Barbaros Ulu

Barbaros Ulu

Başkasını Hedef Gösterme Hastalığımız (1)

Başkasını Hedef Gösterme Hastalığımız (1)

Bir lisede çalışırken bir 11.sınıfta hırsızlık olayları peyda oldu. Babası market çalıştıran, ekonomik durumu iyi olan ve okula bol harçlıkla gelen bir kız öğrenci bir gün “Hocam, çantamda şu kadar param vardı, alınmış” şikayetiyle geldi. Şüphelendiğin biri var mı dedim. Yok dedi. O zaman kimin aldığını nereden bileceğiz? Sonra paranın çantanda ne işi var. Niye cebinde taşımıyorsun? Üstelik bu kadar paranın sende ne işi var? Bir daha çantanda defter, kitap dışında önemli bir şey bırakma” dedim. Düşürürüm diye cebimde taşımıyorum dedi. Bundan sonra fazla para getirme. Getireceksen de sabah gelince bana verir, ihtiyacın olduğu zaman benden alırsın dedim. Tamam, dedi öğrencimiz. Sınıfına geçti.

Tamam dedi ise de kızımız diğer günlerde de harçlığın ötesinde para ile gelmeye devam etti, birkaç defa daha çantasından yine parası çalındı. Sınıfına gidip “Gençler, bugüne kadar diğer sınıflarda bir hırsızlık vuku bulmadı. Nedense hep sizin sınıfta oluyor hırsızlık. Hepiniz pırıl pırılsınız. Tüm bu olup bitenlerden hırsızın bu sınıftan olduğu anlaşılıyor. Şu andan itibaren nazarımda sınıfınız potansiyel suçlu. Ama şahit ve kişinin kendi itirafı olmadan hiçbirinizi suçlamıyorum. Eğer sınıfınızın lekelenmesini istemiyorsanız, ne olur hırsıza da iyilik yapın bundan sonra çantanızda para bırakmayın” dedim. Birkaç öğrenci, bizden kimse almaz, sınıfa dışarıdan kimin geldiğine kameralardan bakabilirsiniz hocam dediler. Çocuklar, sınıfımızdan kimse almaz diyorsunuz ama başkasının çantası karıştırılmıyor. Nedense hırsız eliyle koymuş gibi her defasında paranın hangi çantada olduğunu biliyor. Ummadık taş baş yarabilir ve hırsız en yakınınızdan çıkabilir. Size hırsızlığın ne kadar kötü olduğunu herhalde anlatmama gerek yok dedim ve ayrıldım.

Defalarca hırsızlık vakası olan bu sınıfın aynı zamanda dersine giriyorum. Bu sınıftan bir öğrenci zaman zaman odama gelir, kameralara bakalım, şöyle yapalım, böyle yapalım, şundan şüpheleniyoruz dedi durdu. Oğlum, sen git işine dedim. Bir gün sınıfa girdiğimde aynı öğrenci sınıfın en cılız bir öğrencisini duvara yaslamış, sıkıştırıyor. “Bu paraları sen alıyorsun, sınıfın hırsızı sensin, itiraf et” gibi şeyler söylerken gördüm. Öğrenciye, oğlum, nerden biliyorsun onun aldığını. Gözünle gördün mü? Arkadaşına iftira atma. Suç bastırırcasına arkadaşlarının önüne bu arkadaşını atıyorsun. Kim bilir, belki de sen çalıyorsun dedim.

Bir gün parası çalınan kız öğrenciyi çağırdım. Kızım, al şu elli lirayı. Başkası görecek şekilde parayı çantana koy. Ara ara yokla. Para alındığı zaman yanıma gel. Çünkü paranın seri numarasını aldım dedim. Birkaç gün hırsıza böyle tuzak kurduk ama hırsız bizden daha akıllı çıktı ve faka basmadı.

Günler böyle devam ederken mangalda kül bırakmamasına dürüstlük görüntüsü veren, hırsızı bulmak için cansiperane mücadele eden bu öğrenci, okula servisle gelmesine rağmen okula gelmeyip kendinden büyüklerle kahvehaneye gidip okey oynayan, fırsat buldukça İstiklal Marşı törenlerinden kaçan, okul binasının arkasına geçerek sigara içen, dersleri pek de iç açıcı olmayan anne ve babası çocuklarının durumunu öğrenmek için okula geldi. Ne kadar harçlık verdiklerini sordum. Söyledikleri rakam kahvehaneye gidecek, oyun oynayacak ve içtiği sigaranın parasını karşılayacak kadar değildi. Sözü sınıftaki hırsızlık vakasına getirdim. Akabinde çocuğunuzun okul ve çevre değiştirmesinde fayda olabileceğini, belki bu şekilde kendisini toparlayabileceğini, değilse sınıfta kalabileceğini söyledim. Aile, çocuklarının okulu sevdiğini, arkadaşlarından ayrılmak istemediğini belirtince, çok emin değilim ama çocuğunuzun sınıfında bir hırsız var. Büyük bir ihtimalle bu hırsızın çocuğunuz olabileceğini, şayet öyle olursa okuldan uzaklaştırılacağını, bu durumun sicilini lekeleyebileceğini ifade ettim. Bunun üzerine aile çocuğunu nakil aldı.

Aileyi aylar sonra Konya’da gördüm. Çocuklarını sordum. Biraz toparladı dediler. Çocuk adına sevindim. Bir sevincim daha oldu. O öğrenci nakil gittikten sonra o sınıfta ve okulumda bir daha hırsızlık vakası olmadı.

Bu anekdotumla ilgili kıssadan hisse sadedinde değerlendirmeyi diğer yazımda yapmak isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Barbaros Ulu Arşivi

Veda

28 Aralık 2022 Çarşamba 00:02