KARA DELİĞE DÜŞERSEK NE OLUR? KARA DELİK NEDİR?

Kara delikler yıllardır insanoğlunun hep merak konusu olmuştur. Kara deliğin içinde ne var? Bir insan kara deliğe girerse ne olur ve nereye sürüklenir? Bu soruların cevabını doğrusu ben de merak ediyorum. Bu gizemi tartışmak istiyorsanız hadi birlikte bir kara deliğe girelim.

KARA DELİK NEDİR?

Kara delik; astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli bir gök cismidir. Kara delik, uzayda belirli nicelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir.

KARA DELİK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKTI

Kara delikler üzerine ilk temel çalışmalar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam belirtilerin gözlemlerini izleyen 1960’lı yıllara dayanır. Kara delik içeren bir cismin ilk gözlemi, 1971’de Uhuru uydusu tarafından yapıldı.

Fizikçiler, evrendeki kara delikleri uzaktan araştırıyorlar. Daha doğrusu yetinmek zorundalar. Yakınına gitseler o kara delik onları yutabilir ve sonsuza kadar kaybolabilirler. Bunu kimse istemez değil mi? Ama bazen düşünürüm, acaba bu kara delikler insanı öldürür mü, sonsuzluğa mı sürükler, yoksa paralel evren diye bir şey varsa onun girdabına mı sokar? Bu denli merak uyandıran bir şeyin yakınından araştırma yapılamaması ve gözlenememesi ne kötü? Bu gizemli nesne, Büyük Patlama’dan bugüne kadar evrenin evriminde rol aldılar. Çok ilginç değil mi?

Kara delikler farklı boyutlarda olabilirler. Bazı kara delikler kendi etrafında döner. Tıpkı kocaman yuvamız dünya gibi. İki tür kara delik vardır: İlki dönmez, elektriksel olarak nötrdür ve Güneş kadar kütleye sahiptir. İkincisi ise Güneşin kütlesinden milyonlarca, hatta milyarlarca kat daha büyük bir kütleye sahip olan süper kütleli kara delikler.

KARA DELİĞE DÜŞERSEK NE OLUR

Bir kara deliğin olay ufku, geri dönüşü olmayan noktadadır. Buradan geçen her şey kara delik tarafından yutularak sonsuza dek yok olur.

Evrendeki en hızlı olan ışık dahi, bu kara delikten yakayı kurtaramaz.

Olay ufkunun radyal boyutu, ilgili kara deliğin kütlesine bağlıdır ve bir kişinin bir kara deliğe düşerek hayatta kalması için anahtar öneme sahiptir. Güneşimizin kütlesine (1 Güneş kütlesi) sahip bir kara delik için olay ufkunun yarıçapı, 3.2 kilometrenin biraz altında olacaktır. Buna karşılık, Samanyolu galaksimizin merkezindeki süper kütleli kara delik, kabaca 4 milyon güneş kütlesine sahiptir ve 11.7 milyon kilometre veya 17 Güneş yarıçapına eşit bir olay ufkuna sahiptir. Bu nedenle, yıldız boyutunda bir kara deliğe düşen biri, süper kütleli bir kara deliğe düşmenin aksine, olay ufkunu geçmeden önce kara deliğin merkezine çok daha fazla yaklaşacaktır.

Bu, kara deliğin merkezinin yakınlığından dolayı kara deliğin bir kişi üzerindeki kütle çekim kuvvetinin, serbest düşüşe bağlı olarak başınız ile ayak parmağınız arasında 1 trilyon kat fark olacağı anlamına gelir. Bu tür kuvvetlere aynı zamanda gelgit kuvvetleri denir. Başka bir deyişle kişi, yıldız kütleli bir kara deliğin olay ufkuna ayakları önden gidecek şekilde düşüyorsa, ayaklarındaki çekim kuvveti, kafasına uygulanan kütle çekime kıyasla kat kat daha büyük olacaktır.

Kişi, cismin gelgit kuvvetleri sebebiyle aşırı uzama yaşayacak ve büyük olasılıkla uzun, ince bir makarna benzeri şekle girecek düzeyde gerilecek ve hayatta kalamayacaktır. Çok korkunç değil mi? Belki de o kişi yok olmak yerine paralel evrene uzanıyordur ya da sonsuzluğa gidiyordur.. Kim bilir?

Hayatım boyunca hep merak ettim bu soruların cevabını. Umarım bir gün bulunur.

Süper kütleli bir kara deliğe düşen bir kişi ise olay ufkuna, merkezdeki yer çekimi kaynağından çok daha uzakta ulaşacaktır. Bu da baş ile ayak parmağı arasındaki yer çekimi farkının neredeyse sıfır yapar. Böylelikle kişi olay ufkundan etkilenmeden geçer, uzun ve ince erişte haline gelmez, hayatta kalır ve acı çekmez. Bu kara delik sizce de daha iyimser değil mi?

Kara deliğin içinde ne var diye soracak olursanız: ‘BİLMİYORUZ’

Bu tabi ki en çok merak edilenler arasında. Çünkü insanları asıl korkutan şeyin orada ne olduğunun bilinmemesi olduğu kanaatindeyim. İnsanlar karanlıktan neden korkar? Çünkü önünü göremezsin, orada ne var bilemezsin. Kara delikte de aynı mevzu söz konusudur.

Bazı teorisyenler, kara deliklerin aslında Solucan Deliği adı verilen bir uzay-zaman tünelinin parçası olduğunu düşünürler. Solucan delikleri, Evren'in farklı kısımlarını birbirine bağlayan uzay-zaman tünelleri gibi düşünülebilir. Benim gibi düşünüyorlar. Buna binevi paralel evren diyebiliriz.

Acaba kara deliğe giren insanlar tekrardan çıkabilseydi ne olurdu? Orada olanları aktarırlardı. Ve belki de bu sayede bilimde çok büyük ilerlemeler olurdu.

Belki bir gün bu olur.

Belki…