Şehir Kimliği ve Kent Kültürü!..
Şehir Kimliği ve Kent Kültürü!..
Hafta sonu, şehrimizdeki bazı sivil toplum kuruluşlarının önderliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının nezaretinde, Şehirlerin Kimliği; Kimliğin Geleceğe Taşınması ve Kültürel Etkileri konulu bir panel tertip edildi. Paneli tertip eden sivil toplum kuruluşlarının değerli başkan ve yöneticilerini tebrik ederim. Paneli, şehrimizdeki tüm protokol, sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve üyeleri, kalabalık bir katılımcı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum ve Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Mehmet Ersoy açılış konuşmaları ile onurlandırdılar!. Panelin şehrimize ve tüm ülkemize, şehir kimliği ve kent kültürünün oluşması ve aktarılması zaviyesinden, tarihte odluğu gibi yeniden hayırlara vesile olmasını dilerim!.
Panelin konusu, Şehir kimliğini anlamak için “Kimlik'' kavramı üzerinde durmak gerekir!. Kimlik, herhangi bir canlıyı veya nesneyi başka canlı veya nesnelerden ayıran, öncelikle onun görsel, işitsel ve diğer duygularla algılanan, kendine özgü olma durumudur! Şehir kimliği; her şehirde farklı ölçek ve yorumlarla kendine özgü nitelikler taşıyan; fiziki, kültürel, sosyo - ekonomik, tarihi ve biçimsel faktörlerle şekillenen; şehirliler ve onların yaşam biçimi oluşturduğu; sürekli gelişen ve sürdürülebilir şehir kavramını yaşatan; geçmişten geleceğe uzanan büyük bir sürecin ortaya çıkarttığı anlam yüklü bütünlüktür! Bir şehir kimliği, o mekânın tüm fiziki ve beşeri özelliklerini yansıtmakta, insan ve çevre ilişkileri arasındaki etkileşimden etkilenerek, insan davranışları ve yapısal biçimlerin sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir kentin kimliğini oluşturan onun kültür varlığı ve kültürüne katkıda bulunan da kentin kimliğidir.
Bizim medeniyetimiz bir Medine ve şehir medeniyetidir!. Yesrip olan bir beldeyi Medine olarak ifade edebilmeniz için bazı kimlik ve kültürel değerlerinizin mutlaka olması gerekir!. Aksi halde kuru bir taş ve beton yığınından ibaret ruhsuz şehirler inşa edersiniz!. Bugün yaşadıklarımız gibi!. Üzerinde yaşadığımız şehir Konya, Selçuklu medeniyeti ve kültürünün tüm izlerini, sekiz yüz yıl sonra dahi görmekteyiz!. Peki, neden?! Şehir, bir kimliktir! Şehir, bir medeniyettir! Şehir, gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir kimlik ve kültür mirasıdır!. Bugün inşa etmekte olduğumuz şehirlerde ise bu kavram ve mantaliteden fersah fersah uzaklardayız! Karamsar olmalıyız! Tabii ki Hayır!. Devletin en kılcal damarlarına sızan, tipi bizden fakat çipleri dışarıda olanlar bir bir temizlenmeye başlandığı için, Türk Devlet Aklının denetim ve nezaretinde, Devleti ebed müddet devam ülküsü ve 2023 -2053 ve 2071 vizyonu çerçevesinde, tarihteki medeniyet ve kültürü, medeni şehirleri yeniden ihya ve inşa edecek bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti karşımızda durmaktadır!. Tabii ki bu durum birilerini rahatsız etmektedir!.
Şehir kültürü ne demektir?! Şehir kültürü diye bir kavram var mıdır?! Şehir kültürü, belediyelerin yaptığı sergi, tiyatro, kitap fuarı ve halk oyunları gibi etkinlikler olarak sınırlamak doğru değildir. Şehir kültürü, kapsayıcı ve kalıcı kültür öğeleri olarak almak gerekir! Aranması gereken temel ölçüt, kalıcı kültür öğelerinin korunması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesidir!. Kentleşme sürecinde, yaşadığı kentin sosyal, demografik, ekonomik ve kültürel olarak kentleştiğini hisseden yerleşiklerin bu değişime ayak uydurması, kendini bu sürece ait hissetmesi, yaşayış tarzı olarak benimsemesi ve davranış biçimlerini kabullenmesi, söz konusu nüfusun kentlileşmeye başladığının da bir göstergesidir!
