“Madde bağımlılığı tedavisinde başarı oranı düşük”

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM Sorumlusu Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Demirel, madde kullanımının giderek arttığını belirterek, sadece tıbbi tedavinin maddeyi bırakmada yeterli olmadığını söyledi

“Madde bağımlılığı tedavisinde başarı oranı düşük”
Yayınlanma:

Röportaj için gittiğim Psikiyatri kliniğinin tam karşısında yer alan AMATEM (Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi) yataklı servisini ziyaret ettim. Klinikte 28 hasta yatarak tedavi görüyor. Bu serviste hastalara tam bir ev ortamı sağlandığı gördüm. Hastalara bu serviste bırakmak istedikleri maddeyi unutabilmeleri için 1 ay boyunca çeşitli uğraşlar edinmeleri sağlanıyor. Servisten içeri girdiğimde kimi kitap okuyor kimi masa tenisi oynuyor kimi ise müzik dinliyordu. Hepsinin tek isteği ise madde bağımlılığında sonsuza denk kurtulmak. İşte o röportajın detayları…

Başak Demirel sizi tanıyabilir miyiz?

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Uzmanlığımı Ankara Dışkapı Eğitim Araştırma hastanesinden yaptım. İlk görev yerim Isparta’dan sonra şu anda Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri uzmanı ve AMATEM sorumlusu olarak yaklaşık 3 yıldır çalışıyorum.

Madde bağımlılığı nedir? Maddenin türüne göre bağımlılık sürecide farklılık gösterebiliyor mu?

Kişinin gündelik hayatta aslında fiziksel ve ruhsal anlamda ihtiyaç duymadığı halde bağımlılık yaptığı için madde olmadan gündelik hayatını sürdürememesidir. Her uyuşturucu etkisi değişmekle birlikte maddenin bağımlılık süreci de birbirinden farklıdır. Mesela sentetik esrarlarda bağımlılık çok çabuk gelişebiliyor. Bağımlık, kişinin kullandığı maddenin artık ona yeterli gelmemesidir. Dolayısıyla kişi o maddeye almadığı zaman fizyolojik ve psikolojik belirtiler yaşamaya başlıyor. Biz buna yoksunluk ve tolerans diyoruz.

Bir insanın madde bağımlısı olduğunu nasıl anlayabiliriz?

Kişinin madde kullandığını anlamak çok zordur. Belirgin anlayabileceğimiz noktalar şunlardır: madde kullanılmaya başladıkça artık kişinin gündelik hayatı madde etrafında dönmeye ve sorumluluklarını aksatmaya başlıyor. Eğer kullanan ergenlik çağından bir genç ise başarı oranı azalıyor. Aslından olduğunda daha sinirli ve öfkeli hale geliyor. Bunların yanı sıra uyku problemleri, terleme, titreme, gözde kızarıklık gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkıyor.

Dolayısıyla kişinin o anki davranışsal olarak yaşadığı problemlerden, ne olduğunu anlamlandırabiliriz.

AMATEM’de süreç nasıl işliyor?

AMATEM’de hem bizim polikliniğimiz hem de yataklı servisimiz var. Bize gelen hastaların büyük bir çoğunluğu eroin bağımlısı ki bu hastaların maddeyi bırakması biraz daha zor oluyor. Daha sonra alkol ve esrar geliyor. Eroin bağımlıları üzerinde konuşacak olursak eğer öncelikle hasta polikinliğe geliyor. Hastanın risk değerlendirmesini yapıyoruz. İdrar ve kan tahlilleri yapılıyor. Hastanın ne derece bir bağımlı olduğun tespit edip, değerlendirmesini yaptıktan sonra kişiye yatarak veya ayaktan tedavi öneriyoruz. Hastanın yatışına karar verildiyse, sıraya alınıyor. Ancak acil olarak değerlendirdiklerimizi hemen yatırabiliyoruz.

Hastaların büyük bir çoğunluğu ayaktan idare tedavi görebilecek hastalar olurken, eroinin nüksetmesi gibi bir sıkıntısı olduğu için hastanın mutlaka yatış sürecine girmesi gerekiyor. Her gün polikliniğimize toplamda 70 hasta geliyor.

Yataklı serviste hastalara sıra gelmesi zor olmuyor mu? Burada hastalar nasıl tedavi görüyor?

