KURAN NE DİYORSA DOĞRUDUR
İslam dünyası Hz. Muhammed'in vefatından sonra çok yaralar aldı. 1400 yıl boyunca bu yara almalar hızlandıkça hızlanarak günümüzün görsel İslamlığı ortaya çıktı. İslam dini içine biat denilen din dışı eklentiler ve kaynağı uydurma hadisler olan din dışı, Kuran dışı, mantık dışı pek çok uygulama çoğaldıkça Kuran İslamiyet'i ile hiçbir ilgisi olmayan yeni bir din icat edildi. İşte bu yeni din, gerçekte cahil olup kelimeyi şahadetle Müslüman olduğunu sananların sorgusuz ve kayıtsız koşulsuz inandıkları bugünün görsel İslamiyet'idir.
Oysa Kuran'da anlatılan İslam dini ile bugünün görsel İslam dini arasında dağlar kadar çelişki vardır. Bunlar bilinmedikçe bir Müslüman görsel Müslüman olmaktan öteye geçemez. Bunlar bilinmedikçe İslam dini inananları düzlüğe çıkaramaz. Bunlar bilinmezse Müslüman kişi yarım dinli olur. Bir Müslüman Kuran'da anlatılan Müslümanlığı tanımadıkça, okumadıkça, anlamadıkça ve uygulamadıkça hurafe, öykü, biat çemberinin dışına çıkamaz. Onun için bunların iyi bilinmesi çok gereklidir.
Böyle konular için yüzlerce örnek vermek olasıdır. İşte namazdan bir örnek: Kuran; namazın kılınışını rekâtını, ayrıntılarını tanımlamaz. Ancak Kuran'da tanımlanan namaz; rükû yani beli yere paralel olarak eğme, secde yani alnını ve burnunu yere koyma ve zikirden ibarettir. Yani bugün kılınan namazlara çok şeyler eklenmiştir. Şimdiye kadar namazların kazaya kalabileceği sonradan kılınabileceğini ilmihal kitaplarında okuyorduk, din adamları da böyle söylüyorlardı. Oysa bazı din bilgeleri Kuran ayetlerine dayanarak namazın kazası olmaz diyorlar. Namazın vaktinde kılınması şarttır. Bazı din adamlarına bunu sorup Kuran kanıtı istedikçe önce bocalayıp sonra da "kabul edilmesi umulduğundan kaza namazı kılınmakta" diyorlar. İsteyen kılsın, bir sakıncası yok. Ama Kuran'da kaza namazı diye bir konu yoktur. İslam şeriatı ile yönetilen ülkelerde namaz kılmayanlara kırbaç ve hapis cezası verilmektedir. Kuran böyle bir cezadan da söz etmez. Zina suçundan dolayı kadının diri-diri kafasına kadar toprağa gömülüp öldürünceye kadar taşlama uygulaması bazı ülkelerde halen yapılsa bile böyle bir ceza Kuran dışıdır. Kuran'da cezası olan dört suç vardır: iftira, adam öldürmek, hırsızlık (sömürü, başkasının sırtından kazanç sağlamak, asalaklık…) ve zina. Zinanın cezası recm değildir. Başka suçlara insanların verebilecekleri bir ceza yok. Öbür dünyada elbette ceza ve ödül vardır. Recep İhsan Eliaçık kesin ve açık bir şekilde bunları yazıp söylüyor. Ben de Kuran'dan verilen kaynakları not edip okuyarak kontrol ediyorum. İhsan Eliaçık'ın anlattıkları tamamen doğru.
Şimdiye kadar İslamiyet üstüne binlerce, on binlerce kitap yazılmış; bu kitapları kaç kişi okuyabilmiş, kaç kişi merak edip inceleyebilmiş, kaç kişi kaynaklara inebilmiş? Bunlar sıradan Müslümanların yapabileceği işler değildir. İslamiyet ile ilgili konular Birikim, bilgi ve araştırma ister. O zaman sıradan bir Müslüman'ın yapabileceği tek şey kalır; Kuran'ın Türkçe çevirisini iyi okuyup, iyi anlamak ve uygulamak. Temel kaynağın hurafeler, öyküler, uyduruk hadisler falan değil Kuran'ın kendisi olduğu asla unutulmasın.
Sevgili okurlarım, olanak buldukça bu türden yazılar yazarak Kuran Müslümanlığı ile günümüzün görsel Müslümanlığı arasındaki çelişkileri anlatmayı sürdüreceğim. Üşenmez ve yorumlarınızı yazarsanız çok sevinirim.