“Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'e geldiğinde konaklaması için Karşıyaka'daki İplikçizade Köşkü ayrılmıştı. İşgal döneminde Yunan Kralı da burada kalmıştı. Karşıyakalılar Atatürk’ü buraya davet ediyorlardı.

Atatürk, her tarafı  çiçeklerle bezenmiş bir otomobil ile  Karşıyaka’ya gidip köşke girmiş. Bir de ne görsün; mermer merdivenlerde yere serilmiş kocaman bir Yunan bayrağı… 

Gazi sormuş:

– Nedir bu?

Halk anlatmış :

– Yunan Kralı bu eve girerken bu basamaklarda Türk bayrağını çiğnemişti, Paşam.

Gazi kaşlarını çatmış ve demiş ki:

– Hata etmiş. Ben bu hatayı tekrar edemem. Bayrak bir milletin şerefidir, ne olursa olsun yerlere serilmez ve çiğnenmez, kaldırınız!”

Bayrak ülkeler için nasıl önemliyse, kişilerin de kendilerine göre önem verdikleri, aşırı saygı duydukları, inandıkları, önem verdikleri şeyler vardır. Ülkemiz için, ülkemizin banisi Atatürk ne kadar değerliyse, Türk Bayrağı ne kadar değerliyse, yüce dinimizin sembolü ezan ne kadar değerliyse, dinimizin önderi Peygamber efendimiz ne kadar değerliyse, dinimizin mukaddes yerlerinden Kabe de o kadar değerlidir.

Eğer Kabe resmini yere sererek ne yapmaya çalıştığı belli olmayan kişilerin, Boğaziçi Üniversitesi’nde Rektör atamasını protesto ettiğini veya rektöre karşı direniş gösterdiğini düşünmek çok anlamsız bir iştigal olur.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör atamasını doğru bulmayabilirsiniz, atanan rektörü doğru bulmayabilirsiniz ve bu konuda gereken protestolarınızı ya da gereken eylemlerinizi yapabilirsiniz. Ama eğer bu eyleminizi haklı göstermek isterseniz bunun yolu Türk Halkı’nı da bunun doğruluğuna inandırmaktır. Bunun yolu da Türk Halkı’nın kutsal değerlerine saldırmakla değil, bilakis kutsal değerlerini koruyup, demokratik haklarınızı kullandığınızı izah etmekle olur.

Türkiye’de yüzde 90 Müslüman halkın oluşturduğu bir toplumda(hadi yüzde 90 olmasın 80 olsun 70 olsun değişen bir şey yok) Müslüman halkın inançlarına, inandıklarına, sevgi ve saygı duyduklarına saldırmak, ne sol siyasete ne sağ siyasete ne de siyasetin doğasına yakışan bir tavır olamaz.

Yine yurdumuzun kurtarıcısı ve kurucusu, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle bugün yazımı bitireyim: “Din vardır ve lazımdır. Bizim dinimiz en makul ve mantıklı dindir.”

Dostlukla kalın.