İktidar Yarışı mı, Gönülsüz Paslaşma mı?
Siyasi parti olmanın tek hedefi vardır. O da iktidar olmaktır. Ancak son dönemlerde öyle şeyler görüyoruz ki, sonucunda hiç kimsenin iktidar olmak istemediği gibi bir sonuca yönleniyoruz.
Normal şartlar altında iktidar yarışı, iktidarın anamuhalefet partisiyle olan yarışıdır. Yani ülkemizde Ak Parti ve CHP yarışı, bunun en güzel örneğidir. Ama görünen odur ki iktidar partisi Ak Parti, iktidarı CHP’ye verebilmek için elinden geleni yapmaktadır.
Hayat pahalılığı, enflasyon gibi zaten herkesin bildiği şeyleri yazmaya gerek yok. Memura verilen zammın çok düşük olmasının memurları iktidarın karşısında tutabilecek olması, işçilerin zaten şehirlerde yaptıkları eylemlerle Hükümete itiraz etmelerini de, hadi, “olabilirlik” içerisinde düşünelim.
Ancak daha önemli bir olay İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) ile başlayan ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla devam eden gözaltılar silsilesi ilginç bir boyut kazanmaya başlıyor.
İBB’de bir soruşturma açıldı. Bunun detaylarına girmiyorum zaten herkesin bilgisi dahilinde. Bu soruşturma İstanbul’daki diğer bazı CHP’li belediyelere de sirayet etti. Vatandaşlar da her ne kadar bunun “siyasi bir operasyon” olduğunu düşünse de bir “acaba” düşüncesi de kafalarda vardı.
İstanbul’da CHP’li belediye başkanlarının olduğu ilçelerde devam eden soruşturmalar, bir gün uyandık ve İzmir’in eski belediye başkanı Tunç Soyer’in de gözaltına alındığı, İzmir’de bir soruşturma trafiği ile karşı karşıya kaldık.
İzmir konusu da vatandaşlar tarafından “acaba mı ki” diye yorumlandı. Tabii CHP’lilerin baştan beri söylediği “siyasi operasyon” kısmını da unutmadan yazayım.
Ve iki gün önce de Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek gözaltına alındılar. Yazmama gerek var mı bilmiyorum, bunlar da CHP’li belediye başkanları.
İstanbul ve İzmir’de CHP’li seçmen dışındaki seçmenlere bu konu belki açıklanabilir. Ancak Adanalı, Adıyamanlı ve Antalyalı vatandaşlara bunu açıklamak zor olur. Bu üç belediye başkanı da sadece CHP’liler tarafından değil, CHP’li olmayan seçmen tarafından da sevilen ve destek gören belediye başkanlarıdır. Ve de iktidar olmayı hedefleyen bir parti için bu tür adımlar siyaseten çok rağbet görmeyecek adımlardır. İşçi, memur, emekli, asgari ücretli, esnaf ve hatta iş adamlarını karşıya alarak siyaset yapmak ne kadar güçse bir de buna “senin seçtiğin belediye başkanı doğru değil” diye bir algıyla o şehrin vatandaşlarını da karşıya almak, siyaseten olumlu bir hamle olarak değerlendirilemez.
Bu arada şunu da yazmalıyım. İşin hukuki kısmı, mahkeme dosyası olayları, hukukçuların işidir. Ona ben karışmam. Hukuken kim haklıdır, kim haksızdır; suç var mıdır, yok mudur; hukukçular bunu tartışırlar. Ben işin sosyolojik ve siyasal değerlendirmesi tarafındayım.
Tüm bu gözaltılar, tutuklanmalar eğer birçok vatandaşın düşündüğü gibi “siyasi operasyonsa”, arkasında Ak Parti Hükümeti varsa; siyaseten benim yorumum Ak Parti, tabiri caizse “kendi ayağına sıkıyor” olur. Eğer bunun arkasında Ak Parti Hükümeti yoksa o zaman da yorumum “acaba Ak Parti Hükümetine zarar vermek için mi yapılıyor” olacaktır. Ki bu durum çok daha vahim olabilir.
Burada “kendi ayağına sıkıyor” sözümdeki kastım aslında Ak Parti tekrar iktidar olmak istemiyor, CHP’ye altın tepside iktidar sunuyor demek anlamına gelebilir.
İşin CHP kısmı da biraz garip gelmektedir.
Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı döneminde, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından 2011 yılında CHP’ye kazandırılmış bir milletvekili olmuştur. Ve o zamandan beri de Kılıçdaroğlu’nun yanından hiç ayrılmamıştır. 2023’te de Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına genel başkan adayı olarak çıkmış ve de seçimi kazanıp genel başkan olmuştur.
Siyasetten biraz anlayanlar bileceklerdir ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına tek başına Özgür Özel çıkmış olsaydı, Kılıçdaroğlu delegelerini ikna edip, seçimi kazanması oldukça zor olacaktı. Özel, yanına parti içerisinde de oldukça popüler olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu aldı ve İmamoğlu-Özel ikilisi Kılıçdaroğlu’nu devirdi.
Burada kapalı kapılar ardında İmamoğlu taraftarı partililerin aralarında konuştuğu, 2024 yerel seçimlerinde İmamoğlu’nun tekrar belediye başkanlığını kazanıp, iki yıl kadar bunu devam ettirip, belediye başkanlığını kendi çalışma arkadaşlarından birine bırakıp, CHP genel başkanlığını almaktı. CHP Genel Başkanı olarak da sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmak, planlanan hedefti. Genel Başkan Özgür Özel’in açıkça belirttiği de CHP Genel Başkanı Özgür Özel devam edecek, Cumhurbaşkanı da Ekrem İmamoğlu olacak ifadeleriydi.
19 Mart 2025’te bu planların hepsi bozuldu. Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı. Ve ardından da tutuklandı. Ve sonuçta beklenen yüksek olasılık ise “siyasi yasaklı” olabileceği konusu gibi gözükmektedir.
Gelinen aşamada Özgür Özel bu soruşturmalara karşı takındığı tavır ile CHP tabanının oldukça sempatisini topladı. Ve CHP’liler Özgür Özel’den “büyük lider” olarak söz etmeye başladılar bile.
Ben yaklaşık 1 yıl kadar önce, paylaştığım bir köşe yazısında CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının Özgür Özel olacağını belirtmiştim. Ve şimdi gelinen aşamada CHP tabanında da “eğer İmamoğlu olmazsa, Özel cumhurbaşkanı adayı olsun” sözleri dillendirilmeye başlandı.
Buraya kadar okuduğumuzda tüm bu olaylardan en “karlı” çıkan kim oldu sizce?
Gelelim şimdi yukarıda kaldığım yere. Ak Parti, iktidarı CHP’ye sunuyor demiştim. Peki, bunun üzerine CHP ne yapıyor derseniz, işte o da iktidarı almamak için elinden geleni yapıyor. İşçi sokakta CHP yok. Emekli zaten geçinemiyordu aldığı zamdan da hiç memnun değil, yanında CHP yok. Asgari ücrete düzenleme yapılmadı, CHP yok. İş adamının yanında, sanayicinin yanında, çiftçinin, köylünün yanında CHP yok.
CHP nerede derseniz; CHP sadece İmamoğlu’nun yanında. Çünkü Özgür Özel, tabanın cumhurbaşkanı adayı olacaksa, İmamoğlu için elinden geleni yaptığını göstermesi gerekmektedir.
Peki, son bir soruyla yazımı bitireyim: Recep Tayyip Erdoğan ve Özgür Özel’in yarıştığı bir cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçimi kim kazanır?
Dostlukla kalın.