Yataklı servisimizde 26 tane yatağımız var. Genellikle her zaman dolu oluyor. Son zamanlarda biraz daha arttı. Şu anda 3 ay gibi bir süreç içersinde yatış sırası diğer hastalara geliyor. Yatan hasta öncelikle ilk bir hafta detoks olarak nitelendirdiğimiz bir arınma döneminde geçiyor. Çeşitli ilaçlarla hastayı eroinden arındırıyoruz. Çünkü eroin kullanmadığı zaman yoğun fiziksel ve psikolojik bulgular ortaya çıkıyor. Bunun içinde çeşitli ilaçlarla o sıkıntısını gidermemiz gerekiyor. Hasta bu ilk haftada çok fazla bir psikolojik tedaviye açık olmuyor. Geriye kalan 3 haftada çeşitli eğitimlerden yararlanıyorlar. Hastalar serviste vakitlerini doldurmak için rehabilitasyon amaçlı KOMEK’ ten müzik, spor, aşçılık gibi çeşitli dersler görüyorlar. Selçuklu Belediyesi ile görüşmelerimiz neticesinde haftada bir gün yüzmeye gidiyorlar. Çarşamba günleri cüzzi miktarda hem hastalar hem doktorlar para toplayarak eğlenmek için etkinlikler düzenliyoruz. Sinemaya gidiyoruz. Aslında bunları yapmaktaki amaç hastaya madde dışında da hayatta keyif alabilecekleri bir şeyler olduğunu göstermek. Çünkü sadece tıbbi tedavini bir geçerliliği yok. Hasta yaşantısını ve bulunduğu ortamı değiştirmediği sürece tekrar maddeye yöneliyor.

Madde bağımlılığında bir artış söz konusu buna karşılık AMATEM’in başarı oranı nedir?

Madde bağımlılığı tedavisi başarı oranı düşük bir yöntemdir. Dünyanın her yerinde durum böyledir. AMATEM’de poliklinikte ya da yataklı serviste verdiğimiz tedavinin bir yeterliliği yok. Madde bağımlılığı tedavisi tıbbi yönden ilerleyecek bir tedavi değil. Bu konuda işin içine belediyenin, sivil toplum kuruluşlarının, Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın girmesi gerekir. Aynı zamanda bu 1 aylık zaman diliminden sonra hastanın ailesini eğitmeyip, arkadaş ortamını değiştirmeyip ya da iş bulmadıkça başarıya ulaşmış sayılmazsınız. Çünkü hepsinin belli bir çevresi var. Dolayısıyla sosyal aktivitelerle bu kişiyi desteklemedikçe ne kadar ilaç tedavisi verirseniz verin tekrardan madde kullanmak durumunda kalıyor. Çünkü bu bir kısır döngü aslında buradaki aslında AMATEM’in başarısı ya da başarısızlığı değil. Madde kullanımının yaklaşımın genel başarısızlığı var. Ama biz hastaya tedavi ediyoruz. 1 ay sonra kontrole gel diyoruz, tabii bu 1 aylık süreçte hastanın ne ailesiyle görüşüyoruz ne arkadaş ortamını düzenliyoruz. Dolayısıyla bu durumda 3 ay sonra tekrardan madde kullanarak bize geliyor. Bu açıdan bakıldığında başarı oranı maalesef ki düşük oluyor.

Şu anda AMATEM yataklı serviste kaç hasta tedavi görüyor?

Serviste 26 kişi tedavi görüyor. Konya dışında Isparta, Karaman, Afyon, Aksaray, Niğde gibi çevre illerde gelen çok sayıda hastamız da bulunuyor.

2014-2015 yıllarına değerlendirirseniz madde kullanımında bir artış söz konusu mu?

Tabii ki bir artışın olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’de bunu açıkça ortaya koyan bir veri yok. Ancak bizim burada gözlemlediğimiz kadarıyla bu anlamda bir artış olduğunu görebiliyoruz. Özellikle de gençlerde madde bağımlılığında bir artış var.

Madde bağımlısı olan gençlere ve onların ailelerine ne tavsiye edersiniz?

Madde bağımlılığında aslında aileler düşen koruyucu hekimlik önemli Türkiye’de öncelikle insanların madde kullanımına düşmemesi için birtakım önlemlerin alınması gerekir. Aile ilişkilerin çok önemli özellikle ergenlik dönenlerinde aile ilişkilerin sıkı tutulması gerekir.

Ailenin çocuğun nerde kiminle gezdiğinin bilincinde olması gerekir. Aile ne kadar çocuktan habersiz ise risk faktörü de o kadar artıyor. Ergenlik döneminde zaten bir dürtüsellik ve yenisellik var. Çocuk aileden bulamadığı o ilgiyi muhakkak doldurmaya çalışacaktır. Bu açıdan bakıldığında mutlaka çocuğun girdiği ortam kontrol edilmelidir. Özellikle aile ilişkileri çok önemli çünkü bu tip sorunlar aslında temelde aileden başlıyor.( Melek Sarıtaş)

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.