Erhan Dargeçit

Erhan Dargeçit

Trafik kurbanı olmayalım

Trafik kurbanı olmayalım

Geleneksel bir “Kurban Bayramını” daha ülkece kutladık. Tabii günümüzde kurban kesmek oldukça meşakkatli bir iş olduğu için eskisi gibi kurban kesilmediği de bir gerçek.

Kurban kesecek bir kişinin kurban hayvanını aldıktan sonra, kesecek kişileri bulması, onu parçalayacak kişileri bulması, onu kesildiği yerden evine taşıması, evinde o kurban etlerini saklayacak yer bulabilmesi gibi konular oldukça meşakkatli konulardır maalesef. Hatta Kurban Bayramı öncesi konuşulan kurban fiyatları konusu işin en kolay tarafıdır. Yani kurban almak konusu, vatandaş tarafından “pahalıymış, ucuzmuş” diye bahane edilen bir durum bile değil inanın.

Eskiden insanlar kendi apartmanlarının önünde ailecek bu sorunu çözerlerken, şimdilerde şehrin ücra yerlerinde gösterilen kesimhaneleri bulmak zorundalar. Zaten işi meşakkatli hale sokan da bu.

Mesela zannediyorum ki bu sene kurban fiyatlarından şikayet eden yoktur. Çünkü her keseye göre bulmak mümkündü ve hatta geçen sene fiyatlarıyla bu sene fiyatları bence aynıydı. Yani fiyatlarda artış yoktu ama yine de kurbanlıklar satıcıların elinde kaldı. Çünkü kesen de çok yoktu. Bir de “dünyanın bilmem neresinde” buradaki satış fiyatlarının üçte birine kurban kestiğini söyleyip sipariş toplayan dernek, vakıf gibi oluşumlara temayül çok daha fazla arttı. Tabii ki bunların akibeti konusunda bir şey demeyeceğim.

Yani Hac ibadetinden hiç bahsedilmeyen “Hac Bayramında”, kurban kesimi bu kadar meşakkatli hale getirildikçe sanırım ilerleyen zamanlarda kurban kesen sayısı da azalmaya devam edecek.

Tabii ki şimdilerde bu bayramların sadece “tatil günleri” olarak değerlendirildiğinin tüm vatandaşlar olarak farkındayız. Perşembe günü, yani arife gününden başlayarak tatil yerlerine akınların oluştuğuna sanırım itiraz edecek kimse yoktur.

Şehirlerarası trafiğe çıkan insanların en çok dert yandığı konu da trafikteki radarlardı. Bu konuya genel anlamda değinmek gerekliliği vardır.

Bilindiği üzere Karayolları Trafik Kanunu’nda yeni düzenlemeler için bayramdan önce harekete geçilmişti. 29 Mayıs’ta da TBMM Adalet Komisyonu’nda bu düzenlemelerle ilgili kanun teklifi kabul edilmişti. Bundan sonraki süreçte de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilip, Resmi Gazete’de yayınlanması safhasına geçilecek.

Buna göre cezalar oldukça artacak ve de can yakacak. Hangi trafik suçuna ne kadar ceza kesileceğini sanırım basından herkes okumuştur. Buraya tekrar yazmaya gerek duymuyorum ama şu bir gerçek ki; maddi açıdan oldukça can yakacak. Ve de yakmalıdır.

Bakın 4 günlük tatilde İçişleri Bakanının açıklamasına göre trafik kazalarından 32 kişi ölmüş, 1227 kişi yaralanmıştır. Bu durum için sadece üzücü kelimesini kullanmak bence çok yetersiz kalmaktadır. Bu yeni değişiklikler hayata geçtikten sonra azami özen gösterileceğine inanıyorum. Zira rakamların yüksek olması ve önlemlerin çok daha katı alınacak olması çok önemli bir ayrıntıdır bence.

Aslında bizim yasalarımızdaki sorunlardan daha çok uygulamalarda sorunlar yaşamaktayız. Bu sorunların da aşılması gerekmektedir. Yani Trafik polisleri, mevcut yasaları uygulamalı, şahsi kanaatlerini yasanın önüne geçirmemelidirler. Ancak bu memurlar sosyoloji ve psikoloji bilmelidirler.

Mesela İstanbul caddesinde azami hız 82 iken 70 hızla yolun solunu işgal etmiş bir “iki ayaklıyı” mecburen sağdan geçen bir vatandaşa ceza kesmek yerine, o “iki ayaklıya” ceza kesebilmelidir.

Mesela Sille caddesinde, 50 hız ile gitmenin trafiği aksattığını görebilmelidir.

Mesela Abdülhamit caddesinin, Beyhekim tarafı girişinde şeridin birinin park edenler tarafından işgal edilmiş olduğunu belirleyebilmelidir.

Bu “meselaları” çoğaltmak mümkün. Bu trafik sorununu karşılıklı anlayış ve diğer insanların haklarına saygısızlık etmeden çözmenin yolunu bulmak gerekmektedir.

Trafik bir kültür işidir. Öncelikle bu kültürü hem vatandaşlara hem “yasa koyuculara” hem de “yasa uygulayıcılara” öğretmek şarttır. Yine bir örnek vereyim; Almanya plakalı bir araç sahibine Almanya’da o trafik kültürü verilirken, aynı araç sahibi Türkiye’de aracını kullanırken nasıl bir trafik canavarına dönüşebilmektedir, bu bir araştırma konusudur.

Ülkemizde her konuda gerekli olduğu gibi trafik konusunda da kültür şarttır. Bu kültüre sahip olmak için sadece afaki para cezaları ödemek değil insanları sevme gerekliliği de öğretilmelidir.

Dostlukla kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Dargeçit Arşivi