Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin Sabbah el-Hamari kimdir bilir misiniz?
Namı diğer Hasan Sabbah.
Pek ‘iyi’ bir şahsiyet olarak bilinmez kendisi.
“Haşhaşiler” deniliyor ya, hah işte onun kurucusu.
Alamut diye bir kale var. Orada yaşamış. Çevresindeki insanlara cennet vaadinde bulunmuş, insanları müridi yapmış, kendine bağlamış.
Peki, bu Hasan Sabbah öldü de iş bitti mi, yok.
İçerisinde bulunduğumuz dönemin Hasan Sabbah’ı ne, kim?
Bence sosyal medya.
Nasıl yani?
Hani bu Hasan Sabbah cennet vaadinde bulunuyor ve kendince bir ‘cennet oluşturuyor’ ya insanlara, sosyal medya da öyle.
Kimse artık cep telefonları için “Bi alo desin yeter” demiyor. Herkes sosyal medyada. Her ne kadar nalına, mıhına vurulursa vurulsun…
İnsanları gerçek dünyadan koparıp, sanal bir dünyaya götüren bir mecra sosyal medya.
Herkesin kendi ‘cenneti’ var.
Peki niye böyle?
Çünkü insanlar istedikleri, özendikleri, öykündükleri kimliğe gerçek hayatta sahip olamıyor. Ama ekonomik gerekçelerden dolayı, ama ekonomik durumdan dolayı, ama eğitim seviyesinden dolayı… Bir sürü nedeni var.
Sosyal medyadan şikayetçi olanlar var ya, işte burayı atlıyorlar…
İnsanoğlu gerçek kimliğini gerçek hayatta bulabilirse, öyle bir imkan, olanağa sahip olabilirse bu sanal alemden, evrenden kopacaktır, kopmasa da bu kadar bağlanmayacaktır diye düşünüyorum.
Esenlikler…