Değerine paha biçilemeyen mekanlar
Virüsün ülkemizde ilk görüldüğü dönemi, kapanmaları hatırlıyorsunuz değil mi? Zaman nasıl geçiyordu diye düşündükçe birçok insan gibi ben de daralıyorum. O dönem evlerimizde birtakım aktiviteler yapıyorduk tabii. Bunlardan bir tanesi sanal müze ziyaretleri idi. Tarihe ve müzelere merakı olanlar müzeleri geziyordu…
18-24 Mayıs tarihleri Müzeler Haftası olarak kutlanıyor. Müzeler, bu dünya mirasını aydınlatan, koruyup geleceğe aktaran kurumlar olarak kültürel yaşamda büyük önem taşıyor. Günlük hayata fazla dahil edilemeyen müzelere dikkat çekmek, ilgiyi artırmak ve sosyal hayatın içine taşımak gerekiyor. Bu anlamda Müzeler Haftası’nı değerli buluyorum. ‘Medeniyetlerin Beşiği’ olarak tanımlanan Anadolu, binlerce yıllık tarihi ile ev sahipliği yaptığı muhteşem kültürel mirasa sahip onlarca paha biçilemez müze barındırıyor.
Türkiye, müzecilik alanında tarihinin verdiği zenginlik kadar zengin bir ülke. Müze olmayan il yok. Bu anlamda Konya’da yaşamak da şanslı hissettiriyor açıkçası. Selçuklu’ya başkentlik yapan Konya, o döneme ait birçok eseri bünyesinde barındırıyor. Konumu itibarıyla stratejik bir noktada yer alan Konya, zengin bir kültürel mirasa sahip.
Geçmişle, tarihle duygusal bir bağ kurulabilmesi için müzelerin önemi oldukça büyük. Dolayısıyla küçük yaşlardan itibaren müzeye gitme alışkanlığının insanoğluna kazandırılması gerekir diye düşünüyorum. Müzelerde sergilenen eserlerin tarihteki yerini ve insan yaşamındaki konumunu düşünmek insana heyecan veren, vermesi gereken bir şey. Müzeye gitme kültürünün yerleşmesi lazım bence. Bilmem siz ne düşünürsünüz? Geçmişimizi gelecek nesillerimize bu şekilde aktarsak iyi olmaz mı? Olur.
Edindiğimiz bilgilere göre Konya’da bulunan müzelerde 60 binin üzerinde envanterlik eser ve bir o kadar da etütlük eser var. Ülkemizdeki ve şehrimizdeki değeri paha biçilemeyen müzelerimizi daha fazla ziyaret etmeliyiz.
Herkese iyi hafta sonları…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.