“Tıbbın her alanında fizyoterapist olmalıdır”
Necmettin Erbakan Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Musa Acar, “Hastanelerin FTR bölümlerinde fizyoterapist olmayan meslek elemanları çalıştırılıyor, bu durum hiç etik değil” dedi.
Necmettin Erbakan üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Musa Acar’la yeni açılan bölüm hakkında ve fizyoterapist mesleğinin geldiği noktayı konuştuk.
Musa Acar kimdir?
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimler Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünde öğretim üyesiyim. Pamukkale Üniversitesi mezunuyum. Yüksek lisans ve doktoramı Selçuk Üniversitesinde tamamladım. Anatomi doktoralıyım.
Fizyoterapinin geçmişi hakkında bilgi verir misiniz?
Fizyoterapiyi dünyada çok fazla geçmişi olan bir meslek olarak kabul edebiliriz. Çünkü ilkel fizyoterapi yöntemleri çok eski çağlara da dayanıyor. Geçmiş zamanlarda da fizyoterapi de kullanılan benzer metotlar hastalara uygulanıyor. Zaman ilerledikçe fizyoterapi birtakım cihazlarla sürekli geliştirilerek modernize edildi Türkiye’deki geçmişi ise çok fazla değil.
Yeni bir meslek bile diyebiliriz. Türkiye’de ilk defa 1961’li yıllarda ortaya çıkmış ve Hacettepe Üniversitesi ile başlayan bir serüveni var. Tabii son yıllarda özel üniversitelerin açılmasıyla fizyoterapiye verilen önem arttı.
Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak Sağlık Bilimleri Fakültesinde bu sene ilk defa açılan bölümlerden biri de Fizyoterapi ve Rehabilitasyon neden bu bölüm açıldı? Açtığınız kontenjan doldu mu?
Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü refah düzeyi iyi gelişen ülkeler çok fazla okul açılıyor.
Bizim ülkemizde de buna doğru giden bir gidişat mevcut. Son yıllarda açılan her üniversiteden ilk konulan bölümlerden biri Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü özellikle sağlık bilimlerine de verilen bir önemli artış var. Bu bölüm Necmettin Erbakan Üniversitesinde açıldı. Çünkü uygulama alanına baktığımızda üniversitemiz açısından bir sıkıntımız yok. Üniversitemizde bir tıp fakültesi hastanemiz var. Fizik tedavi hastanesi var ki bu öğrencilerimiz için çok büyük bir avantaj olacak. Bu sene ki kontenjan sayımız 60 bu rakamı da hemen hemen doldurmuş durumdayız.
Türkiye genelinde açılan okul veya bölümlerin alt yapısının olmaması sorun getirmez mi?
Alt yapı olmadan fazla üniversitede bu bölümün açılması ve bir de açılan bölümlerde fazla öğrenci kontenjanı olması ciddi anlamda bir sıkıntı yaratır. Çünkü fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünde söz edecek olursak meslek Türkiye’de yeni gelişiyor. Bir öğretim elemanının yetiştirilmesi yaklaşık 10 seneyi buluyor. Hacettepe Üniversitesinin 1961’de başladığını ve son 10 yılda bu alanda bir artışın olduğunu düşünürsek yeterli sayıda öğretim elemanı zaten matematiksel olarak mümkün değil. Şu anda bu bölümde bir artış söz konusu ama yeterli laboratuar koşulları, öğretim elemanı ve insan kaynakları sağlanamadığı için kaliteli bir eğitim verilmiyor. Bu durum tabii gelecek için bizlerde de bir kaygı oluşturuyor.
Her şeyden önce bir vatandaş olarak bundan bir 10 sene sonra hastaneye gittiğimizde ne kadar kaliteli bir fizyoterapi hizmeti alacağımız konusunda endişeliyim.
Fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden mezun olan öğrenciler kolay istihdam edilebilecekler mi?
Son yıllarda okulların artması ve buna paralel olarak mezun sayısının artmasıyla birlikte istihdam edilme oranı iş bulma olanakları düşüyor. İstatiksel olarak da bunu görebiliyoruz.
Farklı bölümlerde dâhil okulların fazlaca açılması gerekirken, Türkiye’deki fizyoterapi ve rehabilitasyonun mesleksel olarak geldiği durum, hale gelişmiş ülkeler seviyesinde değil.
Normal de fizyoterapinin çok geniş bir kullanım alanı var. Tıptaki her birimde, tıbbın bir dalı fizik tedavidir. Örnek vermek gerekirse, nörolojik, ortopedik, kadın doğum, pediatrik gibi yani tıbbın her alanında rehabilitasyon var. Şu an ülkemizde uygulanan durum sadece hastanelerin fizik tedavi bölümünde fizyoterapist istihdam ediliyor. Tıbbın her alanında fizyoterapist olmalıdır. Böylece bu bölümden mezun olan insanlarda açıkta kalmamalıdır.
Türkiye geneli baktığınızda hastanede çalışan fizyoterapist sayısı yeterli mi?
Hayır. Maalesef ki yeterli değil. Tabii benim birebir şahit olduğum şeyler var. Türkiye’deki tüm kurumları tam olarak bilmiyorum. Ama hastanelerin FTR bölümlerinde fizyoterapist olmayan meslek elemanları, hemşireler, sağlık personeli ya da hiç sağlık personeli olmayan insanların bu bölümlerde fizyoterapist olarak çalıştırıldığını biliyoruz. Tabii ki bu durum hiç uygun ve etik değil. Bu durum insanlara verilen değer ve istihdamın artması açısından bütün bu olanların devlet ve sağılık politikası olarak tekrar ele alınması gerekir.
Mesleğin yeni olması birtakım sıkıntılarda beraberinde getiriyor mu?
Önceden yönetmelikte böyle bir meslek tanımlanmıyordu. Yönetmelikte de mesleğinin yerinin halen belirlenmemesi sıkıntılara neden oluyor. Tabii bu çok üzücü bir durumdur.
Okul puanlarına baktığınızda buraya gelen öğrencilerin nerdeyse tıp fakültesi puanlarına yakın puanlar alarak bu bölümlere girdiğini görüyoruz. Sağlık alanında bir şeyler yapılırken, bu işin mutfağında çalışan insanlardan görüş alınarak yapılması daha doğru olacaktır. Bazı kararların alınması bizlere ekstra bir yük bindirmeyeceği gibi tam aksine boşa giden enerji ve paranın engellenmesine daha ekonomik kaliteli bir hizmet oluşturulmasına sebep olacaktır. (Melek Sarıtaş)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.