Temmuzdan bu yana Devlet’i bir telaş aldı gibi gözüküyor. Yani sanırım OHAL süresinin sonuna yaklaştıkça, yapılanlara bakıldığında, verilen mücadelenin yeterli görülmediği ya da yavaş kalındığı gibi bir düşünce hasıl olmuş olsa gerek ki bu dönemde içeri almalar biraz daha itinasız ve çalakalem oluyor gibi gözükmeye başladı.

15 Temmuz’da ortaya çıkan birlik ve beraberlik durumunu bu saatten sonra tek bozacak olan şey malumunuz adaletsizlikler olacaktır. Israrla söylüyorum, FETÖ ile en ufak bir bağı olan vatandaş muhakkak tetkik edilmeli ve cezalandırılmalıdır. Bunun su götürür yanı yoktur.

FETÖ ile bağı olan herkesin cezalandırılması konusunu tüm vatandaşlar desteklerken; aynı zamanda altındaki memurla geçinemeyen müdürün iftiralarına ya da kendi çıkarına uymayan iş adamının, sanayicinin işini baltalamak için şikayette bulunan başka bir iş adamı ya da sanayicinin söylediklerinin “delil” kabul edilmesine de vatandaş olarak kesinlikle sıcak bakılmadığını görmek gereklidir.

Yani anlayacağınız bu operasyonlar insanların birbirini suçladığı ve kendilerini tatmin ettikleri bir mecra haline getirilmemelidir.

Diğer taraftan, yok yeni dalgalar, yok ikinci darbeler vs gibi sözlerle insanlar üzerinde algı oluşturmaya da kimsenin hakkı yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bundan sonraki süreçte, her daim uyanık olmalıdırlar. Her zaman başlarına bir musibet gelecek düşüncesiyle ayakta olmalıdırlar. Ancak aynı zamanda hiçbir şey yokmuş gibi günlük hayatlarına devam etmeli ve ekonomik anlamda da ülkelerine sahip çıkmalıdırlar.

Bunun dışında kim olursa olsun, bundan farklı bir şey söylüyor, manipülasyon yapıyor veya algı yönetimi yapmaya çalışıyorsa, onu da çok iyi araştırmalı ve değerlendirmelidirler.

Bu ülkenin düşmanı sadece FETÖ ve bunun elebaşı Fethullah Gülen değildir. Ülkemizin üzerinde hesapları olan birçok düşman mevcuttur ve bu düşmanların birçoğu da “dost görünen düşmandır”. Bunları ayırmak her zaman zor olacaktır.

Burada şu uyarıyı yapmadan da geçmeyeyim: Bu sistem her zaman yedekli çalışır. Ve bugün FETÖ gider yarın SELÖ gelir. O nedenle Devlet hiçbir çeteden, örgütten, cemaatten medet ummamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde FETÖ ile mücadele ederken aynı zamanda cemaat işleri de bir an önce bitirilmeli ve cemaatlerin boy boy lider değişimleri gazetelerde manşet olmamalıdır. Cemaatlerin hepsinin amacı özünde aynıdır; yönetimden nemalanmak ya da yönetime sahip olmak.