Psikolojimiz ne diyor?

Psikoloji alanındaki uzmanlığından bahsederek söze başlayan Ayşenur Yılmaz; “Lisans eğitimimi Maltepe Üniversitesi Psikoloji, Yüksek lisans eğitimimi Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünde tamamladım. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunuyum. Bu eğitimlerime ek olarak; bilişsel terapi, oyun terapisi ve psikanalitik psikoterapi gibi eğitimlerim de var. Alanda 7 senedir aktif olarak çalışıyorum. Şu an kurucusu olduğum Nur Psikoloji Danışmanlık Merkezi’nde yüz yüze ve online olarak psikoterapi hizmeti vermekteyim. Ayrıca Ucim Konya Önleme ofisinde Rehberlik Yönlendirme ve Eğitim Koordinatörlüğü yapmaktayım. Çocuk, ergen ve yetişkin olarak psikoterapi desteği sağlamaktayım. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerime ek olarak destekleyici birçok eğitimim var. Yetişkin ve ergen danışanlarımla bireysel psikoterapi şeklinde, 3-10 yaş arası çocuklara ise oyun terapisi ile destek sağlamaktayım” dedi.

“PSİKOTERAPİ”

Kişilerin hangi durumlarda psikologa başvurması gerektiğini anlatan Yılmaz; “İnsanlar yaşamlarında bir takım zorlayıcı durumlarla karşılaşabilir. Hepimiz stresli, tükenmiş, yorgun ve umutsuz dönemler yaşamışızdır. Bu son derece doğaldır. Karşılaşılan problemler her kişide aynı psikolojik etkiyi bırakmaz. Bunun sebebi ise psikolojik dayanaklılıktır. Sorunlarla başa çıkmakta insanların zorlanmaları kişileri ruhsal problemlerle karşı karşıya getirebilir. Fakat sorunlar ile yüzleşmek, etkenlerini doğru saptamak, çözüm arayışına girmek ve gerektiğinde profesyonel destek almak kişinin yaşamını kolaylaştıracaktır. Psikoterapi; duygusal ve davranışsal sorunların profesyonel bakış açısıyla değerlendirilip, sınıflandırıldığı ve destek sağlandığı bir süreçtir. Bu sebeple bir uzman desteği sorunların çözümüne ve kişinin iyi hissetmesine fayda sağlamaktadır” diye konuştu.

“MODERN ÇAĞIN İNSANI YALNIZLAŞMA YAŞIYOR”

Tanıların birçok etkene göre değişkenlik gösterdiğini ifade eden Yılmaz; “Çok fazla değişkenlik göstermekte yaş grubu, cinsiyet, aile ve yetiştiği çevre gibi faktörlere göre. Salt bir tanı üzerine konuşmak kapsayıcı bir açıklama olmaz. Fakat şunu söyleyebilirim ki modern çağın insanları sosyal ve aktif gözükse de aslında yalnızlaşmış durumdalar. Bu yalnızlaşma daha çok içe kapanmalarını sağlamakta. İnsanlar özellikle psikolojik olarak dayanıksız olduğu bir dönemde sosyal çevresi ve ailesi tarafından destek göremeyince kişiyi olumsuz bir duygulanıma sürüklemekte. Psikoterapiye ruhsal olarak kötü ve yaşadığı olumsuz duygulanımdan uzaklaşmak isteyen bireyler başvurmakta. Çocuklarda ise ebeveynleri, yolunda olmayan bir durum sezip destek ihtiyacı duymakta, davranış problemleri gibi durumlar ile terapiye başvurmaktalar” dedi.

“KADIN HAYAT DEMEKTİR”

Kadın psikolojisine değinen Yılmaz; “Kadın Psikolojisini anlayabilmek için ruhsal, bilişsel, toplumsal, biyolojik ve psikolojik açıdan onu derinlemesine tanımak bütüncül bakış açısıyla yaklaşmak gerekir. Bu çok geniş yelpazesi olan bir konudur. Kadın hayat demektir dolayısıyla bizim tüm hayata dair konuşmamız gerekir. Özel yaşamda anne, eş, evlat, arkadaş olmanın yanı sıra iş dünyasında da aktif yer almaktadır. Kadının bir çok rolü vardır hayata ve çevresindekilere karşı, güçlü bir yapısı vardır ki her şeyi yapabilecek ve her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek potansiyele sahiptir. Yeter ki kendine olan güvenini yitirmesin ve engellenmesin” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ OYUN OYNAYARAK İFADE EDERLER”

Çocuklar için uyguladıkları oyun terapisi yöntemini anlatan Yılmaz; “Oyun, her çocuk için vazgeçilmezdir ve çocuklar için en iyi iletişim aracıdır. Çocuklar kendilerini oyun oynayarak ifade ederler. Oyun ile ifade etmeleri gelişimin doğal bir parçasıdır. Oyun Terapisi, çocukların belli problemler yaşadıkları noktada, kendilerini duygusal olarak açmalarına ve ifade etmelerine bir araç ve bunun sonucunda sorunun esas sebebini bulmayı sağlayan, bu sayede çözüme giden bir terapi tekniğidir. Oyun terapisinde özel hazırlanmış bir odada çocukla birebir çalışılmaktadır” diye aktardı.

“ERGEN BİR BİREYLE ÇALIŞMAK DAHA KOMPLİKE”

Değişkenlik gösteriyor olsa da ergen psikolojisinin en zorlayıcı alan olduğunu dile getiren Yılmaz;“Her danışanın yaşantısı ve yaşadığı durumun rahatsızlık derecesi farklı seyretmektedir ama ergen grupları daha zorlayıcı olmaktadır. Yetişkin danışan kişisel farkındalığı yüksek ve terapiye açıktırlar. Çocuklarla çalışırken oyun terapisi ve ya bilişsel terapi görece kolay ilerlemekte. Ergen bir bireyle çalışmak daha komplike. Ergenlik döneminin getirdiği özerklik arayışı, içsel ya da ailevi çatışmalar gibi durumlar sürecin biraz daha zor geçmesine sebep olmakta. Ama bu her ergen için aynı değildir. Dönem itibariyle aslında bir arada kalmışlıkta söz konusu oluyor. Çevre ve aileden de bunu hissettiklerinde süreç onlar için daha zorlayıcı gelişiyor. Duygu ve düşüncelerine değer verilmesi karşısındakinin onu koşulsuzca yargılamadan dinlemesi ergen için bir avantaj” dedi.

“İYİ OLMA VE İYİ HİSSETME HALİ YAŞAM İÇİN ÖNEMLİDİR”

İyi hissetmenin yaşama etkisine değinen Yılmaz; “İnsan yaşamında dönem dönem zorluklarla karşılaşabilir fakat her ne olursa olsun kendilerine olan inancı ve güvenlerini yitirmemeleri önemlidir. Her daim içlerinde yaşama dair bir umut ışığı barındırmalıdırlar. Karşılaştıkları problemler karşısında çözümsüz kaldıklarını düşündüklerinde mutlaka ertelememeli profesyonel kişilerden psikolojik destek almalarını öneririm. Bu kendilerine yaptıkları en büyük yatırımdır aslında. Çünkü iyi olma ve iyi hissetme hali yaşam için önemlidir” şeklinde konuştu.

HABER: TÜRKAN TAŞCI