Empati kurmanın gücü

Günümüz dünyasında herkesin bir telaşı var. İşler, randevular, mesajlar, toplantılar… Giderek hızlanan hayatın içinde birbirimizi görmeyi, duymayı ve anlamayı çoğu zaman unutuyoruz. Oysa insanı insan yapan en temel özelliklerden biri, başkasının ne hissettiğini kalpten anlayabilme yetisi: empati.

Empati, yalnızca “onu anlıyorum” demek değil; onun yaşadığını içten içe hissedebilmek, onun ayakkabılarıyla birkaç adım yürüyebilmektir. Bu basit gibi görünen ama derinliği büyük olan davranış, ilişkilerimizin temelini güçlendirir. Karşımızdakine değer verdiğimizi hissettirir. Kırıcı bir söz söylemeden önce bizi durdurur. Öfkeli bir tepki vermeden önce içimizdeki merhameti uyandırır.

Empati, bedava ama değeri paha biçilemez bir hazine. Onu her gün, küçük anlarda kullanabiliriz. Dinleyerek, yargılamayarak, anlamaya çalışarak. Trafikte birine yol vermek, kasada bekleyen yaşlı birine yardım etmek ya da sadece yorgun görünen bir arkadaşımıza "Nasılsın?" diye içten sormak… İşte tüm bunlar, empatiyle başlayan küçük ama anlamlı iyiliklerdir.

Unutmayalım: Herkesin bir hikâyesi var. Ve bazen o hikâyeyi değiştirecek tek şey, anlayan bir göz, dinleyen bir kulak, hisseden bir yürektir.