Kendimi bildim bileli, Türk milletinin en büyük sorunlarından biri ekonomi. Ekonominin şaha kalmış bir vaziyette olduğu bir dönemi hatırlamıyorum dersem yalan söylemiş olmam. “Hatırlıyorum, şu vakit ekonomi mükemmeldir” diyen varsa da bir siyasi partiye gönülden bağlıdır…
Ekonomi kötü olmasına kötü de diğer yandan da bir israf gerçeği var.
Cimrilik iyi bir şey değil tabii ki de. Ancak israf da dikkat edilmesi gereken hususlardan biri. Dinen haram. Ekonominin de her daim kötü olduğunu düşünürsek, bu israf neyin nesi?
Özellikle gıda israfı konusunda mevzu korkunç bir boyutta. Uluslararası bazı raporlarda, “Fazla yemekten ölenlerin sayısı, açlıktan ölenlerin sayısından fazladır” şeklinde ifadeler ile karşılaşabiliyoruz. Bu israfın bir boyutu…
Ekmek ve suda inanılmaz bir israf var. Susuzluğa doğru gidiyoruz. İçme suyu sağlayan barajlarda sular çekiliyor, yer altı suları çekiliyor tüm bunları bilmemize rağmen israftan kaçınma hususunda sıkıntı yaşıyoruz.
Milyonlarca belki de milyarlarca insan bir parça ekmek için birbiriyle kavga ederken, can alır, can verirken diğer yanda milyonlarca ekmek çöpe gidiyor.
Hesabı sorulmaz mı? Sorulur. Er ya da geç…
İsrafa bulaşmadan, sadece ihtiyacımız kadarını kullanmak, geri kalanı ile ya ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmak ya da kötü günler için bir kenarda tutmak gerektiğinin farkına varmamız lazım.
İsraftan ve savurganlık illetlerinden milletçe kurtulduğumuz günleri görmek dileğiyle…
Esenlikler.