Kovid ve Ak Parti Kongresi
Hani Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası vardır. İki kişi birbirini şikayet etmek için Hoca’nın huzuruna çıkarlar. Biri derdini anlatır, Hoca “haklısın” der. Diğeri derdini anlatır, Hoca ona da “haklısın” der. Üçüncü kişi “Hocam ikisine de haklısın dedin, bunlardan hangisi haklı” der. Hoca üçüncü kişiye de “sen de haklısın” diye cevap verir.
Pandemi konusunda da ülkemizde yaşadığımız durum aynen budur. Esnafı dinliyorsunuz “kan ağlıyor”, “öldük-bittik” diyor. Hak veriyorsunuz. Hükümeti dinliyorsunuz: “Şu kadar yardım yaptım, şunu yaptım, bunu yaptım” diye anlatıyor. “Hükümet de haklı” diyorsunuz. Sağlıkçıları dinliyorsunuz, onlar da sonuna kadar haklı. Yani kısacası kimi dinlerseniz dinleyin herkes kendine göre haklı. Ve herkes birbirini suçluyor. Hükümet de haklı olarak bu sorunların çözümü için en güzel yöntem olarak yereldeki yöneticilere uygulamayı teslim etti.
Herkes haklı ama bendeniz bir şeker hastası olarak “çok dikkat etmeme rağmen acaba hastalık bana da sirayet edecek mi düşüncesiyle” korku içerisinde yaşarken Konya gerçeğini görünce daha çok üzülüyorum.
Konya’da bir kısım esnafın çok zor durumda olduğunu biliyoruz. Ancak bunun yanı sıra Konya’da birçok nargile kafenin, birçok lokantanın şu anda çalışır durumda olduğunu biliyoruz. Tabii ki olayın hassasiyetinden ötürü kimse kimseye bir şey söyleyemiyor.
Baştan beri hep söylediğim şey Konya’da denetim ve kontrollerin çok yetersiz olduğu idi. Burada da hem denetlenecek kesim, hem de denetleyecek kesim kendisine göre haklı durumda. Emniyet güçleri denetlemede birilerine tutanak tutsa, ceza gelecek. Vatandaş zaten sıkıntıda, bir de ceza ödemesi belki de cezaya sebep olan memuru da üzüyor. Öteki taraftan ceza olmazsa salgının önüne geçmek daha da zor oluyor.
Olayın habercilik boyutu ayrı bir durum. Geçtiğimiz günlerde Konya Sivil Toplum Platformu Derneği Başkanı Muhsin Görgülügil bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamasında basında, Konya’da her gün yeni bir pavyon baskını vakasından dolayı Konya imajının dışarıda rahatsız edici durumda olduğunu ifade etmişti. Burada da tabii ki basın mensupları bu konuya itiraz etmiş ve bunda basının suçu olmadığını söylemişlerdi. Baskını Konya Emniyeti yapıyor, daha sonra da basın kuruluşlarına ajans aracılığıyla servis ediyordu. Aslında burada basın sadece servis edilen haberi okuyucuya sunuyordu. Basın bu konuda haklıydı. Ama her gün pavyon baskını haberi çıkmasından Konyalı olarak rahatsız olanlar haksız mı, onlar da haklı.
Gelelim Ak Parti kongresine…
Pandemide önlem almak adına bu kadar konuşuyoruz. Herkes sıkıntılarını dile getiriyor. Ve sonuçta Ak Parti kongresi tıklım tıklım bir salonda kalabalıklar arasında yapılıyor. Kongrede neler konuşulduğundan daha çok kongrede pandemi kurallarına uyulup uyulmadığı konuşuluyor. Bu konuşanlar da haklı. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten parti olan Ak Parti yeni bir dinamizmle yeni kadrolarıyla ülkeyi daha iyi yönetebilmek adına bu kongreyi yapmakta haklı değil mi? Tabii ki haklı…
Bu haklılığı daha uzatabilirim. Ama bugün aslında Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaların değerlendirmek istiyordum ama ona maalesef yer kalmadı. Neyse yarın da onu hep beraber değerlendiririz.
Dostlukla kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.