“Özel çocuklar istihdam ediliyor”
Devecioğlu, “Hayatta insanları; dinleri, ırkları, şekilleri ve bireysel farklılıklarına göre ayırdığımız şekilde sürece ne toplum ne ülke olarak bir yere gelemeyiz önemli olan bizden farklı olanı ötekileştirmek yerine onları kabullenmektir” dedi.
Gökcem Konya Down Özel Çocuklar Eğitim ve Spor Kulübü Derneği yönetim kurulu üyesi ve Gökcem Cafe Restaurant sahibi Yasemin Devecioğlu ile yaptıkları çalışmalar hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Yasemin Hanım Gökcem Konya Down Özel Çocuklar Eğitim ve Spor Kulübü Derneği kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
İlk özel gereksinimle gençlerle 1994 doğumlu oğlum Gökhan vasıtasıyla tanıştım. Onun eğitim sürecinde yaşamış olduğum aksaklıklar, sorunlar beni bu alana yönlendirdi. Bu alanın nasıl tahrip edildiğini de gördükten sonra neler yapılabilir kısmını düşünmeye başladım. Tabii oğlumla beraber eğitim alan özel çocuklar vardı ve o çocukların ailelerinin ne kadar bilinçsiz olduklarını fark ettim ve ilk bu durumu eşimle paylaşıp ve bir şeyler yapmak gerektiğini söylediğimde oğlumun eğitim için Ankara’ya gidip geliyorduk. Oradaki eksikliklerin de farkına vardık.
Gördüğünüz eksiklikler nelerdi?
Sistemdeki eksiklik şuydu; herkes farklılaştırıyordu. Bütünleştirme yoktu. Hep özel gereksinimli çocukların ayrıştırılmasını gördük. Rehabilitasyonlarda sınıflarda bununla ilgili bir değişiklik yapılması kararını alarak rehabilitasyon merkezinde bir farklılaştırma oluşturmak için 2007 yılında bir rehabilitasyon merkezi açtık. 2007 yılında bireysel özel bir sektör olarak rehabilitasyon merkezini açtık. Aslında amacımız; dernek ya da vakıf kurmaktı ancak kontrolden çıkabileceğini söyleyerek ilk olarak bu şekilde başlamanın daha doğru olacağını söylediler. Rehabilitasyon merkezimizde 120 çocuğumuza hizmet verdik.
Rehabilitasyon merkezini açtık sonra neler yaptınız?
Sadece eğitim değil sosyal anlamda da çocukların yetişmesi ailelerin geliştirilmesi adına çok kapsamlı çalışmalar yapıldı. Alanında profesör gelerek hocalara hizmet içi eğitimler verdi. Çünkü alanda çalışmış olsalar da eksiklikleri vardı. Ailelere yönelik eğitimler de çocuklara nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili pek çok eğitim verildi. Ancak bu yine yeterli değildi. Çünkü toplumun bakış açısı farklıydı. Okullarda yaşanan pek çok sorun vardı. Bu yüzden kaynaştırma eğitimleri verildi. Sınıflara gidilerek, öğretmenlerle iletişim kuruldu. Oradaki öğretmenlere neler yapabileceği ile ilgili bilgiler verildi. Eğitim programları hazırlandı. Tabii her ne kadar sınıfta bir şeyleri değiştirseniz de çocukların arkadaşlarında ya da velilerde değiştiremiyorsunuz. Bu durumda toplumu bilinçlendirme yönünde bir şeyler yapmak gerektiğini düşündük. 21 Mart Dünya Down Sendromlular Günü’nde ülkemizde resmi olarak kabul edilmemişken pek çok yer anlamını bilmezken ilk kutlamasını 2007 yılında Konya’da yaptık. Özel gençlerimizin hazırlamış olduğu skeçler, müzikler ve sema gösterileriyle güzel bir program çıkardık. O dönemde konuğumuz Türk Halk Müziği Sanatçısı Yavuz Bingöl’ü ağırladık. Sanatçı çağırmamızın sebebi, toplumun dikkatini çekebilmekti. Çünkü özel çocuklar dediğimizde kimse ilgilenmeyeceğini düşündük. 2008 ve 2009 yıllarında geniş kitlelere ulaşarak ve öğrenci katılımını artırarak çalışmalarımıza devam ettik.
Dernek ne zaman kuruldu?
2010 yılında derneğimizi resmi olarak kurduk. Rehabilitasyon çalışmalarımız yine dernek çatısı altında devam etti.
Hangi faaliyetlerde bulundunuz?
İlk spor kulübümüz kuruldu. Burada 12 gencimiz görev alarak federasyonun hazırladığı turnuvalara katıldılar. Bu arada gençlere müzik ve sema eğitimlerinin yanı sıra sosyalleşmeleri için yapılan eğitimler yaptık. Tiyatro kulübü kurduk. 2010 yılında Zerrin Özer ve Murat Kekilli’yi ağırladık. Farklı ülkelerden özel çocuklar getirmeye karar verdik. 2011’de gerçekte çok kapsamlı bir şekilde Mevlana Kültür Merkezi’nde 3 bin kişilik bir salonda bir çalışma yaptık.
Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile irtibata geçtik. 120 kişilik ekibiyle geldi. Zerrin Özer ve İsmali Tunçbilek katıldılar. ABD’den keman çalan özel bir genç, Hollanda’da klarnet çalan bir genç, Mısır’da piyona çalan bir genç, Lübnan’dan bale yapan bir genç kızımız geldi. Ülkemizde Hatay’dan çok güzel piyona çalan özel gencimiz Buğra’yı çağırdık. İstanbul ve Trakya’dan mehter takımı geldi. Konya’dan bizim çocuklarımız katıldı. Çok kapsamlı ve güzel bir çalışma ortaya çıktı. 2013’te Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel, ‘bizimle bir program olsun’ diyerek bize bandolarını verdiler. Necmettin Erbakan Üniversitesi orkestrasını verdi. Yine ünlü konuklarımız ve yabancı ülkeler Kanada ve Japonya’ya katılımlar oldu. Çok geniş ve güzel çalışmalarımız oldu. Almanya ve Hollanda’da yaptığımız etkinlikler gazetelerde yayınlandı. Ancak ülkemizde bu ilgiyi göremedik.
Toplumun bakış açısı tüm bu çalışmalardan sonra değişti mi?
Maalesef ne yaparsak yapalım bu kadar emek ve çalışmaya rağmen toplumun bakış açısını değiştiremedik. O zaman biz de toplumun içine girmeyi düşündük. O dönemde Hilton Otel Müdürü Ayla Hanım ile bir görüşme sağladık ve kendisi orada 6 özel genci eğitim almasını kabul etti. Orada 6 öğretmen ve bir psikolog ile birebir eğitim verildi. Çalışmaları videoda kayıt altına alınarak beceri analizlerini ortaya çıkardık. 6 gencin 3’ü istihdam edildi. Engelli kadrosunda değil, normal birey kadrosunda 2 yıl boyunca çalıştılar. Bu bizim için bir umut ışığı oldu. Güzel bir çalışmaydı. Ancak tekrar bir çalışmaya girmek firmayı huzursuz eder düşüncesini taşıdığımız için kendi kontrol alanımız olan bir yerde yaparsak daha verimli olabileceğini düşündük ve korumalı iş yeri yasasının ülkemizde kullanılmadığını gördük. Burası orta ve ağır derecede zihinsel engelli gençlerin; mesleki eğitim, sosyal yaşam, toplumsal yaşam becerileri, hijyen eğitimin sağlandığı bağımsız kendi haklarını koruyabilecekleri öğretmeye çalıştığımız bir eğitim alanıdır. Ama aynı zamanda çok nitelikli bir kafe restorant, en büyük sorunu orada yaşıyoruz. İnsanlar, buranın sadece bir eğitim alanı olduğunu düşünüyor ve müşterimiz yok. Burası aynı zamanda bir hizmet alanı özel gençlerimiz burada 2,5 ay kurs alarak sertifikalandırıp istihdam edilecekler.
Şu anda kafede kaç genç istihdam ediliyor?
Kendi özel kadromuzda 9 özel çocuğumuz var. Hepsi de yetişmiş vaziyette bağımsız çalışıyorlar. Şu anda bir voleybol takımımız var. Bir masa tenisi yapan arkadaşımız var. Jimlastik çalışmalarımız devam ediyor.
21 Mart Dünya Down Sendromu Günü için yapacağınız bir etkinlik var mı?
Hafta içine geldiği için etkinliklerimizi hafta sonuna erteledik. 25-26 Mart olarak planladık. Gönüllü kadınlar topluluğumuz var. Tek başıma çalışmıyorum. Arkamda bu işe yürek veren bir ordum var. Bu gitgide artacak kermes yapacağız. Bir şölen havasında olacak farklı şeyler planlıyoruz. İnsanlar buraya geldiğinde keyif aldıkları farklı bir ortamı oluşturmak istiyoruz.
Aslında 21 Mart günü hatırlatmak değil, hatırlanmak istiyoruz. Ancak yapacağımız programlara herkesi bekliyoruz.
İstihdam projesi hakkında bilgi verir misiniz?
İçişleri Bakanlığı dernekler masasın açmış olduğu İŞ-KUR, Milli Eğitim ve Necmettin Erbakan üniversitesi ortaklığıyla yaptığımız bir proje hayata geçiriyoruz. Burada şu anda eğitim verdiğimiz 16 öğrencimiz var. Burada meslek öğreniyorlar. Onlara baktığımızda çok şeyin değiştiğini görüyoruz. İlk geldiklerinde yüzümüze bakamıyorlardı çünkü toplum tarafından örselenmişler. Ancak şimdi hayata dair bir şeyler yapıyorlar. Kendilerini değerli hissediyorlar. Onları böyle görünce biz de mutlu oluyoruz.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
Hayatta insanları; dinleri, ırkları, şekilleri ve bireysel farklılıklarına göre ayırdığımız şekilde sürece ne toplum ne ülke olarak bir yere gelemeyiz önemli olan bizden farklı olanı ötekileştirmek yerine onları kabullenmektir. / Melek Sarıtaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.