PERŞEMBE HADİSİMİZ
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre o, Arefe günü Peygamber aleyhisselâm ile birlikte (Arafat’tan Müzdelife’ye) dönüyordu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem arka tarafta bazı kimselerin bağırıp çağırdığını, devesini dövdüğünü ve develerin böğürdüğünü duyunca, onlara kamçısıyla işaret ederek şöyle buyurdu:
“İnsanlar! Yavaş olun! Acelecilik yapmakla sevap kazanılamaz.”
(Buhârî, Hac 94; Müslim, Hac 268. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 63; Nesâî, Menâsik 203.)
Açıklamalar
Hadisimizde anlatılan olay Vedâ haccında meydana gelmişti. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Arafat’ta vakfe yaptıktan sonra ashâbıyla birlikte Müzdelife’ye gidiyordu. Bindiği hayvanın arkasına kimi zaman çok sevdiği Üsâme İbni Zeyd’i kimi zaman da amcasının oğlu Fazl’ı alıyordu.
Ashâb-ı kirâmdan bazıları, Müzdelife’ye bir an önce varmak için acele etmeye başladı. Develerinin hızlı gitmesi için onları kamçılayanlar oldu. Geride kalanların çıkardığı bu gürültü sebebiyle Resûl-i Ekrem Efendimiz onları uyarma gereğini duydu. İkazına kulak vermeleri için kamçısını yukarı kaldırarak onları uyardıktan sonra:
“İnsanlar! Yavaş olun! Acelecilik yapmakla sevap kazanılmaz.” buyurdu.
Sevap kazanmak düşüncesiyle hayırlı işlerde acele etmek iyi bir şey olmakla beraber, hayvanları döverek, onların canlarını yakarak ve böylece günah kazanarak yapılan işlerin hayrı ve sevabı yoktur. Demek ki müslümanlar hayırlı işleri yaparken bile itidâli, ağırbaşlılığı ve sükûneti elden bırakmayacaklardır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. İbadet ederken, ibadet sayılan hayırlı işleri yaparken sakin ve ağırbaşlı olmak gerekir.
2. İnsan ibadet ederken ne kadar gönül huzuru duyarsa, o kadar çok sevap kazanır.
3. Hayırlı işlerde bir an önce işe koyulmak, acelecilik anlamına gelmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.