Kulaklık kullananlar dikkat! Tehlike saçıyor

İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen fiziksel etkenlerden biri de gürültüdür.Gürültü, zamanımızın önemli endüstriyel ve çevre sorunlarından biridir.Uzmanlara göre yüksekli müzik ve gürültülü ortamlarda uzun süre kalmak önemli zarar verebiliyor.

Gündelik yaşamda, gencinden yaşlısına hayatımızın eksilmeyen parçalarından biri olan kulaklık ve türevleri kulak sağlığını önemli sorunlara neden olabiliyor.Özellikle yüksek sesle müzik dinlemek, endüstriyel makine ve teçhizatın ürettiği gürültü,kalıcı işitme kaybı gibi büyük sağlıksal sorunların habercisi olabiliyor.

GÜLEÇ; "AKILLI TELEFONLAR,İŞİTME KAYBI AÇISINDAN OLDUKÇA RİSK TAŞIMAKTADIR"

Yüksek sesli müzik dinlemenin kulakta istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini belirten, Şehir İşitme Cihazları Ortaklarından Uzman Odyolog Münevver Güleç,özellikle gençler arasında artan yüksek sesle müzik dinlemenin zararlarına dikkat çekti.

Güleç "Güvenli bir gürültü seviyesi, ses seviyesine bağlıdır. Çoğu ülke standart olarak genellikle günlük 85 dBA’ı kabul eder, bu da insanları olumsuz etkiden korumak için alınması gereken önlemleri belirtir.Kronik gürültüye maruziyet ve oluşan koklear travma, işitme kaybına ve tinnitusa neden olur. Müzik, eğlence olarak kullanıldığında bile işitme hasarına neden olabilir.Gürültü, sağlık açısından uyku bozuklukları, yorgunluk, kardiyovasküler hastalıklar, stres, hipertansiyon ve işitme kaybı gibi sonuçlara sebep olabilen prevalansı giderek artan küresel bir tehlike olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu etkilerinin yanı sıra gürültüye maruz kalmanın birincil ve en belirgin etkisi gürültüye bağlı işitme kaybı olarak kabul edilmektedir.Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya çapında yaklaşık 360 milyon insan işitme kayıplıdır. Yaklaşık 1 milyar genç ise gürültüye bağlı işitme kaybı açısından risk grubundadır.Günümüzde özellikle gençlerde artan akıllı telefonlarla birlikte kullanılan kişisel dinleme cihazları gürültüye bağlı işitme kaybı açısından oldukça risk taşımaktadır. Bu nedenle bireysel ve toplumsal birçok sorunu beraberinde getiren ve rehabilitasyon için yüksek harcamalar gerektiren işitme kaybını önlemeye yönelik uygulamalar giderek daha da önem kazanmaktadır. İşitme kaybının sıklığının ve etkisinin koruyucu tedbirlerle önüne geçmenin ilk basamağı, bu konuda farkındalık yaratmaktır.Gürültüye bağlı işitme kaybını korunmanın en önemli ve etkili yolu bu konuda farkındalık oluşturmaktır. Sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bireyler için işitme sağlığını korumanın birincil adımı bu konuda bilinç oluşturmaktır" şeklinde konuştu.

"TEKNOLOJİ, İNSANLARA YARAR SAĞLADIĞI GİBİ ZARAR DA VEREBİLİYOR"

Gençlerin çok fazla kulaklık kullanmasının zararlı olduğunu belirten Uzman Odyolog Münevver Güleç, normalden fazla süre kullanılan kulaklıklarda işitme kaybına neden olabilecek bir takım sorunların çıkabileceğini belirtti.

Güleç "Teknolojik gelişmeler her geçen gün hayatımızı birçok alanda etkilemeye devam ediyor. Bunlardan biri de kulaklıklardır.Önceden müzik çalarlara takılan birer aksesuar olan kulaklıklar şimdilerde gelişen cep telefonu teknolojileri ile birlikte hayatımıza ayrılmaz bir parçası oluşturmaktadır.Bu noktada teknolojinin insanlara yarar sağladığı gibi zarar da verebiliyor. Son yıllarda kulaklıkların insan sağlığına zararlarına ilişkin çok sayıda çalışma yapılmıştır.Çalışmalar sonucu 85 dB şiddetindeki seslere 8 saatten fazla maruz kalınmasının işitme sağlığına zararlı olduğunu göstermektedir.Aynı zaman da normal bir kulak uzun süre ve zararlı seviyede gürültüye maruz kalınması durumunda işitme hassasiyeti oluşur ve bu da beraberinde geçici işitme eşiği düşmesi olarak ortaya çıkar. Fakat bu durum bir süre sonra normale döner. Bu durum çoğunlukla gürültüde kalma süresinin ilk iki saatinde düzelir.Geçici eşik değişikliği ise ilk iki gün içerisinde, yaklaşık 16 veya 18 saatte de düzelmektedir.Patolojik olarak tanımlanan ,40 dB’den fazla olan geçici eşik değişikliği ise kalıcı eşik değişikliği ile ilişkilidir" dedi.

"UZUN SÜRE KULAKLIKLA MÜZİK DİNLEMEK KULAKLARINIZA ZARAR VERİYOR!"

Gece kulaklıkla uyuyan kişilerin kulaklarında hasarlar ortaya çıkabileceğini söyleyen Uzman Odyolog Münevver Güleç, bunun ortaya çıkma süresi,ilerleyen süreçte ortaya çıktığında da ne gibi tedaviler uygulandığına ilişkin açıklamalar da bulundu.

Ayrıca Güleç "Kalıcı işitme kaybı, belirgin olarak 4 kHz’de görülen geri dönüşü olmayan işitme kaybı olarak tanımlanabilir. Genellikle işitme kaybı ilk 2-3 yılda en üst düzeyde iken, 10- 15 yıl sonra hızı azalarak ilerler. Gürültüye maruz kalma durumu ortadan kalktıktan sonra işitme aynı düzeyini korur. Bu durumda çınlama ve baş dönmesi görülebilir. Tek kulakta görülebilir. İşitme kaybı olarak da ifade edilen sensörinöral tip işitme kaybı tek başına veya iletim tipi işitme kaybı ile birlikte görülebiliyor. Benzer gürültülere bağlı koklear işitme kayıplarında orta kulak ve iç kulakta travmaya bağlı olarak kemikçik sisteminde kopma, kulak zarında yırtılma, yuvarlak ve oval pencerelerde fistül oluşumuyla birlikte korti organında kısmen veya tamamen zedelenmeler görülmesi mümkündür.Yüksek sesle ve uzun süre kulaklıkla müzik dinlemenin işitsel sistem üzerinde geçici ve kalıcı etkileri olabilmektedir.Dijital müzik aletlerinin kullanımından doğan şikayetlerin başında, çınlama ve baş ağrısı dikkat çekmektedir. Kulaklıkla müzik dinleyenlerin yüzde 10'unda işitme kaybı ve ilişkili problemleri yaşanmaktadır.Genellikle uğultu ve çınlama gibi erken belirtiler kişi tarafından önemsenmelidir. İlerleyen süreçlerde kişide işitme kaybı, çevre ile iletişimi bozulunca göze çarpabilir. Bu durumda ise çok geç kalınmış olabilir. Özellikle kulaklıkla müzik dinlemeyi seven gençlere tavsiyemiz , kulaklarda uğultu, ağrı, işitme kaybı, çınlama ve benzeri hadiseler yaşamaları durumunda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmalarıdır." diyerek dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

HABER:ALİ İSMAİL TAŞCI