Geçtiğimiz hafta Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın davetlisi olarak Bursa’da idik. Bursa’yı gezme, çalışmaları yerinde görme ve aynı zamanda Bursa Mevlevihanesi’nde bir sema gösterisi izleme şansına sahip olduk.

Selçuklu için Konya ne demekse, Osmanlı için de Bursa o demektir. Bursa’da attığınız her adımda Osmanlı’yı görmek mümkündür. Muradiye Külliyesi ve Muradiye camii, Yeşil Türbe ve camii, Emir Sultan Hazretlerinin türbesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbeleri, Ulucami, Koza Han ve nice tarihi yerleri Bursa’da görmeden Osmanlı’yı anlamak çok güç olacaktır.

Zaten Başkan Alinur Aktaş’ın misafirlerini kabul ettiği Tarihi Belediye Binası bile aslında bu söylemek istediklerimin özeti şeklindedir. Yapıldığı 1867 yılından itibaren belediye binası olarak kullanılan mekan ülkemizin ilk belediye binası özelliğini de taşımaktadır. Dolayısıyla bu denli tarihsel sorumluluğu olan bir şehrin belediye başkanının sorumluluğu da çok daha fazla artmaktadır.

Bursa’da belediye başkanı olmak için bazı özellikler oldukça ön plana çıkmaktadır. Bir kere öncelikle Bursa Belediye Başkanı bu sorumlulukların içerisinde olaylara ve mekanlara vizyonel bakmak zorundadır.

Bursa tarımda ve sanayide çok önemli bir bölgedir. Oyak Renault ve Tofaş otomobil fabrikalarına şimdi de TOGG’un fabrikası eklenmiştir. Başta ipek olmak üzere, tekstiliyle, tarımı ve tarıma dayalı sanayisiyle, ihracatıyla, doğunun batıya açılma, batının Anadolu’ya açılma kapısıdır.

Türkiye’nin en önemli kış turizm bölgesi, Uludağ turizminin yanı sıra termalleriyle, İslâm ve Hristiyanlığa ait kutsal mekânları ve mimarisiyle, yeşil doğası ve zengin şifalı su kaynaklarıyla, doğal gölleri, şelaleleri, otantik mekânlarıyla 4 mevsim turizm bölgesidir.

İşte tüm bunları geliştirmek, daha da ileriye taşımak ve tanıtmak için Belediye Başkanında vizyonel bakış şarttır.

Aynı zamanda tüm bunları organize edip, hem tarihsel vizyonu göz ardı etmeyecek hem de güncel konjonktürlere ayak uydurabilecek, tabiri caizse halk arasında “tüccar kafası” denilen bir ticari mantalite de başkan da olmalıdır.

Tabii ki Bursa için önemli bir konu da Bursaspor konusudur. Dolayısıyla şehrin Belediye Başkanı spora da yabancı kalmamalıdır.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’la, Tarihi Belediye Binasında sohbet ederken bunları düşünüyordum. Başkan Aktaş genç ve dinamik yapısıyla, vizyonel bakışıyla, daha önceki İnegöl Belediye Başkanlığı’nda güncel konjonktürel yatırım ve faaliyetleriyle, ticaret adamlığıyla ve de İnegölspor’un başkanlığını da yapmış olmasıyla buradaki tanımlara tam da oturan bir belediye başkanı portresi çiziyordu. Bursa ve Bursa halkı belediye başkanlarını bulmuşlar. Bu portre Cumhurbaşkanımızın belediye başkanları için çizdiği portreden pek de farklı gözükmüyor.

Mesela 1300’lü yıllardan itibaren oluşmaya başlayan Hanlar Bölgesi denilen yer buna çok güzel bir örnektir. Bursa’nın Bedesten’i denilen yer maalesef yüksek ve “gereksiz” binalarla çevrelenmiş ve de o güzelim tarihi bölge dışarıdan görülmez bir durumdayken; oldukça büyük gayret ve çalışmalarla oradaki bölgeyi çevreleyen yapılar yıkılarak ortadan kaldırılmış. Hanlar Bölgesi ortaya çıkarılarak çok büyük bir projeye imza atılmış. Henüz bitmemiş olsa da bittiği zaman gerçekten Bursa’nın o tarihi dokusunu tüm şehirde yaşatacak bir bölge olmaya devam edecek bir projeye girişilmiş. İşte bunun adı vizyonel bakıştır.

Yüksek binalardan oluşan iş yerlerinin arkasına saklanmış bir tarihi gün yüzüne çıkarıp gerek Tarihi Hanlar Bölgesi’ni gerekse o bölgedeki Ulu Cami başta olmak üzere tarihi ibadethaneleri daha nezih bir biçimde ziyaret edebilmeyi sağlamak hem maddi olarak hem de faaliyet olarak çok da kolay olmayacak bir girişimdir.

Bu arada 400 yıllık Bursa Mevlevihanesi’nin tekrar restore edilerek ilk günkü gibi hizmete sunulması da Başkan Aktaş’ın önemli eserlerinden biri olacaktır. Bu bağlamda Bursa Mevlevihanesi’nde sema gösterisi izlemek ayrı bir zevk verdi. Bu arada gösteri sunan amatör semazenleri aylardır bir emekle yetiştiren kişi de Konya’da da kendisiyle gurur duyduğumuz, Postnişin Fahri Özçakıl olduğunu da belirtmeliyim. Orada sema gösterisinden önce Değerli Postnişin Fahri Özçakıl ağabeyle de görüşmekten ayrı bir gurur duyduğumu da belirtmeden geçmek istemiyorum.

2023 yılının Mevlana yılı olarak ilan edilmesinin ve de Mevlana Hazretlerinin vuslatının 750.yılında Bursa Mevlevihanesi’nin tekrar hizmete sunulması ayrı bir önemi de beraberinde getiriyor. Bursa’nın geçtiğimiz yıl yani 2022 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildiğini de hatırlatayım.

Çalışmaların Ecdada ve tarihe hürmet kapsamında yapıldığını belirten Başkan Aktaş’ın tüm bu faaliyetlerini tabii ki sadece buraya sığdırma şansım yok. Tarihî Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde, Zindan Kapı’da, Tophane Meydanı’nda, Saat kulesinde, İznik surlarında yapılan pek çok restorasyon projesini ayrı ayrı sizlerle paylaşacağım. Çünkü gerçekten yapılan bu ve bunun gibi projeler sadece Bursa’yı ve Bursa Halkını değil tüm ülkemizi ve de tüm Türk halkını ilgilendiriyor.

Bursa’da Cumalıkızık’tan girip Uludağ yolundaki 600’den fazla yaşı olan İnkaya çınarına kadar o kadar çok anlatılacak yerler bulunmaktadır ki her yönüyle tarih fışkıran Bursa’da, gördüklerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.

Dostlukla kalın.