Huzur nerede
Her zaman bir arayış içindeyiz. Günlük hayatın içindeki koşuşturmacada, duygularımızda, düşüncelerimizde, geçmişimizde, geleceğimizde bizde varolan kaybettiğimiz bir şeyin peşinde gibiyiz. Her yeni gün, dünü kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Aradığımız şeyin geçmişimizle gittiğini sandığımızdan.
Her doğacak günü bekliyoruz, uzaklarda gördüğümüz bildiğimizden. Şimdiye, şu âna hiç bakmıyoruz kaybettiğimiz veya beklediğimiz şey için.
Huzur nerede?
Yaşanmış büyük acıların, endişelerin arasında ki özlemde mi saklı. Umutsuzlukların arkasındaki bir günde mi bekliyor bizi. İnsanın aradığı, ne ötelere ertelemekle, ne de geçmişte yitirdiği zannı ile hayıflanmakla bulunur.
Gerçek anlamda huzur arıyorsak şimdi buraya odaklanmalıyız. Aldığımız nefesi derinlemisine hissedersek sonsuz huzuru farkedebiliriz.
Huzur kavramının öncesi ve sonrası yoktur. An’dadır. Her an olabilen geniş zaman kipine girer. İyi olma hali, iyilik üzerine kurumlanmıştır. Kötünün zıddıdır.
Huzur, sukunet, barış, esenlik gibi kelimelerle ifade edilebilir bir erdemlilik halidir. Alt yapısında sevgi vardır. Sevgiyle uyumlu yaşama, varlığını idrak ederek anlamlı bir hayat sürme şeklidir.
Huzuru tattığınız, onun yapısını anladığınız zaman bir daha bırakmak istemeyeceğiniz, iyiki varım dedirten en büyük erdemsel haliniz olarak yaşamak isteyeceğiniz bir ruhaniyete girersiniz. Bu her anda yaşanabilen bir duygu zihin durumudur.
Öyle yazıldığı ve söylendiği kadar kolay olmasa da biraz çaba ve farkındalıkla oluşturulabilecek bir haldir. İnsan iç dinginliğini, iç rahatlığını kendi içinde yakalayabilirse, sonrasında dış dünyasına da yansıtabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.