Toplumda hepimizin etrafında en az bir tane vardır: Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın, yüzünde bir memnuniyet belirtisi göremezsiniz. Yemeği tuzlu bulur, projeyi yetersiz görür, güneşi bile fazla parlak bulur. Hiçbir şeyi beğenmeyen bu "mutsuz kalabalık", yalnızca bireyleri değil, toplumsal enerjiyi de emer. Peki, bu tür insanlarla nasıl baş edilir?

Öncelikle anlamamız gereken şey şu: Sürekli eleştiren insanlar genellikle içsel bir huzursuzluğun dışavurumudur. Herkesi ve her şeyi yetersiz bulan bireyler, çoğu zaman kendilerine de aynı gözle bakarlar. Beklentilerinin yüksekliği, tatminsizlikle birleştiğinde çevrelerini tüketmeye başlarlar.

Bu durumda ilk yapılması gereken, eleştiriyi kişisel algılamamaktır. Çünkü çoğu zaman mesele siz değilsinizdir, mesele onların kendiyle olan savaşlarıdır. Sakin kalmak, tepki vermemek ve gerekiyorsa sınır koymak çok kıymetlidir.

İkinci adımda, yapıcı olmayan eleştirileri filtrelemek gerekir. Her “beğenmeme” durumu gerçek bir sorun işareti olmayabilir. Somut öneri içermeyen, sadece memnuniyetsizlik barındıran sözleri değerlendirme dışı bırakmak sizi korur.

Üçüncü ve belki de en zor olan adım ise empati kurmaktır. Kolay değildir, ama bazen bu kişilerin geçmişlerinde görülmeyen, duyulmayan, takdir edilmeyen çocuklar olduğunu fark etmek, öfkeyi yumuşatır. Belki de bu yüzden sürekli kusur arıyorlar; kendilerini bir türlü beğendiremedikleri geçmişlerinin izlerini taşıyorlar.

Ama elbette empati kurmak, sınırları kaldırmak anlamına gelmez. Enerjinizi emen kişilere karşı duvar örmek, bir tür öz sevgidir. Her eleştiriye cevap vermek zorunda değilsiniz. Kimi zaman “Haklı olabilirsin” deyip geçmek, sizi uzun tartışmalardan ve boş yorgunluklardan korur.

Unutmayın, sürekli şikâyet eden birini değiştiremezsiniz. Ama bu kişinin sizin ruh halinizi etkilemesini engelleyebilirsiniz. Memnuniyetsiz insanlar hayatın renklerini griye boyamaya çalışsalar da siz kendi paletinizi koruyun. Eleştiriyi süzün, iyiyi ayıklayın, kötüyü geride bırakın.

Hayat yeterince zor, bir de kimseyi memnun etme çabasıyla kendinizi yormayın.