En sevdiğim ‘abide şahsiyetlerin’ başında Nasreddin Hoca gelir…
Meşhur bir hadisesini paylaşayım:
Nasreddin Hoca bir gün çocuğun birinin eline testiyi tutuşturmuş ve çeşmeden su doldurup getirmesini istemiş. “Testiyi kırma haa” demiş çocuğun enseye tokadı yapıştırmış.
Komşusu da hocanın, çocuğun ensesine tokat attığını görünce yanına gitmiş, “Yahu hoca, çocuk daha testiyi kırmadan etmeden niye çaktın tokadı?” diye sormuş.
Hoca da, “Eee, testiyi kırdıktan sonra neye yarar birader” demiş…
Herkesin izlendiği bir dünyada yaşıyoruz.
Bizde iş işten geçtikten sonra iş yapılır. Mesela; kameraların görmediği bir noktada biri öldürülmüşse o noktaya kamera takılır. Gibi gibi…
E öyle olunca da testi kırılıyor tabi…
Bu asayiş olaylarının yoğunluğundan şikayetçiyim. Ne bu şiddet bu celal yahu? Aslında anlamayacak pek bir şey yok…
Suç işlemek için çok sayıda neden var. Başlıca sorun psikolojik sorunlar olarak görülebilir birçok kişi tarafından. Ama bence daha büyük olan sorun eğitim sorunu. Eğitimden hemen sonra da ekonominin geldiğini söyleyebilirim.
Önemli olan ne peki?
Suç işlenmeden önce önlem alabilmek önemli.
Caydırıcı cezaların olması, yaptırımların yeterli olması tabii ki önemli ancak bir başka husus daha var. Suça teşvikin önlenmesi adına toplumun sosyoekonomik yönünün düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda çalışmalara yoğunlaşılmalı…
Testi kırılmadan evvel harekete geçilmeli; eğitim seviyesinin yükseltilmesi ve cüzdanların 'kabarması' şart…
Esenlikler…