamamalı.
Yasal çözümler üretilmeli. Elbette ki her can kıymetli ama insanların canının güvenliği her şeyden daha önemli.
Konunun çözümü ile ilgili olarak bazı adımların atılacağına yönelik bazı söylentiler mevcut. Ancak sorunun kısa zaman içerisinde çözülmesi beklenmiyor.
Issızlarda, kuytu, köşelerde köpek çeteleri ile karşılaşmamanızı temenni ediyorum.
Esenlikler...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.