Halis Özdemir

Halis Özdemir

Çarşamba Hadisimiz 

Çarşamba Hadisimiz 

İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kıyâmet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salât ü selâm getirenleridir.”
(Tirmizî, Vitir 21)
Açıklamalar
Resûl-i Ekrem Efendimiz’e çokça salâtü selâm getirebilmek için onu çok sevmek gerekir. Zira insan sevdiğini dilinden düşürmez; onu her fırsatta anar. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i anıp yâdetmenin özel bir usûlü vardır. O da, güzelim adı zikredilince, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed” yahut “sallallahu aleyhi ve sellem” demektir. 
Resûlullah Efendimiz’in dindeki ve Allah katındaki yerini ve önemini gerektiği şekilde kavrayamayanlar, ben Allah’ı daha çok seviyor ve her fırsatta O’nu anıyorum; ayrıca Hz. Peygamber’i anmaya ne gerek var? diye düşünebilirler. İnsanın en fazla sevip sayması gereken şüphesiz Allah Teâlâ’dır. Ona beslenecek muhabbeti ve hürmeti bir başka muhabbet ve hürmetle kıyaslamak elbette mümkün değildir. Bununla beraber Allah Teâlâ  Resûl-i Ekrem’ine beslenecek sevgi ve saygının önemini Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle anlatmaktadır:
“Ey Resûlüm! İnsanlara de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın” [Âl-i İmrân sûresi (3), 31]. 
Allah katında böylesine üstün yeri olan bir Peygamber, elbette sevilmeye, sayılmaya ve her fırsatta anılmaya lâyık bir kimsedir.
Bir âyet-i kerîmede (Ahzâb sûresi (33), 56) ifade edildiği üzere ona salât ü selâm getirmemizi Allah Teâlâ istemektedir. Şu hale göre Peygamber aleyhisselâm’a salât ü selâm getirmek farzdır. Acaba ona ne kadar zamanda bir salât ü selâm getirilirse bu görev ifa edilmiş olur? Âlimler, bir müslümanın ömründe en az bir defa salât ü selâm getirmesinin farz olduğunu kabul etmişlerdir. Bazı âlimler, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in adının her anılışında, onu anan ve güzel adını duyan herkesin salât ü selâm getirmesinin farz olduğunu belirtmişlerdir. Bazı âlimler ise, bir mecliste bir çok defa anılsa bile, ona bir defa salât ü selâm getirmenin yeterli olacağını söylemişlerdir. Adının her anılışında salât ü selâm getirmek en uygun davranıştır. Büyük fakîh ve muhaddis Tahâvî de (ö. 321/933) bu görüştedir.
Şöhretli hadis âlimi İbni Hibbân, bu hadisi değerlendirirken, Hz. Peygamber’e en fazla salât ü selâm getirenlerin, meslekleri icabı ehl-i hadîs olduğunu söylemekte, kıyâmet gününde Resûlullah’ın sevgisini ve şefâatini herkesten çok onların kazanacağını ifade etmektedir. Biz de sevgili kardeşlerimize, hadisleri ve hadisle ilgili kitapları çok okumalarını tavsiye eder, Resûlullah Efendimiz’in sevgi ve şefâatine nâil olmalarını niyâz ederiz.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Hz. Peygamber’e âhirette en yakın, şefaatine en lâyık kimseler, ona en çok salâtü selâm getirenlerdir.
2. İnsan bu bulunmaz fırsatı kaçırmamak için ona her zaman salâtü selâm getirmeye çalışmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halis Özdemir Arşivi
SON YAZILAR