“Tornacı annenin” başarılı hayat hikâyesi!

Gönül Makine Şirket Sahibi Tuğba Gönül, “ Allah’a tevekkülle yola çıktım. 100 metrekarelik bir alanda kimsenin desteği olmadan hiç bilmediğim bir işe girdim.” dedi.

“Tornacı annenin” başarılı hayat hikâyesi!
Yayınlanma:

Gönül Makine Şirket Sahibi Tuğba Gönül, zorluklarla dolu ama bir o kadar başarılı hayat hikâyesini bizimle paylaştı. Gönül, türlü sıkıntılardan geçen binlerce kadından sadece bir tanesi ancak onu diğerlerinde ayıran özelliği cesareti ve kararlı olması. Röportaj esnasında yaşadıklarını anlatırken sesi titreyen güçlü anne, kimsenin desteği olmadan çocuklarına ve eşine sahip çıkarak, sanayi sektöründe giriştiği işle tüm kadınlara bir başarı örneği sergiliyor. 

TUĞBA GÖNÜL KİMDİR?

1984 Konya doğumluyum. Lise ve üniversiteyi dışardan bitirdim. 16 yaşımda bir evlilik yaptım. 14 yıllık evliyim, 2 oğlum var.

SANAYİ SEKTÖRÜNDE İŞ HAYATINA GİRİŞİNİZ NASIL BAŞLADI?

Eşim beynindeki kötü huylu tümör nedeniyle bir ameliyat geçirdi. Ancak ameliyat sonrasında hastalık tekrar etti. Durum böyle olunca doktorlar çalışamaz raporu verdi. Eşim işçi olarak sanayide çalışıyordu. Raporlu olduğu için de iş bulamadı. Daha sonra beyinin sağ tarafında uyuşmalar ve unutkanlık olmaya başladı. Doktora tekrar gittiğimizde epilepsi tanısı konuldu. 8 ay boyunca dışarda çalıştım. Ancak bu sefer de çocukları ihmal etmeye başladım. Baktım olmuyor. Eşimi ayağa kaldırmam gerekiyordu. Eşim hep bir işyeri açmak isterdi, aracımı sattık birazda birikim vardı. Bir makine aldım ve Allah’ın verdiği cesaretle bu işe giriştim. 200 bin liralık makinenin 50 bin lirasını peşin verdim. 150 bin liralık senedin altına 3’er vadeyle ödemek şartıyla imza attım. 

ALLAH’A TEVEKKÜLLE YOLA ÇIKTIM…

Allah’a tevekkülle yola çıktım. Çünkü hiç bilmediğim bir işti. Ben makineyi aldığım zaman sanayici, ‘senin kafanda hakikaten bir anormallik var. Çünkü senin yaptığını hiçbir kadın yapmaz’ dedi. Haklıydı, çünkü ev hanımıydım bu sektörle hiçbir alakam yoktu. 100 metre karelik kapalı bir alanda başladım. İş hayatımda 3 ay kadar bir sıkıntı çektim ki bu 3 aylık süre içinde zaten iş yoktu. Yeni açtığımız için bir boşluğumuz vardı. Çünkü kimseyi tanımıyorduk. Hatta sanayide çalıştığım için eşime kızanlar bile oldu.

TAKDİR TOPLAMAYA BAŞLADIM…

Tüm bu tepkilere karşı bir televizyon kanalında habere çıktım. O güne kadar haberlere çıkmayı kabul etmemiştim. Ama artık insanları söyledikleri acıtmaya başladı. Herkesin benim neden sanayide olduğumu bilmesi gerekirdi. Haberin ardından herkes neden burada olduğumu öğrenince takdir toplamaya başladım. Çalıştığım firmalar artık farklı gözle bakmaya başladılar. Acıyanlar da takdir edenler de oldu. Şimdi bana diyorlar ki bu noktaya nasıl geldin? Önce Allah sonra sanayiciler sayesinde oldu. Çünkü 3 ay vadelerle çalışan firmalar, bana 6 ay vadeyle çalışmaya başladı. Şu anda geldiğim noktaya bakarsak, atölyemde 1 trilyona yakın makinem var.

BAŞBAKAN ALNIMDAN ÖPTÜ…

En büyük gururum Başbakan ve Cumhurbaşkanımızla görüşmem oldu. O gün beni onların yanına götüren AK Parti Milletvekili Hüseyin Üzülmez oldu. Cumhurbaşkanımızın yanına geldiğimde elini öpmek için sarıldım. O heyecan, stres o kadar kalabalığın içindesiniz. Oraya bir de tulumla götürüldüm.  Herkes bana bakıyor.  Orada dedim ki; ben eğer burada bugün nefsimi körelttiysem, benim artık nefsimle çok büyük bir mücadelem olamaz. Cumhurbaşkanı’nın yanına vardığımda elimi öptü ve şöyle söyledi; ‘Asıl eli öpülecek anneler sizlersiniz. Türkiye’ye senin gibi güçlü kadınlar lazım’ dedi. Başbakan anlımdan öptü, belki de onların verdiği cesaretle 25. Dönem Milletvekilliği’ne adaylığımı koydum. Konya’da acınan bir kadındım. ‘Tornacı anne’ diyorlardı. Ama şimdi Konya’nın gururu haline geldim.

TÜM BU YAPTIKLARINIZI NE KADAR BİR ZAMAN DİLİMİNE SIĞDIRDINIZ?

Tüm bu yaşadığım sıkıntılar yaklaşık 2 buçuk yılda gerçekleşti. İlk 6 ayım çok kötü geçti. Ben yeri geldi eski atölyemde kendim birebir çalıştım. Atölyede gündüz ben, gece eşim vardiyalı bir şekilde çalışıyorduk. Öyle ki çocuklarla birlikte atölyeye taşındık, diyebilirim. Atölyede tezgâh başında ağlayarak uyuduğum günleri biliyorum. Ancak çok şükür ki Allah ummadığımız yerlerde bize iş kapısı açıp yardım etti.

KİMSE DESTEK OLMADI…

Annem ve babam sanayi işine girdiğim için kızdılar. Hiç kimse destek olmadı. Eşimin en büyük dayanağım olduğunu söyleyebilirim. Eşim benim dünyamdır. Gözünden akacak tek bir damla yaş için dünyayı yakabilecek bir durumdayım. Artık eşime ‘rolleri değiştik’ diyorum. Benim için eşim çok değerlidir. Çünkü beni hiçbir zaman kırmadı.

(Melek Sarıtaş)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.