Kent imajı, kent kimliğinin algılanmasındaki en önemli etkenlerden biridir. Kent imajı daha çok görsel algıya dayalıdır. Kent kimliği tüm bu algıların toplamı ve zihnimizde ulaştığı sonuçtur. Kent tarihi ve kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılması, kent kimliğinin devamı anlamına gelmektedir! Kent kimliğini korumak, mimari çevreyi, doğal çevreyi ve kültürel çevreyi korumaktır. Kent kimliğinde tarihi yapı ve dokuları olduğu gibi daha çok barındırdığı doğal güzellikleri ve kentin gelişmesine etki eden unsurlar anlaşılmalıdır. Kent kimliğini korumada kendini o kente ait hisseden kentlilik bilincine ulaşmış bireylerin çabaları önemli rol oynar. Tarihi ve kültürel mirası olan şehir kimliklerinin korunması için mimarlar, peyzaj mimarları, kentsel tasarımcılar, şehir plancıları, arkeologlar, tarihçiler, sanat tarihçileri, restorasyon uzmanları, sosyologlar, hukukçular, siyasetçiler ve farklı meslek disiplinlerini, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bir arada ve uyum içinde bütünleşik ve tamamlayıcı şekilde çalışabilmelerinin sağlanması gerekir. Kent kimliği oluşturan; tarihi, fiziki, sosyal, kültürel ve işlevsel etkenler olarak sınıflandırılır!. Kimliksiz şehirlerin niteliksiz mekânlara dönüşmesi ve onların yaşam kalitesini düşürerek o şehirde yaşayanları olumsuz etkilemekte, şehirlilik bilincine ve kente aidiyet hissine zarar vermektedir.
Peki tüm bu açıklamalar zaviyesinden Kent kültürü ne değildir?! Kırmızı ışıkta duran bir arabayı korna çalarak uyarmak ve trafikte bir başka aracı taciz etmek değildir! Balkondan ya da pencereden herhangi bir şeyi sokağa atmak, halı veya kilim silkmek değildir! Evinin pencerelerini su dökerek temizleyip alt katın penceresini kirletmek değildir! Sitelerde, site görevlisin işi ne diye çevreye sigara izmaritlerini ve çöpleri atmak değildir!. Yaya kaldırımındaki ağacı, dükkânının tabelasını kapatıyor diye kesmek değildir! Sitelerde, balkonda mangal yakıp üst kattaki komşusu ve site sakinlerini de duman ve kokuya boğmak değildir! Yolda yürürken karşıdan gelene omuz atarak geçip gitmek değildir! Dolmuş ya da otobüse binen müşterinin yerine oturmasını beklemeden birden bire gaza basarak müşteriyi yere düşürmek değildir! Dolmuşta sürücünün zevkine göre müzik çalıp yolcuları o müziği dinlemek zorunda bırakmak değildir! Boğazını ya da burnunu sokağa temizlemek değildir! Taşıt araçlarını yaya kaldırımlarına park edip de insanları sokak ya da caddede yürümeye değildir! Trafiği en karmaşık hale getirip en yakın noktaya gitmek için beş kilometre yol kat etmek değildir! Bir sokağın trafiğe kapalı olduğunu dair levhanın o sokağın içine koymak değildir!.
Peki, Kent kültürü nedir?!. Oturduğu apartmanın merdiveninde karşılaştığı komşularını selamlamak ve hal hatır sormaktır! Oturduğu sitede üzücü bir olay başına gelen komşuya kapıyı ve gönlünü açmaktır! Sokakta sigara içiliyorsa izmariti çöp kutusuna atmaktır! Cadde ya da sokaktan karşıya geçen bir insan görünce arabanın frenine basıp geçmesini beklemektir! Kentin rekreasyon alanlarında tüm kentlilerin birbirlerini rahatsız etmeden eğlenebilmektir! Yerel yönetimlerin kent kültürünü geliştirecek biçimde kenti planlamasıdır! Yerel yönetimlerin kentin sokak ve caddelerini insanların rahat biçimde kullanabilecekleri şekle getirmektir! Yerel yönetimlerin kentin en az elli veya yüz yıllık gelişim planlarını yaparak kentlilerin ileride karşılaşabilecekleri sorunları gidermektir! Kent yöneticilerinin öngörü sahibi olup, olabilecek felaketlere karşı tedbir almaktır! Belediyelerin sokağa ya da caddeye açtığı çukuru iş bitince hemen kapatıp eski haline getirmektir! Kent yönetiminin, kente dışarıdan gelenlere sunduğu kültürdür!. Belediyelerin ana arterin üzerine elektronik uyarı levhalarının koyması, herhangi bir trafik kazası ve yol çalışmasının bu levhalarda belirtilerek, trafik akışının diğer yollara kaydırılmasıdır! Aksi halde, kente dışarıdan gelenler kenti kendilerine göre kültürlendirir ve kent kültürü de yok olur! Bu durum da Kent ise büyük bir köye dönüşür! Bugün büyükşehirlerin bazı semt ve mahallerinde olduğu gibi!..
1400'lü yıllarda yaşamış kadim şehir, kültür ve medeniyet kurucu irade ve temsilcilerinden Hacı Bayram Veli Hazretleri; İnsan, şehri inşa ederken, aslında taşın toprağın arasında kendisini inşa eder. Gönülde her ne var ise, şehir olarak görünür. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile dolu olanın şehri gülistan olur, diyor!.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.