“Konya’yı evrensel çalgı klarnetle tanıtmak istiyoruz”

Konya’nın ilk Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Öner Mustul Sanat Merkezi Eğitmeni Öner Mustul ile projeleri ve resim, müzik ve dans derslerinin verildiği sanat merkeziyle ilgili keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Öner Mustul sizi tanıyabilir miyiz?

1985 Konya’nın Ereğli İlçesi’nde doğdum. İlköğretim ve liseyi Ereğli’de okudum. Aslında lise yıllarımda amacım, müzik öğretmeni olmak değildi. Matematik öğretmeni olmak istiyordum. Ancak kısmet değilmiş ki Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ni kazandım. Ama bu seferde okumak istemedim. Ailemde müzikle uğraşan çok insan olunca bende de bu alana doğru bir geçiş oldu. Özellikle annem ve babamda müziğe karşı çok ciddi ilgi vardı, onlardan etkilenmiş olmalıyım ki müzik öğretmenliği okumaya karar verdim. 2006 yılında girdiğim sınavda Selçuk Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümünü kazandım. Şu anda yüksek lisans eğitimime devam ediyorum.

Öner Mustul Sanat Merkezi ne zaman kuruldu?

Ülkemizde 20. yüzyılın ikinci yarısından bu yana, sanat eğitimi kurumsallaşmakta ve böylece sanata olan bilimsel bakış açısı da gelişmektedir. Aslında ilk çağlardan beri var olan sanat eğitimi alanındaki uygulamaların tarihsel değerlendirmeleri ve deneysel metotlarla saptanan faydaları ölçüsünde geliştirilen son dönem sanat eğitimindeki kurumların önemi yadsınamaz derecede önemlidir. Söz konusu nitelikli kurumları örnek alarak, müzik-resim ve dans eğitimini geleneksel sistemler ile çağdaş eğitimi birleştiren bir bakış açısıyla sanat dolu bireyler yetiştirmek başlıca hedefimizdir. 2010 yılında küçük bir "Müzik Atölyesi" adı altında kurulan sanat merkezimiz, bugünkü tasarımıyla, yenilikleriyle ve imkânlarıyla, bünyesinde iki farklı sanat dalı daha ekleyerek hizmetine kaldığı yerden devam etmektedir. 6 ay önce de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Konya’nın ilk sanat merkezi durumuna geldik. Artık Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ortak bir çalışmayla eğitimlerimiz devam ediyor. Yoğunluk her geçen gün artıyor.

Hangi bölümlerde ders veriyorsunuz?

Müzik sınıfımız da hayatında amatör ya da profesyonel olarak müziğe yer vermek isteyen herkesin, sağlam bir alt yapı edinerek iyi bir düzeye ulaşmalarını sağlamayı ve müzik sektöründe aranan nitelikli müzisyenler yetiştirmeyi hedeflemekteyiz. Her yaş grubuna yönelik, piyano, keman, viyola, viyolonsel, klarnet, yan flüt, saksafon, gitar, elektro-gitar, bateri, kanun, ud, bağlama, şan ve orff çalgıları eğitimi verilmektedir. Müzik, resim ve dans sanatını meslek edinmek isteyenlere, yetenek sınavlarına hazırlık kurslarını uzman eğitmen kadrosu ve yenilikçi eğitim teknikleri ile vermekteyiz.

Konya’daki sanata bakış açısı nasıl? Projeleriniz destekleniyor mu?

Konya kültüründe yerel yönetimlerde aktif olarak müziksel bir faaliyet yok. Ama siz bir projeyle gittiğinizde  o kapılar tamamen size kapamıyor. Sizi destekliyorlar. En azından imkân ve yer sağlıyorlar. Ancak Konya’da en önemli olan şey zaten yeri sağlamak. Ama gelip bir festival yapalım ya da farklı bir aktivite yapalım, siz ne düşünürsünüz, gibi bir durum söz konusu olmuyor. Geçtiğimiz dönemlerde “Konya nefes alıyor” adında bir projemiz olacaktı. Türkiye’nin en ünlü klarnetçilerinden; Hüsnü Şenlendirici, Göksun Çavdar gibi sanatçılarla irtibata geçtik. Makedonya, Azerbaycan, Bulgaristan’da bulunan çok sayıda sanatçıdan olumlu dönüşler aldık.150-200 kişilik bir grupla birlikte ilahi çalacaktık. Bu projeyi Selçuklu Belediyesi’ne götürdük. Ancak olumsuz bir dönüş oldu. Hâlbuki evrensel bir çalgının böylesine güzel bir festivalde özellikle de burada gerçekleşmesi hem dünya hem ulusal basının dikkatini çekecekti. Bu durum Konya tanıtımına katkı sağlayacaktı. Ama olmadı. En azından bundan sonra Konya’yı düzenlendiğimiz uluslararası projelerle evrensel çalgı klarnetle ile tanıtmak istiyoruz. Bunu içinde yerel idarelerden destek bekliyoruz. Şimdi önümüzde 18 Mart Çanakkale Zaferi için gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bir proje var. Onun çalışmalarına devam ediyoruz. Oysa Türkiye’de il müftülüğünde klarnetle ilahi çalan tek insanım. 2 yıl Konya İl Müftüğü’nde konsere davet edildim. Bu çalgının sadece piyasa çalgısı olarak adlandırılmaması için bu şehirde elimden gelen her şeyi yapma çalışıyorum. Sadece ney ile ilahi çalınır gibi bir durum söz konusu değil, diğer tüm enstrümanlarla da ilaha çalınabilir.

Mevlana törenlerinde klarnetle ilahi çalmayı ister misiniz?

Mevlana törenlerinde yapılacak olan her türlü faaliyete seve seve katılırım. Zaten Yunus Emre’nin şiirleriyle ilgili kendi bestelerim var. Çalışmalarımı Hz. Mevlana’yı anma törenlerinde elbette değerlendirmek isterim.

Çocukların yetişmesinde sanatın rolü nedir?

En başta özgüven bu çok önemlidir. İçe kapanık olan öğrencilerimize ders verdim.  Düşünün anladın mı, sorusuna bile sadece kafa sallayarak cevaplıyorlardı. Sanatsal eğitimin özgüven üzerinde çok yapıcı bir etkisi var, içe kapanık öğrencilerim 1 yıl sonra 300 kişinin karşısında ciddi bir özgüvenle müzik aletini çalabildiler. Zaten biliyoruz ki müzik aleti çalan insanların beyinlerin yüzdelik dilimini daha fazlasını kullanabiliyorlar. Her insan mutlaka enstüraman çalmalıdır. Çünkü bir terapi görevi görüyor. Tabii velilerin bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Çocukları kendi haline bıraktığınızda bilgisayar ya da telefonla oynayacaktır. Mutlaka bir sanat dalıyla haftanın bir günü uğraşmaları gerektiğini düşünüyorum. Burada en önemli görev biraz daha ailelere düşüyor.  Ayrıca sanatla uğraşıp aynı zamanda kötü işlerle de uğraşan bir insana denk gelmedim. Sanatsal faaliyetlerde olan insanlar barışçıl insanlardır. Melek Sarıtaş