YAPTIRIM, BİR ŞEY YAPMAZ

ABD, Rusya’dan S400 aldığımız için kendine göre CAATSA kapsamında Türkiye Savunma Sanayi Başkanlığı’na yaptırım kararı aldığını açıkladı.

Bu yaptırımlarda neler olduğunu, içeriğinin ne olduğunu sanırım haberlerden okumuş, incelemişsinizdir. O nedenle burada 12 maddeyi tekrar yazarak satır doldurmayacağım. Ama bazı şeylerin eskisi gibi olmadığını bilmek lazım. Artık öyle “bir ülke bir ülkeye ambargo uygulayacak, bu yaptırımları, uygulamaları tüm dünyaya kabul ettirecek” gibi düşünceler artık tedavülden kalkmış durumda. Artık Türkiye Cumhuriyeti de dahil olmak üzere tüm devletler kendi çıkarları doğrultusunda kararlar alıp, uygulamak durumundalar. Daha önceleri tüm devletlere kendi kararlarını uygulatmaya çalışan ABD karşısında, artık güçlü olan hiçbir devlet bu kararlardan etkilenmemektedir.

Bu alınan kararların Türkiye açısından değeri nedir derseniz, bence çok önemli değildir. “ABD kredi vermezmiş”. Eğer güçlü devlet olursan zaten ABD kredisine ihtiyacın yoktur ki… Bunun gibi kararlar işin doğrusu Devlet için çok da üstesinden gelinmeyecek, Türkiye’yi sıkıntıya sokacak kararlar değildir.

Bunun dışında unutmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti jeopolitik durumu, coğrafik durumu, hatta demografik durumu nedeniyle, hem ABD, hem AB ve hem de Rusya için çok önemli konumdadır. Öyle bir çırpıda terkedilebilecek bir Devlet değildir.

Türkiye Cumhuriyeti, geri kalmış Ortadoğu ve Arap ülkelerine liderlik edebilecek, laik bir hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti Doğu’nun batısında ve Batı’nın en doğusundaki ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti, Dünya üzerindeki tüm Türklerin ve hatta Müslümanların kurtuluş umudu bir ülkedir. Yani vazgeçilmesi öyle kolay değildir. O nedenle bu tür yaptırımlar, ambargolar kendine göre “diş göstermeler” Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çok büyük önem arz eden durumlar değildir. Ve tüm yapılarıyla Türkler Devletlerinin yanındadırlar.

4 GÜN KULAĞA HOŞ GELİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklama ile daha uzun soluklu bir sokağa çıkma kısıtlamasını nihayet ilan etti. Genelde herkes uzun süredir, şimdiye kadar devam eden kısıtlamaların yeterli olmadığını 14 gün sokağa çıkma yasağı olması gerektiğini savunuyordu. Her ne kadar 14 gün olmasa da “3 günden biraz daha fazla” bir sokağa çıkma kısıtlamasının yapılacak olması biraz daha rahatlattı.

Buna göre 31 aralık perşembe akşam saat 21.00’de başlayacak olan sokağa çıkma kısıtlaması, 4 ocak çarşamba günü saat 05.00’da bitecek. Yani tam tamına 80 saat evlerden dışarı çıkmayacağız.

Ben bu kısıtlamanın diğer alınan önlemlerden çok daha önemli ve yararlı olacağına canı gönülden inanıyorum. Kısıtlamaların yaratacağı ekonomik sıkıntıların kesinlikle farkındayım. Hatta Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı şekilde, 1000 TL vermekle bu sıkıntıların giderileceği konusunda da çok emin değilim. Ancak işin bu kısmının dışında yani ekonomik durumunun dışında bu sokağa çıkma kısıtlamasının sosyal anlamda çok da kötü olmayacağını düşünüyorum.

Dostlukla kalın.