Türk İnsanı Neye Bakıyor?
Nelere baktık, neler gördük neler. Dallas vardı bir zamanlar televizyonlarda. Herkes bilir ama orta yaş grubu hatırlar. Dizide dönen entrikayı Bizans, Roma falan çevirmemiş zamanında. Dizide kimin eli kimin cebinde değildi. Güç mücadelesi vardı. İhtiraslar, ihanetler, acılar falan gırla giderdi. Ahlaksızlık tablosuydu. Her şeye rağmen bizim millet heyecanla bakardı. Sonraki bölüm ne olacak diye merak ederdi. Bugün bile insanımızın dilindedir o dizi; ‘Ya aha bu iş de Dallas’a döndü, falanca adam tam bir Cayar’ derler. Şimdi Dallas’a laf ediyorum da bizim yerli dizilere ne demeli? Diyeceğim bir şeyler…
Şimdi gündüz kuşağında hafiye programları var. Bakınca insan ‘Ya bu ne rezalet’ demeden edemiyor. Kimileri kurgu olduğunu söylüyor kimileri de anlatılanların gerçek olduğunu –teşbihte hata aramayınız- Allah’ın bir olduğunu savunur gibi savunuyor. Maruz kalıyorum bazen, ya da zap yaparken denk geliyor, “Dallas’a rahmet okutturur” diyorum. Kocasına okunmuş su içirmiş, büyüler yaptırmış, tornacıya kaçarken muhtar görmüş, muhtara da okumuş, üflemiş. Eltisi de dolandırıcıymış o da kocasını kandırıp o da aynı tornacıya kaçmış. Falan feşmekan. Rezillik. Mevzular böyle. Yayından kaldırılsın diyorsun ama izleyeni, müptelası çok. Sonuç olarak kaldırmıyorlar…
Gelelim dizilere. Yıllardır süren polisiye diziler. Her türlü suç var. Suç işlemeye eğilimli olsan türlü taktikler edinirsin. Yıllarca devam eden polisiye mi olurmuş demeyin, oluyormuş demek ki. Polisiye sevmeyene de mafya dizileri var. O dizilerde de düşmanlık hiç bitmiyor. Çeşit çeşit silahla birbirlerini vuruyorlar. Memleketin askeri, polisi, jandarması yokmuş gibi. Düzen kuruyorlar.
Doktor dizileri de moda oldu. Her derde deva buluyorlar. Her branşta uzmanlar. Mikroskopik hastalıklara tanı koyuyorlar, tedavi uyguluyorlar. Bazı doktorlar izlerken gülüyorlarmış. Bunlar bel ameliyatından, kalp nakline kadar fevkalade yapıyorlar. Reelde başarısız olan doktorun üzerine hasta yakınları yürüyor. Sonra sağlıkta şiddet gibi bir problemle karşılaşıyoruz. Tek sebebi bu değil tabii ki ama bu da bir sebep olabilir. Sebep ne olursa olsun şiddete karşıyız. Hem hastanın evini kontrol eden doktor var mı ya? Olay yeri incelemeci misiniz, doktor musunuz kardeşim numune falan alıyorsunuz sağdan soldan? Hayret.
Dilimizde tüy bitiyor gazete okuyun diye, “Yok şöyle, bilmem ne” diyorsunuz.
“Bizim olup olmamamız önemli değil, yerel gazete okuyun” diyoruz, “Filanca şucu, falanca bucu. Aman boşver” diyorsunuz.
Televizyonda türlü ahlaksızlığı görüp, “Toplumun ahlakı bozuluyor, medya şiddeti tetikliyor, yozlaştırıyor” diyorsunuz.
Anca kitap ve gazete okuru diye sosyal medya profilinizde hobilere falan ekleyin. Sizde de var kabahat...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.