Başaracağız EvelAllah
Ey Okur;
‘Asrın Felaketi’ dedik 50 bin canı koyduk toprak altına. Tedbirsizlik, aymazlık, aç gözlülük, kural tanımamazlık, vicdansızlık, utanmazlık…
Adına ne derseniz deyin ne giden canlar geri gelecek ne de yaşadığımız acıların derin izleri silinecek. Zaman her şeye ilaç değil maalesef erenler. Geçen zamanla her şeyi çözüme kavuşturamıyoruz.
Ademoğullarının Allah’tan korkmaz, kullardan utanmaz ruh halleri geleceği de, geçmişi de yok ediyor. Ölüm hep yanı başımızda! Hiç kendini unutturmuyor. Hele de genç ölümler ayrı bir acı veriyor insana. Umutla baktığımız, aralarından bilim insanları, sanatçılar, sporcular çıkacağını beklediğimiz binlerce genci kara toprağa gömdük. Hem de niye! Aç gözlü büyüklerin hırslarına yenik düşmeleri nedeniyle. Oysa onlar büyük gelecek olacaktı bizlere. Umutlar kurudu gözyaşlarında. Ve yine gelip çöreklendi yas türküleri yüreğime. Bir yandan da zamanın hüznü…
Düşünüyorum da her yaş güzel midir gerçekten? Ya yaşlılık! Yaşlılık da güzel midir dostlarım? Doğrusu bu yaştabu soruyu cevaplamak çok da kolay gelmiyor insana. Fakat şundan kesinlikle eminim ki erenler Hayatımın en güzel yılları çocukluk yıllarım...
Vefakâr, cefakar canım anamla, hayatı omuzlayıp bize yol açan aslan babamla birlikte olduğumuz güzel yıllar. Ekmek elden, su gölden…
Çalışmak yok, yine ay sonu geldi demek yok; herkesin birbirini tanıyıp değer verdiği insanın, insan sıfatına konulup değer gördüğü yıllar...
Arkadaşlarımızla gece yarılarına kadar doya doya oyunlar oynadığımız doyumsuz yıllar Akrabalarla, komşularla, hakiki dostlarla dolu dolu geçen yıllar. Sevdiklerimizin yanı başımızda olduğu; sadece sohbetin bol bol içtenlikli paylaşımların olduğu büyülü yıllar...
Fakat dostlarım her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, o güzel günlerde bitiverdi apansız…
Ve biz büyüdük, her şeyin rengi, tadı, kokusu değişti sanki Her şey tadını lezzetini kaybetti Tüm güzellikler yok oldu…
Yaşamın rengârenk çizgilerinin içinde; bir anda gri ve siyah çizgiler beliriverdi…
Sıcak, samimi, hoş görü dolu ilişkilerin yerini; Selamsız sabahsız soğuk ve çıkara dayalı ilişkiler aldı…
Büyümek; Sorumlulukların çığ gibi artması, Pek çok sıkıntıyı aynı anda yaşamak…
Büyümek; Kötü niyetlilerin çokluğunu fark etmek, Dost kazıkları yemek, beklentilerin artması,
Büyümek; sevdiklerinizin birer ikişer terk etmesi bizi...
Büyümek; her iç çekişte, her buğulanan gözde “Hayatın kuralı bu” diye tekrarlamak...
Göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçen ömür denilen bu yorgun yolda mücadele hiç bitmiyor erenler. Şimdi de acıların en büyüğü ile imtihandayız. Rabbim deprem şehitlerimize merhameti ile muamele eylesin. Ve geride kalan acılı yakınlarına, necip Türk milletine sabrı cemil ihsan eylesin. Zor günler, Maddi – manevi her şey ciddi bir yıkım içindeyiz. Ve her şeyi silip küllerinizden doğma zamanı.
Bir kez daha acıları geride bırakıp aydınlık geleceğe emin adımlarla yürüme zamanı. Haydi, bir gayret daha Ölenle ölünmüyor. Yaşamak, daha güçlü olmak, birlik berberlik içinde omuz omuza yürümek zorundayız.
Geriye bakarak zaman kaybetmek bize göre değil.
Başaracağız evelAllah.
Selam ve muhabbetle hayırlı Ramazanlar ola.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.